"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2182 E., 2024/11 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şuhut Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/91 E., 2022/84 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 7 yıllık evlilikleri boyunca davalı tarafın kusurlu hareketleri ile aile ortamında huzursuzluklar çıkardığını, davalının davacı ve ailesini küçümsediğini, saygı göstermediğini, davacının ve çocuklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, davacının erkekliğine laf ettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, davalının eve geç saatlere kadar gelmediğini, çocuklarla davacı ve annesinin ilgilendiğini, davalının ortak çocuklara şiddet uyguladığını, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerine yerine getirmediğini davalının evden haber vermeden çıktığını ve günlerce evine gelmediğini, ortak çocuklarında yaşadıkları travma nedeni ile psikolojilerinin bozulduğunu, bahsedilen nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin iddia ettiği hususların asılsız ve yersiz olduğunu, davacının sadakatsiz davrandığını, davalıyı aldattığını, davacının alkol alışkanlığının bulunduğunu, davacının aynı evde odaları ayırdığını ileri sürerek boşanmayı kendisinin de istediğini beyan ederek ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuklar için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar veilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; kadının çocuklarını alarak babasının evine gittiği, 5-6 ay babasının evinde kaldıktan sonra ... isimli şahısla çocuklarını bırakarak gittiği, erkeğin dava dilekçesinin kadının ... isimli şahısla gitmesine kusur olarak dayanmadığı, bu nedenle bu durumun kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tanık olarak dinlenen ... Sarıaçak'ın beyanında davalının çocuklarıyla ilgilenmediği, ortak çocuklar ile davacının annesinin ilgilendiği, çocukların yemeklerini davacının annesinin yedirdiği şeklindeki beyanı ile kadının babasının evine döndükten sonra çocuklarını bırakarak ... isimli şahısla gitmesi birlikte değerlendirildiğinde kadının ortak çocukları ile ilgilenmediği, kadına kusur olarak yüklenerek kadının ağır kusurlu olduğu; ortak çocukların babası ile birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, aldırılan sosyal inceleme raporunda çocuğun velâyetinin babada bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun baba yanında kurulu düzeninin oluştuğu, çocuğun velâyetinin babasına verilmesinde üstün menfaatinin olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur değerlendirmesini, davanın kabulünü, tazminat ve nafaka talebinin reddini, velâyetin tarafına verilmemesini, erkek lehine maddî tazminata hükmedilmesi yönlerinden başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından tanık ...'nın beyanı ile kadının baba evine döndükten sonra çocukları bırakarak ... isimli şahısla gitmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde kadına ortak çocuklar ile ilgilenmeme kusur olarak verilmiş ise de kadının ... isimli şahısla gitmesinin dava tarihinden sonra gerçekleşmesi sebebi ile bu minvalde kadının çocukları bırakması olayının da dava tarihinden sonra gerçekleşmesi gözetildiğinde kusur değerlendirilmesinde dikkate alınamayacağı gibi evlilik birliği fiilen devam ederken kadının çocuklarla ilgilenmediği hususundaki davacı tanıkları ... ve ...'in beyanlarının kendi içinde çelişkili olması sebebi ile dikkate alınamayacağı, dolayısıyla kadına verilen kusurun ispatlanamaması sebebi ile kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, erkeğin de kusurunun ispatlanamadığı, tarafların kusursuz olduğu gerekçesiyle davalı kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kabul edilen dava yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tarafların kusursuz olduğunun tespitine, erkeğin davasının reddine, sosyal inceleme raporu, çocukların fiilen baba yanında yaşıyor oluşuna göre tedbiren velâyetin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın için dava tarihinden başka bir erkekle yaşamaya başladığının bildirildiği tarih olan 14.12.2020 tarihine kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile kadının tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile kusur belirlemesi, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, velâyetler, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının süresi, kadı için hükmedilmeyen yoksulluk nafakası ile tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.