Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1819 E. 2024/2148 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının davalı erkeğin ölümüyle konusuz kalması üzerine yargılama giderlerinin davacı kadına yükletilmesine ilişkin husus.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin ölümüyle boşanma davasının konusuz kalması ve bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olması gözetilerek, yargılama giderlerinin davacı kadına yükletilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2270 E., 2023/3100 K.

DAVA TARİHİ : 02.12.2019

KARAR : Konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı- davacı erkek ile aralarında sürekli tartışmalar olduğunu, 2017 yılından sonra olduğu mide ameliyatından sonra davalı erkeğin çalışmadığını, evin geçimini sağlamadığını, kendisine ve çocuklara hakaret ettiğini, kendisine bıçak çektiğini, davalı- davacı erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, babasının kendisine vurmaya çalıştığını, ailesinin kendisine hakaret ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk Erva`nın velâyetinin kendisine verilmesine, 700,00 TL tedbir nafakasının kendisine bağlanmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle davalı karşı davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, dava açtıktan sonra davacı karşı davalı kadının ortak çocukları göz önüne alarak tekrar şans verdiğini, ancak erkeğin ailesinin şiddet uygulamak istemesi, erkeğin bıçak çekmesi, sürekli hakaret, tehditler ve erkeğin annesinin evden kovması üzerine davacı karşı davalı kadının evden ayılmak zorunda kaldığını iddia ederek davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, 700,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının ve çocuklar için ayrı ayrı 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, nafakaların Üfe oranında arttırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, kusurlu olanın davacı kadın olduğunu, davacı kadının evine, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, çocukları arasında ayrım yaptığını, müvekkilinin ailesini istemediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mide kanseri olması nedeni ile çalışamadığını, müvekkilinin en çok ihtiyaç duyduğu anda davacı- davalı kadının terk ettiğini, davacı- davalı kadının boşanma davası açtıktan sonra müvekkili ile aynı evde yaşamaya devam ettiğini, davacı kadının ortak çocuklara şiddet uyguladığını, davacı- davalı kadının müvekkilinin hastalığında yalnız bıraktığını, müvekkilini aşağıladığını, mahrem hayatlarını başkalarına anlattığını, 20.12.2019 tarihinde tarafların tartıştıklarını, davacı- davalı kadının müvekkilinin annesinin üzerine yürüdüğünü ve evi terk ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2019/558 Esas, 2021/333 Karar sayılı kararıyla; davalı karşı davacı erkeğin bir süre önce kanser hastalığına yakalandığı, tedavinin uzun bir süre devam ettiği, bu süreçte davalı karşı davacı erkeğin işten ayrılmak zorunda kaldığı, tarafların erkeğin ailesi ile aynı apartmanda altlı üstlü olarak oturdukları, ancak erkeğin tedavisinin uzun sürmesi nedeniyle kadının da geçici işlerde günübirlik çalışmaya başladığı, bu süreçte davacı karşı davalı kadının evin bakım ve temizliği ve çocukların bakımı ile ilgilenmediği, erkeğin çalışmaması nedeniyle "sen nasıl erkeksin, git çalış" şeklinde davalı karşı davacı erkeğe hakaret ettiği, erkeğin tedavisi ve taraflar arasında cinsel ilişki gerçekleşmemesi nedeniyle davacı karşı davalı kadının eşler arasında kalması gereken mahrem konuları eşinin akrabalarına anlattığı, davacı karşı davalı kadının boşanma davasını açmasından sonra taraflar arasında çıkan tartışma nedeniyle ev eşyalarına zarar vererek evden ayrıldığının anlaşıldığı ve davacı karşı davalı erkeğin bu yöndeki iddialarını ispat ettikleri kanaatine varıldığı, davacı karşı davalı kadının müşterek haneden boşanma davası açıldıktan sonra da aynı evde yaşamasının ekonomik nedenlerden kaynaklandığı davalı karşı davacı erkeği affetme anlamına gelmeyeceği, tüm dosya kapsamı, mevcut deliller ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacı karşı davalı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğinin dosya kapsamından sabit olduğu, kusur belirlemesinde davacı karşı davalı kadının tam kusurlu, davalı karşı davacı erkeğin ise herhangi bir kusuru olduğunun ispatlanamadığı, davacı karşı davalı kadının dava dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığı, karşı dava ve cevap dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde karşı davaya cevap ve asıl davaya cevaba cevap dilekçesi vermediği bu nedenle duruşmada beyanları alınan davacı karşı davalı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Buğra`nın velâyetinin davalı karşı davacı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Erva`nın velâyetinin davacı karşı davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuk Erva lehine hükmedilen 100,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinletikten sonra 200,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 8.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili; reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, nafaka miktarları, erkeğin boşanma davasının kabulü ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili ortak çocuk Erva`nın velâyeti, hükmedilen nafakalar ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2023 tarihli ve 2021/2196 Esas, 2023/131 Karar sayılı kararıyla; davacı kadının boşanma davası açtıktan sonra tarafların tekrar barışarak evliliğe devam ettiklerinin tarafların karşılıklı dilekçelerinden anlaşıldığı, affedilen veya en azından hoşgörü ile karışlanan olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, boşanma davası açılmazdan evvel yaşanan olayların af kapsamında kalan olaylar olduğu, davacı kadına izafe edilen " davalının çalışmaması nedeniyle "sen nasıl erkeksin, git çalış" şeklinde davalıya hakaret ettiği, davalının tedavisi ve taraflar arasında cinsel ilişki gerçekleşmemesi nedeniyle davacı kadının eşler arasında kalması gereken mahrem konuları eşinin akrabalarına anlattığı" şeklindeki kusurların, af kapsamında kalan kusurlar olduğu, bu vakıaların kadına kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, davacı kadına izafe edilen "davacının boşanma davasını açmasından sonra taraflar arasında çıkan tartışma nedeniyle ev eşyalarına zarar vererek evden ayrıldığı" şeklindeki kusur yönünden dinlenen tanıklar ... ve ...'ın beyanları ise görgüye dayalı beyanlar olmadığı, ev eşyalarının kadın tarafından kırıldığının usulünce kanıtlanmadığı, bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, davalı karşı davacı erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun bulunduğunu kanıtlayamadığı, erkeğin boşanma davası yönünden de 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluşmadığı, davalı karşı davacı erkeğin de boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin karşı davası yönünden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair, davalı karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili; reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, ortak çocuk Erva`nın velâyeti ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 07.06.2023 tarihli, 2023/2974 Esas 2023/3051 Karar sayılı kararı ile; temyizden sonra 08.03.2023 tarihinde davalı karşı davacı erkeğin öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının konusuz kaldığı, ölüm nedeniyle konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; nüfus kaydına göre davalı karşı davacı erkeğin 08.03.2023 tarihinde öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının konusuz kaldığı, davalı mirasçılarına duruşma davetiyesi tebliğ edildiği ancak davayı takip etmedikleri, bu durumda konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesi ile konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı kadın tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı karşı davalı kadından alınarak hazineye gelir kaydına, davalı karşı davacı erkek tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı karşı davacı erkek mirasçılarından alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili; yargılama masrafları bakımından bir kusur değerlendirmesi yapılmadığını, yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakıldığını, her ne kadar boşanma davası konusuz kalmış olsa da davanın açılmasında herhangi bir kusuru bulunmayan müvekkilinin yargılama masraflarını ödemesine ilişkin hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece yargılama giderlerinin doğru hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 332 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; davalı- davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı- karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.