"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/987 E., 2023/1277 K.
DAVA TARİHİ : 19.01.2016
KARAR : Bozmaya uymak suretiyle hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın davalı kadın vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2023 tarihli ve 2021/2-1020 Esas, 2023/231 Karar sayılı ilâmı ile, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile kadın yararına 25000.00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sebepsiz yere kavgalar çıkartıp eşine ağır hakaretlerde bulunduğunu, yoğun psikolojik şiddet uyguladığını, davalının müvekkiline sürekli "Seni tanıdığım güne lanet olsun, Allah senin belanı versin, sen kendini erkek mi sanıyorsun, babalık mı yaptığını zannediyorsun, defol git, hayatımı mahvettin, pislik herif , boşayacağım seni" şeklinde sözleri yer ve zaman gözetmeden herkesin yanında söylediğini, davalının ortak çocuğun dünyaya gelmesinden sonraki süreçte müvekkili ile ruhi ve fiziksel tüm bağını kopardığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu sinüzit ameliyatı sebebiyle üç gün hastanede yatmasına rağmen davalının müvekkilini ziyaret etmediğini, asılsız itham ve suçlamalarla müvekkilini Merkez Komutanı ile Deniz Kuvvetleri Komutanına, ayrıca Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanına, korumalığını yaptığı Oramiral Komutanına şikâyet mektupları yazdığını ileri sürerek tarafların boşanmalarını, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili özetle; tüm iddiaları inkârla, davacının borç içinde yaşamayı yaşam tarzı hâline getirdiğini, taraflar evlendikten hemen sonra ortak konuta sürekli ödeme emrinin geldiğini, davacının bir akşam eve geldiğinde kişisel borçları nedeniyle arabayı sattığını beyan ettiğini, hiçbir zaman evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, eşi ve çocuğunun hiçbir sıkıntısıyla ilgilenmediğini, davacının baskıları sebebi ile çocuğunu aldırmak zorunda kaldığını, müvekkiline sürekli şiddet uyguladığını, davacının sadece ailesi ile görüşmesine izin verdiğini, silahı göstererek ölümle tehdit ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye tevdiine, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2017 tarihli ve 2016/45 Esas, 2017/925 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin işinde yoğun olarak çalıştığı, vücut ve kas geliştirmek için spor salonuna gittiği, kas gelişimi için çeşitli besin ve vitaminler kullandığı, eşi ve çocuğuna yeterince vakit harcamadığı, eve geç geldiği, pek çok yere borç yaptığı, davalıdan habersiz kullanılan aracın satıldığı, tanık Belgin'in beyanına göre kadını kısıtladığı ve baskı alında tuttuğu, tehdit ettiği, kadına "seni ve aileni köpek gibi eğiteceğim" diye hakaret ettiği, davalı kadının da "adi, şerefsiz sen ne biçim erkeksin, babalık mı yaptın, Allah belanı versin, sürünsün" şeklinde hakaret ettiği, erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafaakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili; tazminat ve nafaka miktarları, erkek vekili kusur ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2018/1237 Esas, 2020/419 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının tanık ... A'nın bulunduğu ortamda erkeğe “Ooo saz arkadaşlarını da bulmuşsun, gezin dolaşın", tanık ... L'nin yanında 'Adi, şerefsiz, sen ne biçim adamsın” dediği, erkek sinüzit ameliyatı olduğunda refakatçiye muhtaç olmasına rağmen yanında bulunmadığı, bu konuda ... L'ye "Ne hali varsa görsün" dediği, kadının ilk tanık listesinde gösterdiği tanık beyanları ile davacı tanığı ...'ın beyanından anlaşılacağı üzere davacının borçlarının olduğu, eve geç saatlerde geldiği, tarafların bu yüzden tartıştıkları, kadının iş yerinde erkeği üstlerine birden fazla kez şikâyet ettiği, erkeğin bu yüzden üstlerince ifadeye çağrıldığı, yaşanan olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin kusur tespiti ve kadın lehine hüküm altına alınan tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili kusur ve reddedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.12.2020 tarihli ve 2020/5377 E., 2020/6766 K. sayılı kararı ile "davacı erkeğin; eşi ve çocuğuna yeteri kadar vakit harcamadığı, eve geç geldiği, sinirli bir yapıda olup eşini kısıtladığı baskı altında tuttuğu, eşine “Seni ve aileni köpek gibi eğiteceğim” diyerek hakaret ve tehdit ettiği, eşinden habersiz aracı satıp pek çok borç yaptığı, davalı kadının ise; eşine "adi şerefsiz sen ne biçim adamsın” şeklinde hakaret ettiği, ameliyat olduğunda yeteri kadar ilgilenmediği ve ne hali varsa görsün dediği, eşini üstlerine şikayet ettiği" gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ve kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B.Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli, 2021/147 E., 2021/628 K. sayılı kararı ile; "Seni ve aileni köpek gibi eğiteceğim” sözünü beyan eden tanığın kadının ikinci tanık listesinde yer alan Belgin'e ait olduğundan hükme esas alınmayacağı belirtilerek önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
2. Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 01.11.2021 tarih ve 2021/8103 E., 2021/7904 K. sayılı kararı ile; direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2023 tarihli ve 2021/2-1020 E., 2023/231 sayılı kararıyla; "..erkek eşin eve geç geldiği, ailesiyle fazla ilgilenmediği, borçlarının olduğu, sinirli şekilde davrandığı, eşine çeşitli ortamlarda hakarette bulunduğu ve eşini tehdit ettiği, buna karşılık kadın eşin ise; eşine hakaret ettiği ve eşinin ameliyatı sırasında yeteri kadar ilgi göstermediği ve eşini üstlerine karşı şikâyet ettiği görülmektedir. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında kadının ağır kusurlu sayılamayacağı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu hususu tartışmasızdır. Hâl böyle olunca kadın eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir." gerekçesiyle Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı kararın oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadına yararına 25000,00 TL maddî, 20000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi kesinleşmiş olup kadın yararına takdir edilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunun 4 üncü ve 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.