"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1327 E., 2023/1472 K.
DAVA TARİHİ : 07.11.2018
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra davalının kıskançlık krizleri, tutarsız davranışları, öfke kontrolü sorunlarının başladığını, müvekkilinin uzun süre sabrettiğini, her konuda eşine destek olduğunu, davalının müvekkilin çalışma hayatında çevresinde kadın çalışan olmamasını istediğini, müvekkilini küçük düşürdüğünü, kavgalar çıkararak müvekkiline sözel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının ağır söz ve hakaretlerle müvekkilinin annesi ile kız kardeşini istemediğini söylediğini, bu olaydan sonra davalının evi terk edip ailesinin evine gittiğini, daha sonra ortak konuta dönerek uzaklaştırma kararı aldırdığını, bu süreç devam ederken davalının annesi ve dayısı ile bir iş kurmak istediğini, müvekkiline "sen bana karışamazsın, senden yardım isteyen yok, ben istediğimi yaparım" dediğini, davalının müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin arkasından "şerefsiz" dediğini, müvekkilin evlilik içinde sürekli psikolojik ve sözel şiddete maruz kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, evliliğin birliğinin sarsılmasında davacı erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin davacının babasının şirketinde çalıştığını ve şirketin imzaya yetkili tek kişisi olduğunu, tarafların her gün şirkete gidip geldiğini, davacının ve ailesinin müvekkilinin çalışmasını istemediğini, sürekli olarak davacının ailesi ile birlikte olduklarını, hatta bir ara evlerine sadece yatmak için gittiklerini, karı koca ilişkisi devam ederken davacının müvekkilini kandırarak müvekkilinin üzerinde olan şirketi devir ettirdiğini, tarafların birlikte çalışarak evlilik birliği içinde aldıkları taşınmazları gizlice sattığını ve bunların hemen arkasından evi terk ettiğini, müvekkilinin eşinin eve dönmesini beklerken davacının evin elektriğini, suyunu, internetini, telefonunu kestirdiğini belirterek davanın reddine, ortak konutun ortak konut olarak özgülenmesine, boşanma kararı verilmesi durumunda müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2018/977 Esas, 2021/112 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının eşini küçük düşürdüğü, hakaret ettiği ve aşırı kıskançlık göstererek güvenmediği, eşe karşı duygusal şiddet niteliğinde ve evlilik birliğini temelinden sarsan kusurlu davranışlar gerçekleştirdiği, boşanmaya yol açan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek lehine 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine nafaka ve tazminatlara hükmedilmemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden, davacı erkek vekili katılma yoluyla tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2021/740 Esas, 2022/1402 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen vakıaların sabit olduğu, nafaka dosyası dikkate alınarak erkeğin evi terk ettiğinin sabit olduğu gerekçesiyle kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının ağır kusurlu, erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespitine, kadın tarafından 12.12.2017 tarihinde açılan tedbir nafakasına ilişkin İstanbul Anadolu 17.Aile Mahkemesinin 2017/1000 Esas, 2018/849 Karar sayılı kararı ile kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 24.05.2021 tarihinde kararın kesinleştiği, mevcut nafaka nedeniyle eldeki dosyada davalı kadının cevap dilekçesinde nafaka talebinde bulunmadığı da dikkate alındığında kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kadının lehine nafakaya hükmedilmemesine yönelik istinaf talebinin reddine, diğer istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili davanın kabulü, kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.06.2023 tarihli 2022/10446 Esas 2023/2954 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, davacı erkeğin evin elektrik ve suyunu kapattırdığı, birlik görevlerinden kaçındığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, hal böyle iken davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden davalı kadın yararına bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların eşit kusurlu sayılmalarına, kadının erkeğe maddî ve manevî tazminat verilmesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2 nci bendinin kaldırılmasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesi ile; kusur belirlemesi ve davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen boşanma davasında kusurun kimde olduğu, davacı erkek ve davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.