"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2407 E., 2023/3463 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/21 E., 2023/14 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, erkeğin karşı davasının esasa cevap süresinde açılmadığından usulden reddine ilişkin karar kesinleştiğinden bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların daha öncesinde Antalya 5. Aile Mahkemesinin 2012/237 Esas 2014/127 Karar sayılı ilamı ile boşandığını, sonrasında 02.03.2017 tarihinde yeniden evlendiğini erkeğin, evlilik birliği içerisinde erkeğin müşterek konuta gelmediğini geldiğinde de evi otel gibi kullandığını, büyük çocukları ile kadını görüştürmediğini, çocukları annelerine karşı doldurduğunu, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini erkeğin evlilik birliği içinde sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, başka kadınlarla mesajlaştığını, kadının Antalya 3.Aile Mahkemesi'nin 2017/789 Esas sayılı dosyasından boşanma davası açtığını ancak büyük çocuğunu görebilmek için feragat ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, kadının bu boşanma davasından önce de aynı sebeplere dayanarak Antalya 3. Aile Mahkemesinde 12.09.2017 tarihinde boşanma davası açtığını ancak feragat ettiğini, bu feragatten 2,5 ay sonra bu davayı açtığını, davacı tarafın feragat nedeniyle kusur olsa bile eşini affetmiş sayıldığı, geçimsizlik iddiasının sadece 2,5 aylık dönemi kapsayabileceğini bu dönemde de taraflar arasında herhangi bir geçimsizlik olgusu olmadığını beyan ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2019 tarihli kararı ile özetle; toplanan deliller, gelen dosyalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kadının Antalya 3. Aile Mahkemesinde 12.09.2017 tarihinde eşine yönelik boşanma davası açtığı ve 11.10.1017 tarihinde açtığı bu davadan feragat ettiği, feragat nedeniyle Mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu karar tarihinden sonra yeni bir olguya dayanmadığı, ret kararından sonra yine aynı nedenlere dayanarak aynı konuda mahkememizde 20.12.2017 tarihinde dava açtığı, kadının aynı konuda daha önce açılan davadan feragat etmesi nedeniyle eşini affetmiş sayılacağı göz önüne alınarak açtığı davasının reddine karar verildiği, davalı taraf 20.09.2019 tarihli celsede karşı dava açtığını bildirdiği, Mahkeme tarafından 17.05.2017 tarihli celsede sözlü yargılama aşamasına geçidiği, erkeğin karşı davasının süresinde açılmadığı,erkeğin karşı davasını dava dilekçesini tebliğ aldığı tarihten itibaren iki haftalık süre içinde açması gerektiği ancak yapılan incelemede karşı dava tarihinin 20.09.2019 tarihi olduğu bu bağlamda yasal sürenin dolduğu anlaşıldığından erkeğin karşı davasının usulden reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, kadının ihtiyaçları ile kocanın gelir durumu karşılaştırılarak davacı-davalı kadın yanında olduğu bildirilen küçük çocuk için tedbir nafakasın karar verildiği gerekçesi ile; davacı tarafın açmış olduğu boşanma davasının reddine, davalı-davacı tarafın karşı davasının esasa cevap süresinde açılmadığından usulden reddine, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, tarafların fazlaya ve başkaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-davalı kadın vekili davanın kabulü gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2021 tarihli kararı ile özetle; dava dilekçesinin polis olan erkeğin iş yeri adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre 28.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan tebligat usulsüz olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından; kadının dava dilekçesinin davalı erkeğe usulüne uygun şekilde tebliği, cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, erkek cevap dilekçesi sunması halinde dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmak gerektiği bu nedenlerle davacı-davalının sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın, gerekçede yazılı işlemler yapılmak üzere üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; toplanan deliller, gelen dosyalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kadının Antalya 3. Aile Mahkemesinde 12.09.2017 tarihinde eşine yönelik boşanma davası açtığı ve 11.10.1017 tarihinde açtığı bu davadan feragat ettiği, feragat nedeniyle Mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu karar tarihinden sonra yeni bir olguya dayanmadığı, ret kararından sonra yine aynı nedenlere dayanarak aynı konuda Mahkememizde 20.12.2017 tarihinde dava açtığı, kadının aynı konuda daha önce açılan davadan feragat etmesi nedeniyle eşini affetmiş sayılacağı ayrıca tanıkların beyanlarının önceki boşanma davası devam ederken olan olaylara ilişkin bulunduğu ikinci kez evlendikten sonra tarafların ve tanıkların bir araya gelmedikleri yeni bir olaya da dayanmadıkları göz önüne alınarak açtığı davasının reddine karar verildiği, davalı taraf 20.09.2019 tarihli celsede karşı dava açtığını bildirdiği ancak Mahkeme tarafından davalı-davacı tarafın karşı davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; bu kararın davalı tarafça süresinde istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından bu hususta ayrıca karar verilmediği, toplanan deliller çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, kadının ihtiyaçları ile davacı kocanın gelir durumu karşılaştırılarak kadın yanında olduğu bildirilen küçük çocuk için tedbir nafakasına hükmedilm gerekçesi ile; Mahkemece davalı tarafın karşı davasının esasa cevap süresinde açılmadığından usulden reddine ilişkin kararın davalı-davacı tarafça istinaf edilmemesi sebebiyle kesinleştiğinden bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı tarafın açmış olduğu boşanma davasının reddine, boşanma davası açılmakla taraflar ayrı yaşamaya hak kazandığından anne ile birlikte yaşayan ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihinden itibaren 600,00 TL'ye çıkartılmasına iştirak nafakası olarak devamına, her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, davacı-davalı tarafın sürekli bir işi bulunduğu anlaşıldığından tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, tarafların fazlaya ve başkaya ilişkin tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davanın reddi ile tarafların boşanmamış olmasına rağmen küçük çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilerek nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup hatalı olmakla birlikte erkek istinaf yasa yoluna başvurmadığından, dolayısı ile bu konuda aleyhe istinaf bulunmadığından karardaki bu hataya değinilmekle yetilmiş olup, istinaf sebepleri ve kamu düzeni amacıyla konulmuş kurallar dikkate alınmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda; istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından kadının tüm istinaf istemlerinin 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.