Logo

2. Hukuk Dairesi2024/181 E. 2024/8164 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın amacı gözetilerek manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2970 E., 2023/1813 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/463 E., 2022/670 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına hakaret ve küfür ettiğini, hamileliğinde ve doğumunda ilgilenmediğini, sosyal anlamda kadını yalnız bıraktığını, yıllardır cinsel hayatları olmadığını, erkeğin ayrı yattığını, çocukla ilgilenmediğini, başka kadınlarla ilişki kurduğunu, maaş kartını elinden aldığını, şiddet uyguladığını, evin giderlerine katılmadığını en son yine başka bir kadınla olan mesajlaşmalarını kadının yakaladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.800,00 TL tedbir-iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ÜFE oranında artış yapılmasına, faizi ile 150.000,00 TL manevî, 40.000,00 TL maddî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili 03.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle zina sebebiyle mümkün değilse evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının erkeği hor gördüğünü, aşağıladığını, soğuk davrandığını, odaya almadığını, evin kilidini değiştirdiğini, tatillere tek gittiğini, evden kovduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 10.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarında davalının davacıyı aldattığına ilişkin anlatılan hususlarda aktarıma ait bilgiler olduğu, asıl davada davacı tanıklarının anlattığı hususların zinanın varlığı için tek başına yeterli olarak değerlendirilmediği gerekçesi ile kadın tarafından zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği, evi, eşi ve çocuğuyla fazla ilgilenmediği, davalının davacı kadın ve ortak çocukla hiçbir sosyal aktiviteye katılmadığı, davalı erkeğin davacı kadına hakaret ettiği ve onu aşağılayıcı kelimeler kullandığı, ortak çocuk hastalandığında davalının çocukla ilgilenmediği, çocuğun kreş ve eğitimiyle ilgilenmediği, masraflarını karşılamadığı, davalının evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla duygusal ilişki yaşadığı ve onlarla mesajlaştığı bu şekilde davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve bunu davalının ikrar ettiği, tarafların evlilik birliğinin sona ermesinde sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davada kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 0903.2021 tarihli ara kararla velâyeti geçici olarak davacı anneye verilen ve anneyle birlikte kalan ortak çocuk lehine dava tarihi olan 24.08.2020 tarihinden başlamak her ay ödenmek ve hüküm kesinleşinceye kadar devam etmek üzere verilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar aynen devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 400,00 TL yükseltilmesine ve iştirak nafakasına dönüştürülmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak ortak çocuk yararına kullanılmak üzere davacı anneye verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, erkeğin kadının kusurunu ispatlayamadığı gerekçesi ile erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı karşı davalı kadın vekili; zina sebebine dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili; her iki dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya ibraz edilen davalı karşı davacıya ait dosyadaki delillerin davalı karşı davacının zina ettiğini ispatlamada yeterli olmadığı, mahkemece Malatya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1085 Esas sayılı ceza dosyasına atıf yaparak davalı karşı davacı erkeğin, davacı karşı davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığından bahisle kusur yüklemesi yapılmış ise de, davalı karşı davacının bu eyleminden sonra tarafların birlikteliklerinin devam ettiği, davacı karşı davalının davalı karşı davacının bu eylemini affettiği, en azından hoş görü ile karşıladığı anlaşılmakla, davalı karşı davacının kusura yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı karşı davacıya yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılmasına, mahkemece davalı-karşı davacıya yüklenen diğer kusurların gerçekleştiği, davacı-karşı davalının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu, davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarı makul, ancak iştirak nafakasının miktarı az olduğu gerekçeleri ile davalı karşı davacının kusur tespiti dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı karşı davacının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalının kusursuz, davalı karşı davacının ise tam kusurlu olduğunun tespitine, davacı karşı davalının maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak davacı karşı davalı lehine hükmedilen maddî-manevî tazminat ve iştirak nafakasına ilişkin maddelerinin kaldırılmasına, davacı karşı davalının diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddine, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, ortak çocuk için boşama hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı erkek vekili; her iki dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; zina sebebine dayalı davasının reddi, manevî tazminatın miktarı ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddi kararlarının doğru olup olmadığı, kadının zinaya dayalı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı karşı davalı kadın yararına manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Bülent'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Şenay'a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.