"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1984 E., 2023/2023 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/392 E., 2023/564 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadını kendi babasının evine götürdüğünü, ev eşyası almadığını, ayrı bir ev açmadığını, erkeğin anne babasının, tarafları evinde istemediğini ve evinden kovduğunu, bunun üzerine erkeğin, kadını babasının evine getirdiği ve kendisinin de çalışmak için şehir dışına gittiği, çalışmaya gittiğini söyleyerek giden erkeğin, kadının hiç bir ihtiyacını görmediğini, geçimini temin etmediğini, geri döndüğünde para kazanamadığını borcu olduğunu söyleyerek hiç bir ihtiyacı gidermeye yanaşmadığını, en son Ramazan bayramının üçüncü günü kadını babasının evine bırakıp boşanmak istediğini söylediği, bu nedenle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının erkeğin hayat tarzını ve gelir durumunu bilerek erkekle evlendiğini, imkanları nispetinde bir ev kiraladığını ve kadın ile oraya yerleştiklerini, ancak kadının erkeğin kendisine sunduğu imkanlardan memnun olmadığını, sürekli erkeği aşağıladığını, küçük düşürücü onur kırıcı sözler söylediğini, müvekkilin durumunu bilerek gelen kadının bir süre sonra burun kıvırdığını, erkeğin kadın için gurbetlerde zor şartlarda çalışmayı göze aldığını ancak kadının bunu boşanma nedeni olarak gösterdiğini, şehir dışında çalışırken kadına para gönderdiğini, kadının bayram günü durduk yere tartışma çıkararak baba evine gittiğini ve boşanmak istediğini dile getirdiğini, dava açılmasını isteyen tarafın kendisi olduğunu, erkeğin yakınlarını, ailesini hiç benimsemediğini, erkeğin maddi durumu ile alakalı olarak onur kırıcı ifadeler kullandığını, kadının bir keresinde erkeğe başka erkekle ilişkisi olduğunu hatta onla cinsel birliktelik yaşadığını söylediğini, buna ilişkin whatsapp konuşması mevcut olup dosyaya sunulacağını, kadının aşırı sosyal medya kullandığını, bir sürü erkekle takipleştiklerini, güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunu, evliliği çekilmez hale getirenin kadın olduğunu, bu nedenle tarafların boşanmalarına, davacının diğer taleplerinin reddine, müvekkil lehine 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine ayrı ev açmadığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, sürekli il dışına gidip eşini yalnız bırakıp ilgilenmediği, babasının evine bıraktığı, kadına isnad edilen kusurlu eylemlerin ise ispatlanamadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, yazılı kusurlu eylemleri nedeniyle eşinin kişilik haklarının saldırıya uğradığı, boşanmakla kadının erkeğin maddi desteğini yitireceği, kadının ekonomik durumu itibarıyla parasal yardıma ihtiyacı olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 850,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına tek seferde toptan olarak 60.000,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlamak üzere her ay düzenli olarak 30 eşit taksit halinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kadın için yasal faiziyle birlikte 45.000,00 TL maddi ve 45.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tek seferde toplu olarak ödenmesine hükmedilen nafaka kararının kaldırılmasına, talepleri gibi miktarının artırılmasını, aylık ve süre kısıtlaması olmayacak şekilde nafakaya hükmedilmesini, lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam ya da ağır kusurlu olduğunu, kadın lehine nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının sigortalı bir işte çalıştığını, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın hatalı olduğunu, lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanıkların görgüye dayanan beyanları, sunulan sosyal medya mesajları ve de tüm deliller uyarınca erkeğin; eşine bağımsız konut temin etmediği, erkeğin temin ettiğini belirttiği konutun kadının eşinin il dışına gittiğinde kalmaya müsait olmayan nitelikte olduğu, bu nedenle kadının, erkeğin il dışında olduğu zamanlarda kök ailesinde kalmak zorunda olduğu, erkeğin eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sürekli il dışına gidip eşini yalnız bırakıp ilgilenmediği, babasının evine bıraktığı, kadının isnat edilen kusurlu eylemler ise ispatlanamadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü kararında ve tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunduğu; tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları itibariyle, kadının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, erkeğin ise işçi olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunduğu, tarafların malvarlıklarının bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile erkeğin geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, hükmedilen tedbir nafakasının miktarında isabetsizlik bulunmadığı, ancak kadın lehine tek seferde ödenmek suretiyle toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi tarafların evlilik süresi gözetildiğinde hatalı olduğu, tam kusurlu erkeğin maddi ve manevi tazminat talep etme hakkının bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin saptanan kusurlu eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kadın lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kadın için hükmedilen manevi tazminat ve kendisinin tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden, kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının manevi tazminat talebinin reddine, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, kadının yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kusurlu eylemleri sebebiyle evlilik birliği bozulan genç yaşta böyle bir dava ile karşı karşıya kalan kadının manevi ızdırap çekmiş acı elem ve kedere boğulduğunu, bu süreçte manevi olarak yıpranan kadın lehine manevi tazminata hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarının kadının maddi durumu, yaşanan enflasyon ve ekonomik durumlar karşısında çok düşük kaldığını ileri sürerek nafaka ve tazminat miktarı ile manevi tazminatın reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; haricen edinilen bilgiye göre kadının dava devam ederken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başladığını ve düzenli gelir elde ettiğini, erkeğin iş bulabilirse Kayseri'de bulamazsa şehir dışlarında çalıştığını, ancak düzenli bir geliri bulunmadığını, kadının nafakaya ihtiyacı olmadığını, taraflarından sunulan sosyal medya görüntüleri ve whatsapp yazışmalarının mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, miktarların da oldukça yüksek olduğunu ileri sürerek kararın nafaka, maddi tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafaka, tazminatlar, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.