"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1668 E., 2023/2244 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/10 E., 2023/354 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evliliğin ilk yıllarından itibaren şiddet uyguladığını, hakaretler ettiğini, tehditlerde bulunduğunu, davalının özellikle son yıllarda eşine ve kızına karşı aşırı derecede kıskançlık yapmaya başladığını, 2017 yılında ortak çocuk ...'in üniversitede okurken okul taksitini eksik yatırmasından dolayı kavga ettiğini ve hem kızını hem de eşini darp ederek evden kovduğunu, daha sonra araya aileleri girip tarafları barıştırdıklarını, diğer ortak çocukları da kışkırtmakta olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL ve çocuk için 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili ıslah dilekçesi ile davacı lehine 500.000,00 'er TL maddî ve manevî tazminat, aylık 10.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ve ortak çocuk lehine aylık 5.000,00 TL tedbir/iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2020 tarihli, 2020/13 Esas, 2020/116 Karar sayılı kararı ile;
davalıya yüklenen kusurlu davranışlar belirtilmeden boşanmaya yol açan olaylarda davalının kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuklar yargılama aşamasında reşit olduğundan velâyete ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 900,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, karara karşı davalı erkek vekilinin tüm yönlerden istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2022 tarihli kararı ile; Mahkemece davalı kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, boşanma davası kabul edilmiş olmasına rağmen davalı tarafa yüklenen kusurların ne olduğu, tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya konmadığı, Mahkemece açıkça davalıya yüklenen ve kusura esas alınan davranışların tereddüte yer vermeyecek ve denetime elverişli olacak biçimde açıkça ortaya konularak karar verilmesi gerekirken davalıya yüklenen kusurlar açıkça belirtilmeden, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, evliliğin devamında taraflar, tarafların ortak çocukları ve toplum bakımından korunmaya değer bir menfaat kalmadığı belirtilerek açılan davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun usulden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, gerekçede belirtilen işlemler yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının son yaşanan ve fiili ayrılığa sebep olan olaya dair görgüye dayalı şahitliklerinin bulunmadığı, bu olaya ilişkin olarak sadece davacı kadından duyduklarını aktardıkları bu nedenlerle beyanlarına itibar edilemeyeceği, bir kısım davacı tanıklarının daha öncesinde davalı kocanın kadını darp ettiğini gördüklerini beyan ettikleri anlaşılmışsa da söz konusu yaşanan olaylardan sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiklerinin yine aynı tanıklarca beyan edildiği, tarafların ortak çocukları ...'in dahi son yaşanan olaya dair doğrudan şahitliğinin bulunmadığı, davacı tanıklarının davalının kıskanç olduğuna ilişkin beyanlarının ise yoruma dayalı olduğu, davacı kadının dilekçeler aşamasında aşırı kıskançlığa ilişkin olarak maddî bir vakıa öne sürmediği, tarafların ortak çocukları ...'in alınan beyanlarında da sadece babasının çok kıskanç olduğunu iddia ettiği, bu tanığın beyanlarının da gördüklerini aktarmaktan çok yorumlamaya dayandığı, davacının davasını ispatlayamadığı, son fiili ayrılığa sebep olan olayın tarafların ortak kızının ... isimli kişi ile evlenmesine davalı kocanın müsade etmemesinden kaynaklandığı, yaşanan tartışma sonrası da fiilen ayrıldıklarının sabit olduğu, davalı kocanın ortak çocuğun söz konusu kişi ile evlenmesine müsade etmemiş olmasının ise eldeki boşanma davasında davalı kocaya kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davacı kadın lehine aylık 2500,00 TL tedbir nafakasının davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; davanın reddine karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin sürekli olarak kadına şiddet uyguladığı, sürekli olarak "sen insan mısın, sen hayvansın, sen orospusun, kimlerle gezdin" şeklinde hakaret ettiği, aşırı kıskanç olduğu böylece davalının tam kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın davacı kadın için çekilmez hale geldiği, davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulü yerine reddine, karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu açıklanan nedenle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı yararına, dava tarihi olan 29.04.2019 tarihinden itibaren karar tarihi olan 26.05.2023 tarihine kadar tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 900,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 26.05.2023 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar ise aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 900,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; nafakaların ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili;hükmün tamamının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.