Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1840 E. 2024/2439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurtdışında verilmiş bir boşanma kararının Türkiye'de tanınması davasında, yetkisizlik kararı verildikten sonra yetkili mahkemede davanın kabulü üzerine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hangi mahkeme tarafından karşılanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yetkisizlik kararı verildikten sonra yetkili mahkemede davanın görülüp esastan kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerine yetkili mahkemenin hükmedeceği ve yetkisizlik kararı nedeniyle ayrıca vekâlet ücreti ödenmesine gerek olmadığı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/722 E., 2023/1588 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/680 E., 2023/52 K.

Taraflar arasındaki tanıma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.09.1999 tarihinde evlenen tarafların Frankfurt/Main Yerel (Asliye) Hukuk Mahkemesi Odası-Aile Mahkemesi-11.02.2021 karar, 19.02.2021 kesinleşme tarihli ve 409 F 9079/19 S nolu kararı ile boşandıklarını, bu kararın kesinleştiğini belirterek davalarının kabulü ile Frankfurt/Main Yerel (Asliye) Hukuk Mahkemesinin- Aile Mahkemesi 11.02.2021 karar 19.02.2021 kesinleşme tarihli ve 409 F 9079/19 S nolu ilamının boşanmaya ilişkin kısmının tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekiline dava dilekçesi ve ön inceleme hazırlık tutanağının e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Yetkisiz Kahramanmaraş 2. Aile Mahkemesinin 2021/295 Esas, 2021/837 Karar sayılı 22.11.2021 tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin reddine kesin olarak 09.03.2022 tarihinde karar verilmiş, süresinde yapılan gönderme talebi ile dosya İstanbul Aile Mahkemelerine gönderilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli ilk kararı ile; boşanma kararının boşanma kısmının tanınmasına, davacının 10.06.2022 tarihli dilekçesi nazara alınarak davacının tenfiz talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dosya üzerinden karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesince duruşma açılmadan karar verildiği, her türlü itiraz ve delil sunma haklarının mahkemece engellendiği, davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin yanlış olduğu, yine yetkisizlik kararı kapsamında lehlerine vekâlet ücreti hükmedilmemesi ve yetkisiz mahkemede yapılan yargılama giderlerinin ödenmesine karar verilmesinin yanlış olduğu belirterek kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince 10.10.2022 tarihli kararı ile, İlk Derece Mahkemesince, dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 320 nci maddesinin birinci fıkrasında ise; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” hükmünün öngörüldüğü, Mahkemece, bu madde hükmü gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmişse de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığında anlaşıldığı, duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerektiği, hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebileceği veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği, Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemeyeceği, hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, tarafların duruşmaya çağrılmadan hüküm verilemeyeceği, Anayasanın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucu olduğu, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsuru olduğu, gerçekten savunma hakkını güvence altına alan Anayasası'nın 36 ncı maddesi ile 6100 Sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde açıkça belirtildiği üzere, Mahkemece taraflar, dinlenmek, iddia ve savunmalarını sunmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmadığı, bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin diğer yönleri incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklanan hususlara riayet edilerek yargılama yapılması ve karar verilmesi için dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların duruşmaya davet edildiği, yapılan incelemede dava dilekçesi, tarafların boşanmalarına ilişkin Frankfurt/Main Yerel (Asliye ) Hukuk Mahkemesi Höchst Odası-Aile Mahkemesi 409 F 9079/19 S sayılı 11.02.2021 tarihli kararına ilişkin belgeler davacı vekilinin 10.06.2022 tarihli dilekçesi ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 58 inci maddesindeki şartlar oluştuğundan Frankfurt/Main Yerel (Asliye) Hukuk Mahkemesi Höchst Odası-Aile Mahkemesi 409 F 9079/19 S sayılı 11.02.2021 tarihli kararı ile 11.02.2021 tarihinde kesinleşen boşanma kararının boşanma kısmının tanınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yetkisizlik kararı verilmesine rağmen, lehe vekâlet ücretine hükmedilmediği, 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin ikinci fıkrası "görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder." hükmüne haiz olduğu, Yerel Mahkemece bu husus tamamen gözardı edildiği, huzurdaki davanın açılmasına müvekkilin sebebiyet vermediği, yurtdışında verilen boşanma kararlarının İl Nüfus Müdürlüklerinde ve veya Yurt Dışında Temsilciliklerde başvuru ile nüfus kayıtlarına tescili imkanı mevcut iken, davacı taraf dava açmayı tercih ettiği, yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleri ile kabul edilen dava, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ile yetkisizlik kararı yönünden lehe hükmedilmeyen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme tarafından verilen kararın apostil şerhli kesinleşmiş onaylı tercümesinin dosyada olduğu, 5718 sayılı Kanun hükümleri gereğince kamu düzenine aykırılık bulunmayan boşanma kararı yönünden yabancı mahkeme kararının tanınmasına engel durum bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, davanın, Kahramanmaraş Aile Mahkemelerinde açıldığı, süresinde yapılan usulüne uygun yetki itirazı kabul edilerek yetkisizlik kararı verildiği, süresinde yapılan gönderme talebine istinaden dosya İstanbul Aile Mahkemelerine gönderildiği, 6100 sayılı Kanun 331 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince "görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder." Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1008 Esas, 2021/153 Karar sayılı 23.02.2021 tarihli kararı, yine 2017/2-3004 Esas, 2019/217 Karar sayılı 28.02.2019 tarihli kararı da gözetilmek suretiyle davacının süresinde başvurusu üzerine yetkili mahkemede davaya devam edilmiş ve dava esastan kabul edilmiş, davanın kabulü ile davacı lehine vekâlet ücretine ve haksız çıkan taraf olan davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmolunmuş, yetkili mahkemede devam eden davada, "kabul görmüş bir yetki itirazının varlığı" dikkate alınarak davalı lehine ayrıca yargılama giderlerine ve bu kapsamda vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da dikkate alınarak yetkisizlik kararı sonrasında yetkili mahkemeye dosyanın gönderilmesi ve yargılamaya devam edilerek esas yönünden karar verilmesi nedeniyle ayrıca yetkisizlik nedeniyle vekâlet ücreti verilmesi gerekmediği, İlk Derece Mahkemesince yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan davacının yasal olarak dava açmasına engel durum bulunmadığı, dosya kapsamına açık bir kabul beyanı da olmadığı dikkate alındığında 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi gereğince yargılama giderlerinden olan harç, mahkeme masrafları ve kendisini vekil ile temsil eden davacı lehine vekâlet ücretinin davalı taraftan alınmasına karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ile yetkisizlik kararı yönünden lehe hükmedilmeyen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan tanıma davasının kabulü için yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 27 nci, 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 50 ilâ 57 nci maddeleri, 58 ile 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...