Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1833 E. 2024/2147 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının Yargıtay tarafından bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, davacı lehine tekrar vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesince verilen ilk boşanma kararında davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği, Yargıtay’ın bozma kararı sonrası yapılan yargılamada boşanmanın fer’ileri hakkında hüküm kurulması gerekirken davacı lehine tekrar vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/471 E., 2023/937 K.

DAVA TARİHİ : 04.06.2018

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığı kararı

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma talebinin reddi yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin son derece öfkeli bir kişiliğe sahip ve sürekli tartışma halinde olduğunu, hakarette bulunduğunu, evin yiyecek ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, "size zehir olsun, yaptığım iyilikler gözünüze dizinize dursun" gibi evlilik birliği için yıpratıcı ifadeler kullandığını, bozulan telefonu için kiminle konuşuyorsan o yaptırsın dediğini, tartışmalar esnasında sizi öldürürüm bıçaklarım dediğini, fiziki ve manevî şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, defalarca evden kovduğunu, davalı erkeğin cevap dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini ve gerçek olmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili ve ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili, ön inceleme duruşmasında 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminat talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili davaya cevap ve cevanba cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, sorunların davacı eşin, müvekkilini işinden dolayı küçük görmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin, davacı eşinin aşağılayıcı ve küçük düşürücü hal ve hareketlerine çocukların ne olursa olsun bir arada bir aile ortamında büyümesini istemesinden dolayı katlandığını, davacı eşin evi terk ettiğini, oğlu ...'ın anlattığına göre ikizi ...'nin kafasını sinir krizi anında annesinin kapının camına çarptığını, çocuklara şiddet uyguladığını, taraflar arasındaki anlaşmazlığın esas nedeninin davacının lüks hayat yaşama isteği olduğunu belirterek dava sonucu doğacak diğer haklarını talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla davanın boşanma yönünden kısmen kabulüne, diğer talepler yönünden ise reddine, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin babaya verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

Mahkemenin 17.02.2020 tarih ve 2018/399 Esas, 2020/99 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin eşine kötü davrandığı ve hakaret ettiği, eşini evden kovduğu, davacı kadının da eşini sevmediği, istemediği, eşinin işinden utandığını söylediği, bu nedenlerle taraflar arasında yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak hayatın çekilmez hale geldiği, bu aşamadan sonra da tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmelerinin imkansız olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'ın velâyetinin babaya, ... ve ...'nin velâyetlerinin anneye verilmesine, davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili; yoksulluk nafakası, velâyetler, iştirak nafakaları, velâyeti kendisine verilen ortak çocuk ... için iştirak nafakası hükmedilmemesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2021 tarih 2020/1253 Esas, 2021/1751 Karar sayılı kararı ile: istinaf başvurusunun kabulüne, 4721 sayılı Kanun'ın 405 inci maddesine göre, tarafların vesayet altına alınmalarının gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiği gerekçesi ile kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin; Kahramanmaraş 2.Aile Mahkemesi'nin 17.02.2020 tarih, 2018/399 Esas 2020/99 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli 2021/547 Esas 2022/121 Karar sayılı kararı ile; davacı kadın tanıklarının beyanlarında davalı erkeğin, kadını aşağıladığı ve hakaret ettiğine dair beyanları var ise de somut örnek verilmediği, tarih bilgisinin de bulunmadığı, davalı erkeğin, davacı kadının aldıklarını başına kalktığı beyan edilmiş ise de bundan sonra tarafların bir araya geldiği, davacı kadın ses kaydı deliline dayanmış ise de, bu ses kaydının alınmasında davalı erkeğin haberi olmaksızın, rızası dışında alındığı, davalı erkeğin ses kaydını kabul etmediği, kaldı ki hukuka aykırı delil olduğu ayrıca davacı kadının ve tanık beyanına göre de bu alınan ses kaydından sonra tarafların bir araya geldikleri, davalı erkeğin kusuru varsa bile davacı kadının bu kusurları affetmiş sayılacağı, bu nedenle davalı erkeğe kusur izafe edilemeyeceği, ayrıca davacı kadının sürekli davalı eşinin işinden utandığını, çocukları evlendiğinde de dünürlerine mahçup olacağını beyan ettiği, eşini küçümsediği, evden kendisinin ayrıldığı, davacı kadının kendisinin kusurlu olduğu ve kendi kusuru ile boşanmaya karar verilemeyeceği gerekçesi ile davacı kadının davasının reddine, halen anne yanında kalan ortak çocuklar 2008 d.lu ... ve 2006 d.lu ... ile davalı baba arasında kişisel münasebetlerinin tesis ve devamına, halen baba yanında kalan ortak çocuk 2006 d.lu ... ile davacı anne ile kişisel münasebetlerinin tesis ve devamına, davacı kadın yararına 04.06.2018 dava tarihinden aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 28.02.2022 tarihi itibari ile aylık 200,00 TL artırılarak 500,00 TL ye yükseltilmesine, ortak çocuklar ... ve ... yararına ayrı ayrı takdir edilen 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 28.02.2022 tarihi itibari ile aylık 100,00 TL artırılarak 300,00 TL ye yükseltilmesine, davalı erkekten alınarak davacı kadına karar kesinleşinceye kadar ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, halen baba yanında kalan ortak çocuk 2006 d.lu ... yararına dava tarihi olan 04.06.2018 den itibaren aylık takdiren 100,00 TL tedbir nafakasının davacı kadından alınarak ortak çocuk yararına kullanılmak üzere davalı babaya verilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; davanın reddi, boşanma, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksullluk nafakası, miktarları ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/1830 Esas, 2022/2190 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve özellikle tanık Yılmaz Torun'un beyanı dikkate alındığında, davacı kadının davasını ispat edemediği, Mahkeme gerekçesinin doğru olduğu, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili aynı yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.01.2023 tarihli 2022/9690 Esas 2023/307 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği, Mahkemece gönderme kararı üzerine yapılan yargılamada, yukarıda açıklanan husus dikkate alınarak, Mahkemenin ilk kararı ile verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, davacı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş olup boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kadının davasının tümüyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma talebinin reddi yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma talebinin reddi yönünden bozulmasına, davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk karar ile verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği bu haliyle davacı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesi ile boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar ...`ın velâyetinin babaya, ... ve ...`nin velayetinin anneye verilmesine, çapraz kişisel ilişki kurulmasına, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı elde eden davacı kadın yararına 04.06.2018 den takdir edilen 300,00 TL tedbir nafakasının aynen devamına, yoksulluk nafakası şartlarının davacı kadın şahsında oluşmadığı gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, dava tarihi olan 04.06.2018 den takdir edilen anne yanında kalan müşterek çocuklar ... ve ... için aylık 200 er TL tedbir nafakasının aynen devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 300 er TL iştirak nafakasının babadan alınarak ortak çocuklar yararına kullanılmak üzere anneye verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin davanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu da gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına, davalı baba yanında kalann ... yararına dava tarihi olan 04.06.2018 itibaren aylık 100 TL tedbir nafakasının aynen devamına, karar kesinleşince iştirak nafakası olarak aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 17.900,00 TL vekâlet ücretinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile verilen boşanma hükmünün kesinleştiğini, bu karar ile davacı yararına 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, son kararda tekrar davacı lehine 17.900,00 TL vekâlet ücreti hükmedildiğini, ikinci defa verilen bu vekalet ücretinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanmasını veya bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı yararına tekrar vekalet ücreti hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, usuli kazanılmış hakka aykırılık olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun`un 326 ncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının ğ bendi, 330 uncu maddesi

3. Değerlendirme

6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinde belirtildiği üzere kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Vekâlet ücreti de yargılama giderlerindendir. İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden son kararda tekrar davacı kadın yararına 17.900,00 TL vekâlet ücreti hükmedilmesi hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.