Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1825 E. 2024/1746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kararı gereğince hüküm verildiği gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1022 E., 2023/1273 K.

DAVA TARİHİ : 06.06.2016

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2023 tarihli ve 2022/2-142 Esas, 2023/184 Karar sayılı ilâmı ile, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000.00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının uzun süredir başka bir kadınla eşini aldattığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaretler ettiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına 40.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın 02.11.2016 tarihli dilekçesinde özetle; aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; tüm iddiaları inkârla, aldatma iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin iş arkadaşları ile olan yazışmalarının sadakatsizlik olarak ileri sürüldüğünü, kadının otoriter ve sert mizaçlı olduğunu, aşırı kıskanç davranışlarıyla eşine hayatı zindan ettiğini, ailesi ile görüşmesine engel olmaya çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2017 tarihli ve 2016/875 Esas, 2017/773 Karar sayılı kararı ile; kadın eşin geçireceği belli olan ameliyat sırasında erkeğin aslında gidilmesi zorunlu olmadığı anlaşılan Tayland’a iş gezisine gittiği, bu nedenle ameliyat anında davacıya arkadaşlarının yardımcı olduğu, bunun yanında davalının işyerinden bir kadınla olan yazışmaları nedeniyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına 300,00 TL tedbir 750,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, çalıştığı anlaşılan davacının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.01.2019 tarihli ve 2018/343 Esas, 2019/88 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesince erkeğe güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle kusur yüklenmişse de erkeğin bu kusurlu davranışından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, dolayısıyla kadın tarafından bu olayların affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı, gerçekleşen olaylara göre eşinin sağlık problemleri sırasında yanında olmak yerine iş gezisi de olsa yurt dışına giden, eşi ve çocukları ile yeterince ilgilenmeyen davalı erkeğin ağır, buna karşılık eşinin ailesini eve gelmesini istemeyen ve kıskanç tavırlar sergileyen kadının az kusurlu olduğu, erkeğin eylemlerinin manevî tazminatı gerektirmediği, kadının dilekçeler teatisinden sonra yoksulluk nafakası istediği gerekçesiyle kadının "yoksulluk nafakasının reddine", erkeğin "manevî tazminatın kabulüne" yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, bu hususlarda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının usulüne uygun talep etmediği yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2019/7626 E., 2020/714 K. sayılı kararı ile "...Davacı kadın tarafından 17.10.2016 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası açılmış olup, mahkemece davalı erkeğin, eşinin ameliyatında yanında olmadığı, eşini ihtiyacı olduğu bir dönemde yalnız bıraktığı ve iş yerinden bir kadınla güven sarsıcı nitelikteki davranışlarının bulunduğu, bu davranışları ile erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın gerekçe kısmında, “evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşinin sağlık problemleri sırasında yanında olmak yerine iş gezisi de olsa yurt dışına giden, eşi ve çocukları ile yeterince ilgilenmeyen davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı eşinin ailesini eve istemeyen, kıskanç tavırlar sergileyen kadının ise az kusurlu” olduğu kabul edilmiştir. Söz konusu hükmün gerekçesinde davalı erkeğin kusurlu davranışları yanında davacı kadına da kusur yüklendiği halde, hüküm kısmında davalı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf incelemesi talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda gerekçe ile hüküm kusur belirlemesi yönünden çelişkili olup, yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2020 tarihli, 2020/539 E., 2020/758 K. sayılı kararı ile; bozma öncesi kararla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylara ilişkin yapılan kusur belirlemesine yönelik istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesinin kusur tespiti maddî gerçeğe ve dosya içeriğine uygun bulunarak bu durumun gerekçede evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere denilmek suretiyle belirtildiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin kusur tespiti ile bölge adliye mahkemesince yapılan kusur tespiti arasında çelişki ve farklılık bulunmadığı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.

2. Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 28.01.2021 tarih ve 2020/783 E., 2021/714 Karar sayılı kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2023 tarihli ve 2021/2-323 E., 2023/11 sayılı kararıyla; "...Yargıtay bozma ilamında isabetli şekilde belirtildiği üzere Bölge Adliye Mahkemesinin direnme karar gerekçesinde erkek eşin kusurlu davranışları yanında kadın eşe de kusur yüklendiği hâlde, hüküm kısmında davalı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf incelemesi talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu hâliyle 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında yazılı açıklamaya aykırı, gerekçe ve hüküm fıkralarının birbiri ile çelişkili bir hüküm yaratıldığı ortadadır. Öyle ise Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken iş, yapılan yargılamaya uygun şekilde erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b, 2 nci maddesi uyarınca kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilerek buna ilişkin yeniden esası hakkında bir karar verilmesi iken, yapılan yargılamanın aksine hüküm kısmında kusur belirmesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir." gerekçesi ile Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkek ağır, kadın az kusurlu olmakla hükmün gerekçesinin düzeltilerek, boşanma davasının kabulü, maddî tazminat ve iştirak nafakasına ilişkin istinaf talepleri ile kadının tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının "yoksulluk nafakasının reddine", erkeğin "manevî tazminatın kabulüne" yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, bu hususlarda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının usulüne uygun talep etmediği yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası tayin edilmemesi, reddedilen manevî tazminat, maddî tazminatın ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı erkek vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; özellikle istinaf başvuruları kabul edilerek kusur yönünden karar düzeltilip manevî tazminatın kaldırılmasına karar verildiğine göre lehlerine vekâlet ücreti takdiri gerektiğini de belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası takdir edilip edilmeyeceği, kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın, çocuk yararına takdir edilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 175 inci, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.