Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1859 E. 2024/8902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, boşanma, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/945 E., 2023/1677 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/412 E., 2021/223 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 2012 yılından beri beraber olduklarını, erkeğin kadın için eşinden boşandığını, ev kiralayıp kadının çocuğuyla da birlikte yaşadıklarını, her ikisinin de önceki evliliğinden bir çocuğu olduğunu, kadının çocuğunun velayetinin babasında olduğunu, çocuğun hiperaktif ve yaramaz olup sürekli bağırıp çağırdığını, etrafı dağıttığını, tarafları hiç yalnız bırakmadığını, kadının çocuğunu hiç uyarmadığını, erkeğin evlenince çocuğun babaya gitmesini talep ettiğini, kadının da evlenince zaten velâyeti babasında göndereceğim dediğini, sonrasında bu şartla tarafların evlendiklerini, ancak evlendikten sonra göndermediğini, kadının evlilik öncesi yaşantıları ile evliliği birbirine karıştırdığını, evlilik yükümlülükleri yerine getirmediğini, erkek kadının çocuğuna baktığı halde erkeğin kendi oğluna aldığı bir hediyeyi, oğlunu görmesini problem ettiğini, kadının erkeğe yönelik hakaret, aşağılama psikolojik ve cinsel şiddet davranışları olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek için 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların evlilik öncesi 4-5 yıl kadar karşı erkeğin kadının evine taşınması suretiyle bir arada yaşadıklarını, bu süreçte kadının çocuğunun da taraflarla yaşadığını, resmi nikah yapıldıktan sonra erkeğin kadının çocuğuna kötü davrandığını, çocuğun babasının yanına gitmesini istemediğini, sürekli çocuğu problem edip çocuğun duyacağı şekilde çocuğu istemediğini dile getirdiğini, kadına psikolojik şiddet uyguladığını, kısıtladığını, baskı kurmaya çalıştığını, aşırı kıskançlıkları olduğunu, bağırdığını, hakaret edip aşağıladığını, fiziki şiddete yönelik davranışları olduğunu, sadakat yükümlülüğünü hiçe saydığını, kadının çalışmasını istemediğini, kredi çektirdiğini, kadın adına iş yeri açıp vergi ve sigorta borçları ile maddi olarak kendine bağımlı hale getirdiğini, bu şekilde maddi olarak baskı altına aldığını, erkeğin zaman zaman evi terk ettiğini, en son evliliğin devamı için kadının çocuğunun temelli olarak babasına gönderilmesini şart koştuğunu, sonra da evi terk edip aylar öncesinde imzalattığı protokol ve dava dilekçesini işleme koyduğunu, erkeğin evli bir erkek için uygun olmayan site üyelikleri ve başka kadınlarla yazışmaları ve paylaşımları olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının çocuğunun onlarla birlikte yaşayacağını bildiği halde bunu sorun yaparak geçimsizliğe neden olduğu, cimri davrandığı, kadına yalanlar söylediği, erkeğin ya çocuğun ya ben diyerek şart koştuğu ve bu nedenle bazı geceler eve gelmediği gibi bazı geceler geç geldiği, erkeğin asıl kusurlu taraf olduğu, kadının kusuru bulunmadığı, kadının geçimini sağlamaya yetecek derecede herhangi bir sabit ve düzenli geliri bulunmadığı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kadına tedbir/yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi ve miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurarak kararın kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, erkek için 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınmasına, kadının davasının reddine karar verilmesi istemi ile her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe kusur olarak yüklenen "eşine karşı yalanlar söylediği" vakıasına vakıa olarak dayanılmadığı, kusur olarak verilemeyeceği, diğer vakıaların sabit olduğu, yine dosya kapsamı itibariyle kadının ispatlanan kusurunun olmadığı, bu hali ile de erkeğin tam kusurlu kadının kusursuz olduğu, kadının karşı davasında boşanma kararı verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, kadının aylık düzenli geliri olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin ve miktarların da uygun olduğu, yasal şartlar oluşmakla kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarlarının da uygun olduğu, erkeğin tazminat talepleri konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmediği gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası ve fer'îleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.