"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1257 E., 2023/1524 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/132 E., 2022/330 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; davalının kendisine sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, küçük düşürücü ifadeler kullandığını, içki ve kumar alışkanlığının olduğunu, müvekkilini aldattığını, kendisinin çalışmadığını, kızının yardımı ile geçindiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kendisi için 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl yasal oranda artış yapılmasına, yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, kadının müvekkiline sürekli "annen bize ev alsın" diye baskı yaptığını, müvekkilinin annesinin 100.000,00 TL verdiğini, müvekkilinin 120.000,00 TL'ye ev aldığını, 25.000,00 TL kredi çektiğini, ev alınana kadar hiç bir olumsuzluk olmadığını, evin kadın üzerine alındığını, bu süreçten sonra kadının sürekli sorun çıkardığını, sebepsiz tartışmaya başladığını, kadının ısrarı ile birlikte tarafların alkol aldıklarını, müvekkilinin ilk evliliğinden olan ve velâyeti müvekkilinde olan kızı ...'in kendileri ile yaşamasına, müvekkilinin kızı ile ilgilenmesine, izin vermediğini, sürekli tartışma çıkardığını, evlendikten sonra kadıınn baskısı ile müvekkilinin çocuğunun velâyetini annesine verdiğini, kadının ilk evliliğinden olan kızı ...'nın ise taraflar ile birlikte yaşadığını, kadının kıskanç olduğunu, müvekkilinin gelirinden fazla taleplerde bulunduğunu, erkeği aşağıladığını belirterek tarafların boşanmalarına, davacının sair taleplerinin reddine, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "erkeğin eve gelmediği, kadına karşı sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğu, alkol bağımlısı olduğu, gece hayatına düşkün olduğu başka kadınlar ile görüşmelerde bulunduğu, tanık Tülin Yavuzyılmaz'ın "Davalı bize geldiğinde alkollü idi. Evinde ne kadar içtiğini bilmem. ...'nin düşük yaptığı zamanlarda eşi yanında değildi, ben yanında idim. En son olaylarında ise ...'nin dışarıya atıldığını biliyorum çünkü kardeşi ile birlikte ev hali ile sokaktan geçiyorlardı." beyanları, tanık ...'nin "Ben davacının ablası olurum. Uzunca zamandır taraflar ayrıdırlar. Ara ara evlerine gelirdim. ... çalışmazdı. Evin geçimini davacı kendisi çalışarak kendisi sağlıyordu. Davalı çocuklarıyla baba gibi değildi, uzak davranırdı. Eşiyle de sürekli tartışma içindeydi. Sosyal medyadan davalının canlı yayıp yaptığı sırada yandan kadın sesleri geldiğini gördüm. Ayrıca pavyondan videolar paylaştığını bizzat gördüm. Ayrıca başka kadınlar ile de yazıştığını da ...'nin telefonundan gördüm. Bu yazışmalar flört tarzında idi. Tarafların evlerine sürekli icra kağıtlarının geldiğini biliyorum. Muhtarımız aynı olduğu için ... sürekli muhtarlıktan bu tarz evraklar alıyordu." beyanları ile sabit hale gelen vakalarından dolayı tam kusurlu olduğu, kadına ispatlanan herhangi bir kusur atfedilmediğinden kusursuz olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından eşleri evliliğe zorlamanın mümkün olmadığı... Kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği" gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın yararına takdir edilen 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin savunma ve delillerinin dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkemesinin gerekçede tanık beyanlarının değerlendirilmesine karar verildiğini ancak ... hakkında herhangi bir tanığın olmadığını, tanık anlatımının dosyaya ait olmadığını, davacının tanık beyanlarının öğretilmiş ve gerçeğe aykırı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davanın boşanma dışındaki taleplerin reddine, tazminat ve nafakaların reddine, müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerekçeleri ile kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğin kadını tehdit ettiği kabul edilmiş ise de, tanık ...'nın bu yöndeki beyanının soyut olduğu, soyut beyanların hükme esas alınamayacağı, kadının bu yöndeki iddiasını da toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı, bu nedenle erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, yine ilk derece mahkemesince "tanık ...'nin "Ben davacının ablası olurum. Uzunca zamandır taraflar ayrıdırlar. Ara ara evlerine gelirdim. ... çalışmazdı. Evin geçimini davacı kendisi çalışarak kendisi sağlıyordu. Davalı çocuklarıyla baba gibi değildi, uzak davranırdı. Eşiyle de sürekli tartışma içindeydi. Sosyal medyadan davalının canlı yayıp yaptığı sırada yandan kadın sesleri geldiğini gördüm. Ayrıca pavyondan videolar paylaştığını bizzat gördüm." şeklindeki beyanlarına dayanılarak erkeğe bu yönde kusur verilmiş ise de taraflarca ... isminde bildirilen bir tanık olmadığı, gerekçenin bu kısmının dosya ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen bu kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği, her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesinde tanık ...'nin "Ayrıca başka kadınlar ile de yazıştığını da ...'nin telefonundan gördüm. Bu yazışmalar flört tarzında idi. Tarafların evlerine sürekli icra kağıtlarının geldiğini biliyorum. Muhtarımız aynı olduğu için ... sürekli muhtarlıktan bu tarz evraklar alıyordu." şeklinde yazılmış ise de belirtilen bu kısmın tanık Tülin Yavuzyılmaz'ın anlatımı olduğu, bu hali ile gerekçenin bütünü dikkate alındığında maddî hataya dayalı bir yazım yanlışlığı olduğu anlaşıldığından esasa etkili görülmediği, buna göre ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve tazminat miktarlarının isabetli görüldüğü, ancak kadının sürekli ve düzenli olarak gelir elde ettiği bir işte çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerekirken bu hususta İlk Derece Mahkemesince olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin de doğru görülmediği gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talepbi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.