Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1893 E. 2024/2024 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamında toptan yoksulluk nafakasının miktarının azlığı nedeniyle bozma kararı verilmesine rağmen, yerel mahkemenin bozmaya uyarak verdiği kararda aylık yoksulluk nafakasına hükmetmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmeyip sadece miktar yönünden bozma yapıldığı, bu nedenle toptan nafaka hükmünün kesinleştiği ve yerel mahkemenin bozmaya uyarak aylık nafaka hükmedemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/899 E., 2024/27 K.

DAVA TARİHİ : 23.09.2020 - 02.06.2021

KARAR : Bozmaya uyulmasına, kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 60.000.00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili asıl dava dilekçesinde; kadının çeşitli bahanelerle ve sıkça evden ayrılarak uzun süre ailesinin yanına gittiğini, eşini evde yalnız bıraktığını, annesinin evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını ve ortak çocuğu babaya göstermediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının çeşitli bahanelerle ve sıkça evden ayrılarak uzun süre ailesinin yanına gittiğini, erkeğin maddîyardımda bulunma tekliflerini reddettiğini, doğumu haber vermediğini, iletişimi kestiğini, erkeğin başka kadın ile değil kız kardeşi ile yaşadığını, erkeğin kadının başka erkekle duygusal paylaşım ve görüşmelerini affettiğini ve ortak çocukla ilgili konularda babaya söz hakkı vermediğini iddia ederek; birleşen davanın reddini istemiş, asıl davanın kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadını altı aylık hamile iken ailesinin evine bırakıp hamilelik ve doğum sürecinde ilgilenmediğini, maddî ve manevî destek olmadığını, çocuğu aldırmasını teklif ettiğini, çocukla ilgilenmediğini, başka kadınla yaşadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve faizi ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2021 tarih ve 2020/498 Esas, 2021/917 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin isteklerini göz önüne almadan uzun süre ailesinin yanında kalarak ortak yaşama son veren kadının az, eşine hamilelik ve doğum sürecinde gerekli bakım ve desteği sağlamayan, bu süreçte eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan ve doğum sonrası eşinin ve çocuğun yanına gitmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye tevdiine, çocuk yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 15.10.2021 tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.10.2021 tarihinde aylık 750,00 TL'ye çıkarılan tedbir nafakasının kesinleşmeye kadar devamına ve 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına ve yasal faizi ile 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata, her iki davanın davacısı lehine maktu vekâlet ücreti ödenmesine ve her iki davada yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve 2022/1311 Esas, 2022/1807 Karar sayılı kararı ile erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı ve kadın yararına hükmedilen tazminatların faiz başlangıç tarihinin hükümde belirtilmediği gerekçesi ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2022 tarihli, 2022/382 E., 2022/555 K. sayılı kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin isteklerini göz önüne almadan uzun süre ailesinin yanında kalarak ortak yaşama son veren kadının az, eşine hamilelik ve doğum sürecinde gerekli bakım ve desteği sağlamayan, bu süreçte eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayan ve doğum sonrası eşinin ve çocuğun yanına gitmeyen, ilgi ve destek göstermeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuk yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 15.10.2021 tarihinden 19.07.2022 tarihine kadar aylık 500,00 TL ve 19.07.2022 tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar aylık 700,00 tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 15.10.2021 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 15.10.2021 tarihinden kesinleşme tarihine kadar aylık 750,00 tedbir nafakası ve 22.500,00 TL toptan yoksulluk nafakasına ve boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, her iki davanın davacısı lehine maktu vekâlet ücreti ödenmesine ve her iki davada yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili "erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi" yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/3385 Esas, 2022/3612 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 14.09.2023 tarihli, 2023/1072 E., 2023/3975 K. sayılı kararı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakası ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile 60.000.00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk; çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek özetle; bozma ilamında toptan nafakanın miktarı yönünden bozma yapıldığı halde Mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın aylık nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek toptan yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili özetle; tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, yeniden yapılan yargılamada vekâlet ücreti takdiri gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve vekâlet ücreti ile yargılama gideri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2.Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2022 tarihli kararı ile erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile 4721 sayılı Kanunun 176 ncı maddesi uyarınca toptan yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye tevdii edilen çocuk yararına da iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Dairemizin 14.09.2023 tarihli, 2023/1072 E., 2023/3975 K. sayılı kararı ile kadın yararına hükmedilen "maddî ve manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakası ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının" az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak karar verilmiş ise de bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Dairemizin yukarıda belirtilen kararında kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş sadece miktarının az olması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. Bozma kararı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının toptan şekilde ödenmesi hususu kesinleşmiş olup Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada toptan şekilde değil de irat şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Yasemin'e yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran Hüseyin'e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.