"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1507 E., 2023/2452 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/44 E., 2023/187 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret içeren söz ve davranışları ile evlilik birliği içerisinde hiçbir sorumluluğu üzerine almadığını, psikolojik ve fiziki şiddet içeren tavır ve davranışlarını hiç değiştirmediğini aksine daha da arttırdığını, birkaç defa davalının yatağın yanına büyük bir ekmek bıçağı saklayarak uyuduğunu gördüğünü, ben boşanmam, seni keserim, çocukları yurt dışına kaçırırım, bir kuruş mal mülk alamazsın gibi cümleler sarf etmek suretiyle tehdit ettiğini, davalının sürekli olarak işten aralarda eve gelip davacının bornozunun ıslak olup olmadığının kontrol edip, evin her köşesini arayarak işine geri döndüğünü iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 500,000,00 TL maddî ve 500,000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının, kendisi ile ilgili kararları alırken eşine hiç danışmadığını, emrivaki yaptığını, davalının ise varını yokunu eşini okutmaya harcadığını öğrenci olan davacı eşinin çocuklarına ayıracak zamanı olmadığı için çocukları babaannenin büyüttüğünü, çiftlerin sosyal hayatlarının hiç olmadığını, davalının sağlık yardımı alabilmek için yapılandırdığı birikmiş bağ-kur borcunu, halen babasının ödemekte olduğunu, davalının ekonomisinin bitik durumda olduğunu,üçüncü şahısların yanında (sıklıkla kayınpeder ve kayınvalidesinin) hayvan, eşek, senin gibi çulsuza.. gibi hakaret ettiğini ileri sürerekdavanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 26.10.2021 tarih ve 2019/666 Esas, 2021/726 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadının boğazını sıkma ve tokat atma eylemleriyle darp ettiği ,boşanamazsın, sana zırnık vermem dediği, seni öldürürüm beyanı ile boşanması halinde öldürmekle tehdit ettiğini, bu beyanıyla ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadına hakaret küfür ve onur kırıcı beyanlarda bulunduğu, kadının ise erkeğe karşı hakaret, küfür ve onur kırıcı beyanlarda bulunduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu; toplanan delillerden boşanma konusu olan olaylarda davacı kusursuz, eşi ise tam kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına, çocuğun yargılama sırasında ergin olduğundan iştirak nafakası ile velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 16.000,00 TL maddî ve 16.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, davanın kabulünü, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.01.2023 tarih ve 2022/418 Esas, 2023/70 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince Yerel Mahkemece kadına da kusur verildiği halde erkeğin tam kusurlu olduğunun belirtildiği; ayrıca her iki tarafın birbirlerine hakaret ettiği belirtilerek bu husus yönünden tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturmasına neden olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadının boğazını sıkma ve tokat atma eylemleriyle darp ettiği, boşanamazsın, sana zırnık vermem dediği, seni öldürürüm beyanı ile boşanması halinde öldürmekle tehdit ettiği, bu beyanıyla ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığı, kadına hakaret küfür ve onur kırıcı beyanlarda bulunduğu, kadının ise erkeğe karşı hakaret, küfür ve onur kırıcı beyanlarda bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuğun ergin olduğu, velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 16.000,00 TL maddî ve 16.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusuru, davanın kabulünü, aleyhe tedbir-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurların yanında kadının ayrıca yatağını ayırarak erkeğe psikolojik şiddet uyguladığı tanık beyanıyla sabit olduğu, bu vakıanın kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğu, tarafların gerçekleşen kusurlarına göre erkeğin yine deağır kusurlu olduğu; kadın yararına tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminat koşullarının oluştuğu, tedbir nafakası ile tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, ancak ilk karara karşı kadının istinaf başvurusunun olmadığı, miktar yönünden erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına; davalı erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İBölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası,174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.