Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1864 E. 2024/2428 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı kadının, evlilik birliği içinde edinilmiş mallara katkı payı ve katılma alacağı talepleri kapsamında davalı erkeğe ait banka hesaplarından alacağının belirlenmesi ve tahsili.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararına uyularak davalı erkeğe ait banka hesaplarında bulunan paralardan davacı kadının katılma alacağı, kişisel mal denkleştirmesi yapılarak ve güncel kur üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmış; ancak, bozma kapsamı dışında kalarak onanan kısımlar hakkında da yeniden hüküm kurulması, ayrıca davanın kısmi kabulüne göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/22 E., 2023/482 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evlendikten sonra 1973 yılında çalışmak üzere Almanya'ya işçi olarak gittiğini, ailece birlikte yapmış oldukları tasarrufların büyük bir kısmının Mark olarak, daha sonra Euro olarak birikim yaparak Türkiye'de iki adet Euro hesabı, bir adet TL hesabı açtırarak davalı adına bankaya yatırıldığını, bu hesaplarda bu güne kadar Euro olarak toplam tahmini 350.000,00 Euro ile 50.000,00 TL nakit paranın bulunduğunu belirterek; evlilik birliği içinde davalı adına edinilen banka hesaplarında bulunan bedellerin 1/2'si olan tahmini 300.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini; yine evlilik birliği içinde davalı adına edinilen 2647 ada 4 parsel sayılı arsa, 1103 ada 1 parsel sayılı dükkan, 205 ada 11 parsel sayılı evin tapu kayıtlarının 1/2'sinin iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, belirtilen miktarda banka hesaplarında para olmadığı, edinilen mallara davacının katkısı olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.05.2012 tarih ve 2010/476 Esas, 2012/276 Karar sayılı kararı ile, davacının evlilik birliği devam ederken sürekli, düzenli çalıştığı ve gelirinin bulunduğunun ispatlanamadığı, davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.07.2013 tarih ve 2013/7256 Esas, 2013/10494 Karar sayılı kararı ile, davacının taşınmazlar bakımından sadece tapu iptali ve tescil, bankalarda bulunan hesaplar nedeniyle alacak isteğinde bulunduğu; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hak ayın değil alacak hakkı olduğu, tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı; davalı adına 5 adet hesabının bulunduğu, bir kısım hesabın Euro bir kısım hesabın da TL hesabı olduğu, hesapların açılış tarihlerinin 04.07.2002, 12.10.2001, 03.08.1998, 02.09.2005 tarihleri olduğu, 01.01.2002 tarihinden önce açılan hesaplarda bulunan paraların kural olarak kişisel mal olduğu, ancak, bu tür paraların 01.01.2002 tarihinden sonraki getirilerinin edinilmiş mal olduğu, 01.01.2002 tarihinden sonra açılan hesaplarda bulunan paraların da kural olarak edinilmiş mal olduğu; banka kayıtları üzerinde gerekli inceleme yapılarak davacının gerek 01.01.2002 öncesi paralardan gelen faiz getirilerinden ve gerekse 01.01.2002 sonrası açılan hesaplara yatırılan paralar yönünden katılma alacağı niteliğinde bir alacağın bulunup bulunmadığının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tapu iptali ve tescil talebi yönünden onanmasına, banka hesabı yönünden de hükmün sadece bankadaki hesaplarda bulunan davacının katılma alacağı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 29.12.2020 tarih ve 2016/327 Esas, 2020/901 Karar sayılı karar ile, banka hesaplarının evlilik birliği içinde edinilmesi nedeniyle aldırılan bilirkişi raporlarında 38950103/5001 nolu hesap bakımından davacının 8,42 Euro, 38951405/5001 nolu hesap bakımından 14.373,95 TL, 38944972/5001 nolu hesap bakımından da 12.608,39 Euro olmak üzere toplam 12.616,81 Euro ve 14.373,95 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, toplam 12.616,81 Euro ve 14.373,95 TL katılma alacağının tahsiline; 03.03.2021 tarihli ek karar ile de alacağa karar tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.04.2022 tarih ve 2022/2588 Esas, 2022/3894 Karar sayılı kararı ile, Euro cinsi hesapların 01.01.2002 tarihinden önce açıldığı ve birbirinin devamı niteliğinde vadeli hesap niteliğinde olduğu, 38944972-5001 nolu vadeli Euro hesabında (eski 483316 nolu hesap) 04.08.2001 tarihinde vadesi başlayan 05.08.2002 tarihinde vadesi biten toplam 21.362,31 Euro olduğu, bu paranın 01.01.2002 tarihinden önce vadeli hesaba yatırılan kişisel paradan oluştuğu, yani 01.01.2002 tarihinden önce hesapta para olduğu, ancak Mahkemece banka hesaplarında 01.01.2002 tarihinden önce mevcut olan miktar belirlenmeden ve dikkate alınmadan, diğer bir ifadeyle kişisel mal denkleştirmesi yapılmadan artık değere katılma alacağına hükmedildiği; o halde Mahkemece, Euro cinsi banka hesaplarında 01.01.2002 tarihinden önce bulunan miktar belirlenerek, kişisel mal denkleştirmesi yapıldıktan sonra artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği; diğer yandan Mahkemece, Euro cinsi paralar yönünden Euro olarak tahsiline karar verilmesinin de hatalı olduğu, Mahkemece söz konusu paranın tasfiye tarihi itibariyle değeri (bozmadan sonra verilecek karara en yakın tarih) itibariyle reel (güncel) kur karşılığı tespit edildikten sonra katılma alacağının hesaplanması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına; bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına, bozma sebebine göre davacı kadın vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamı doğrultusunda davalıya ait döviz cinsi banka hesaplarında 01.01.2002 tarihinden önce bulunan miktar tespit edilerek kişisel mal denkleştirmesi yapılmak suretiyle aldırılan ve hükme esas alınan 10.05.2023 tarihli ek raporda ... numaralı hesap yönünden söz konusu hesapta herhangi bir hareketlilik bulunmadığı ve faiz getirisi olan bir hesap olmadığı anlaşıldığından davacının 8,42 Euro ve 38944972-5001(eski 483316) numaralı hesap yönünden hesapta bulunan bakiye açısından davalının kişisel mal denkleştirmesi sonucunda davacının 2.410,12 Euro katılma alacağının olmak üzere toplam 2.418,54 Euro katılma alacağının olduğu; katılma alacağının belirlenmesinde karara en yakın tarihteki reel (güncel) kur karşılığının tespit edilerek katılma alacağının hesaplanması gerekeceğinden karar tarihine en yakın tarih olan 07.12.2023 tarihi itibariyle TCMB Euro efektif satış kuru üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının 75.490,13 TL katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davacının toplam 2.418,54 Euro'nun TL karşılığı olan 75.490,13 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın kısmen kabul kısmen ret olması gerektiğini, müvekkili lehine de vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, davanın aslında tamamen reddine karar verilmesi gerektiğini, cevap dilekçesindeki itirazların dikkate alınmadığını, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, kısa karar açıklandıktan sonra gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması gerektiğini, delillerin toplanmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, yemin delili ve bilirkişi incelmesinin Mahkemece yerine getirilmediğini, tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanma davasından kısa süre önce çekilen paraların da tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, alacağın eksik hesaplandığını, ... nolu hesapta bulunan paranın da tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, 01.01.2002 öncesi hesaplarda bulunan paralar yönünden müvekkilinin alacağının hesaplanması gerektiğini, alacağa dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, usuli kazanılmış hak, hükmün kuruluşu, kısa karar ile gerekçeli kararı çelişkili olup olmadığı, tasfiyeye dahil edilecek mallar, zamanaşımı, kişisel mal savunması ve ispatı, denkleştirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, faizin başlangıç tarihi, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescili ile katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 294 ve 297 nci maddeleri, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 4 üncü, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanunun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 326 ncı maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı kadın vekilinin ... nolu TL hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; 25.04.2022 tarihli bozma ilamında sadece Euro hesapları yönünden kararın bozulmasına karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki taraf vekillerinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiş ise, davanın hukuki sebebi aynı olan tek alacak davası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, her ne kadar bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiş ise de, infazda tereddüt oluşmaması ve bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının talepleri yönünden ayrı ayrı yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece bozma kapsamındaki yönlerden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bozulması gerekmiştir.

3. Davalı erkek vekilinin vekâlet ücretine yönelik ve davanın kısmen reddine yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; somut olayda, banka hesapları yönünden toplam alacak miktarının 300.000,00 TL olduğu, sonuç olarak TL hesabı yönünden 14.373,95 TL, Euro hesapları yönünden 75.490,13 TL olmak üzere toplam 89.864,08 TL alacağın tahsiline karar verildiği anlaşılmakla, her ne kadar 25.04.2022 tarihli bozma ilamında bozma kapsamı dışındaki yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiş ise de, davanın niteliği gereği hukuki sebebi aynı olan tek alacak davası olması nedeniyle bozma ile bir önceki karar ortadan kalktığından bozma sonrası verilecek yeni karar ile alacak miktarı ve kabul-ret oranı değişeceğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT göre vekâlet ücretinin belirlenmesi gerekirken, Mahkemece, son kararda davanın tam kabulüne karar verilerek kabul edilen alacak miktarı ve kabul oranı gözetilerek davalı erkek lehine vekâlet ücreti hesaplanmaması hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde “... DAVANIN ...” ibaresinden sonra gelmek üzere “...KISMEN ...” ibaresinin yazılması; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendine ikinci paragraf olarak “... - Tahsilde tekerrür olmaması şartıyla infazda tereddüt oluşturmaması için usuli kazanılmış hak gözetilerek ... nolu hesaptan çekilen 28.747,89 TL yönünden 14.373,95 TL katılma alacağının 29.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ...” ibaresinin yazılması; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) nolu bendine ikinci paragraf olarak “... - Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre hesaplanan 33.520,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...