Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1949 E. 2024/2429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal ayrılığı rejiminde edinilen maldaki katkı payı oranının belirlenmesi ve kişisel malın gelirlerinin edinilmiş mal sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kişisel malların gelirlerinin de edinilmiş mal sayılması ve davacı kadının düzenli gelire sahip olması sebebiyle mal ayrılığı rejiminde edinilen malda aksi ispatlanmadıkça yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğu kabul edilerek, davalı erkeğin kişisel malının 01.01.2002 tarihine kadarki gelirlerinden de davacı kadına katkı payı ödenmesi gerektiği gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/568 E., 2023/2897 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı ve katılma alacağı alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu, yurtdışından maaş aldığını, davalının Merkez Bankası hesapları ve Aksaray ilinde taşınmazları olduğunu, malların paylaştırılması gerektiğini belirterek; davalı adına kayıtlı Aksaray ilinde bulunan taşınmazlar ile Merkez Bankası hesaplarında bulunan paraların paylaştırılmasını talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 29.11.2021 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 5.149.387,33 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1977 yılından itibaren yurtdışında çalıştığını, davacının sadece 3 yıl kadar çalıştıktan sonra hastalanması nedeniyle çalışamadığını, müvekkilinin çalışması sonucu elde ettiği tüm birikimlerini Merkez Bankası'na yatırdığını, bankadaki paranın faiziyle birlikte mevcut olduğunu, davacının bu paraya da hiçbir katkısının olmadığını, taşınmazlardan 2157 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olmadığını, 2149 ada 6 nolu parsel sayılı taşınmazın müvekkiline babası tarafından verildiğini, tüm çocuklarına babasının sağlığında taşınmaz verdiğini, üzerinde 3 katlı bina bulunan 1635 parsel 9 parsel sayılı taşınmazın müvekkili tarafından satın alarak davacı adına tescil edildiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış, boşanma dava dosyasından 22.12.2011 tarihli (6) nolu celsede ayrılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2022 tarih ve 2011/1040 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararı ile, davanın kısmen kabulüyle 3.573.790,99 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tashiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2022 tarih ve 2022/580 Esas, 2022/591 Karar sayılı kararı ile, 2156 ada 20 nolu parsel 7 nolu bağımsız bölümün boşanma davasından yaklaşık 3 yıl sonra edinilmesi sebebi ile tasfiyeye dahil edilmemesinde isabetsizlik olmadığı; 2149 ada 6 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının davalının babasına ait olduğu, davalının babası tarafından davalıya devredildiği, taşınmazın davalının kişisel malı olması sebebi ile tasfiyeye dahil edilemeyeceği; 2157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığı, dava tarihindeki belirlenen hisse değerinin yarısı üzerinden alacağa hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı; 1302 ada 55 nolu parsel 17, 18, 19, 20 nolu bağımsız bölümlerin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığı, taşınmazların dava tarihindeki toplam değerlerinin yarısı üzerinden alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı; Halk Bankası'nda bulunan hesap yönünden dava dilekçesinde talep olmadığı, paranın dava konusu olmaması sebebi ile hesaplamaya dahil edilmemesinin doğru olduğu; davalının Merkez Bankası'ndaki ... nolu hesabın davalının babasının hesaplarından vekâletname ile çekilen 370.000,00 NLG ile açıldığı, birbirini takip eden şekilde hesap kapatıp açma işlemlerinin olduğu, en son 19.08.2010 tarihinde ... nolu hesabın açıldığı, işbu hesabın kaynağının davalının babasından gelen para olması sebebi ile davalının kişisel malı olarak kabulü suretiyle tasfiye dışı bırakılmasının yerinde olduğu; ... nolu hesabındaki paranın boşanma dava tarihinden 3 yıl önce hesaptan çekildiği, bilirkişi raporunda bu paranın tasfiye dışı kalması gerektiğinin bildirildiği, bu konuda davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu; ... nolu hesapta boşanma davasının açıldığı tarihte bulunan paranın faiz geliri olduğu, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle bu hesapta olması nedeni ile edinilmiş mal olarak kabulü sureti ile tasfiyeye dahil edilmesinde isabetsizlik olmadığı; döviz cinsinden hesapta bulunan paranın karar tarihine en yakın tarihteki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı bulunmak suretiyle tasfiye alacağının hesaplanması ve taleple bağlı kalınarak davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği; ... nolu hesaptaki paranın kaynağı da gözetildiğinde mal ayrılığı rejimine tabii olduğu, hal böyle olunca işbu paranın dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanan katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği; ... nolu hesabın kaynağı da gözetildiğinde işbu paranın edinilmiş mal olarak tasfiyeye dahil edileceği, bu durumda döviz cinsinden hesapta bulunan paranın karar tarihine en yakın tarihteki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı bulunmak suretiyle tasfiye alacağının hesaplanması ve taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği; takas mahsup def'inin dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmediği; sonuç itibariyle, davacının hak kazandığı katkı payı alacağının; 2157 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.750,00 TL, 1302 ada 55 parsel 17, 18, 19, 20 nolu bağımsız bölümler yönünden 175.000,00 TL, ... nolu hesapta bulunan para yönünden 198.893,92 TL olmak üzere toplam 375.643,92 TL, katılma alacağının ise, ... nolu hesapta bulunan para yönünden 189.892,50 TL, 00321445 nolu hesapta bulunan para yönünden 1.325.898,40 TL olmak üzere toplam 1.515.790,90 TL olduğu; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından toplam tasfiye alacağına karar tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, katılma alacağına konu miktarın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsil edilmesi gerektiği, katkı payı alacağına konu miktar yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ancak dava dilekçesinde faiz talebi olmaması sebebiyle faizin ıslah dilekçesi ile talep edildiği de gözetilerek toplam katkı payı alacağı miktarına ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle 375.645,92 TL'nin ıslah tarihinden itibaren, 1.515.790,90 TL'nin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.12.2022 tarih ve 2022/4994 Esas, 2022/9986 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince, toplam 3.573.790,99 TL katkı payı ve katılma alacağının karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, iş bu kararın faiz yönünden taraflarca istinaf edilmediği, o halde katkı payı alacağına karar tarihinden itibaren yürütülen faiz yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu; ... nolu hesabın (evveliyatı ...,... nolu hesaplar, devamı ...,... nolu hesaplar) kaynağının davalının babasından gelen para olması sebebi ile kişisel mal olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de karar hatalı olduğu, davalının banka hesabının kaynağının babasından gelen para olduğuna yönelik savunması olmadığı, taraflarca getirilme ilkesi gereğince, hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı; diğer yandan, kişisel malların gelirleri de edinilmiş mal olduğuna göre, dayanağı 01.01.2002 öncesi olan banka hesabındaki paranın faizinin edinilmiş mal olduğu, Mahkemece davalının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınmasının ve kişisel malların geliri niteliğinde olan faizinin edinilmiş mal olduğunun gözardı edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle hükmün bozulmasına; davacı kadın vekili ve davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışındaki temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince alacağına karar tarihi itibarı ile faiz işletilmesine karar verildiği, ancak kararın faiz yönüyle taraflarca istinaf edilmediği; ... nolu hesabın (evveliyatı ...,... nolu hesaplar devamı ...,... nolu hesaplar) ilk olarak 18.08.1993 tarihinde açıldığı, bu hesabın davalının babasının hesaplarından çekilen para ile açıldığı iddiasının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak ileri sürülememesi sebebi ile dikkate alınamayacağı, davalının çalışması sonucu elde edilen birikimlerin bankaya yatırıldığı, dolayısıyla davalının çalışması karşılığı elde edilen gelirinin kişisel mal olması sebebi ile bu hesabın açıldığı tarihten 01.01.2002 tarihine kadar hesapta bulunan paranın davalının kişisel malı olduğu, ancak kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal olması sebebi ile 01.01.2002 tarihinden sonraki faiz gelirlerinin tarafların edinilmiş malı olacağı, buna göre 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarih olan 29.08.2008 tarihine kadar hesaptaki paranın faiz gelirinin 114.447,91 Euro olduğu, karar tarihi itibarı ile TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının 3.645.280,38 TL olduğu, dolayısıyla bu hesaptaki paranın faiz geliri olan 3.645.280,38 TL'nin yarısı üzerinden davacının alacağı olduğu; davacı tarafça İlk Derece Mahkemesinde verilen talep belirleme dilekçesinde bu hesaptaki paranın talep belirlemeye konu edilmediği, Bölge Adliyesi Mahkemesinde de ıslah dilekçesi verilemeyeceği gözetilerek davacının bu hesaptaki paranın faiz gelirinin yarısı yönünden tasfiye alacağı nedeni ile fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 2157 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.750,00 TL, 1302 ada 55 parsel 17, 18, 19, 20 nolu bağımsız bölümler yönünden 175.000,00 TL, ... nolu hesapta bulunan para yönünden 198.983,92 TL olmak üzere toplam 375.643,92 TL katkı payı alacağı ve ... nolu hesapta bulunan para yönünden 189.892,50 TL, ... nolu hesapta bulunan para yönünden 1.325.898,40 TL olmak üzere toplam 1.515.790,90 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 12.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının ıslah dilekçesine konu ettiği fazlaya ilişkin talebinin reddine; ... nolu hesapta bulunan paranın faiz geliri olan 114.447,91 Euro'nun bugünkü tarih itibariyle TCMB efektif satış kuru karşılığı üzerinden TL karşılığı olan 3.645.280,38 TL yönünden davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepler

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının Halk Bankası hesabındaki parasının da hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, davalının tespit edilen banka hesaplarının da hesaplayamaya dahil edilmesi gerektiğini, hakimin re'sen araştırma yetkisinin olduğunu, ... nolu hesabın davalının maaş hesabı olmadığını, davalının bunun maaş hesabı olduğunu ispatlayamadığını, sadece faizin kabul edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacının çok kısa bir süre çalışmasının olduğunu, %50 oranında katkı payı oranının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının Merkez Bankasındaki hesaplardan hangilerini dava konusu ettiğini belli olmadığını, taşınmazların edinilmesine davacının katkısının olmadığını, banka hesaplarından kaynaklı da davacının alacak hakkının olmadığını, faiz getirisi yönünden hesaplanan alacağa yönelik fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının hukuki dayanağı olmadığını, tarafların yurtdışında boşanmanın mali sonuçları yönünden anlaşarak boşandığını, yeniden mal rejiminin tasfiyesi davası açmanın yasla dayanağı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı ve katkı payı oranı, talep, ispat yükü, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25 inci maddesi, 31 inci maddesi, 177 nci ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52 nci maddeleri, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğuna, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığına göre, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı kadın vekilinin ... nolu hesaba yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, işbu hesapta bulunan paranın davalının çalışması karşılığı elde edilen geliri ile oluştuğundan hesabın açıldığı tarihten 01.01.2002 tarihine kadar olan kısmının tamamı yönünden davalı erkek lehine denkleştirme yapılarak alacak hesaplanmış ise de, dosya kapsamı itibariyle karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, somut olayda banka hesaplarındaki para yönünden de davacının çalışarak elde ettiği gelirle katkı iddiasında bulunduğu, Mahkemece davacının 01.01.2002 tarihinden önce edinilen tasfiye konusu diğer mallarda hakkaniyet gözetilerek % 50 katkı payı oranı olduğu kabul edilerek katkı payı alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır.

3. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.

4. O halde, Mahkemece, davacı kadının ... nolu hesabın açıldığı tarihten 01.01.2002 tarihine kadar mevcut olan miktarda da çalışarak % 50 oranında katkıda bulunduğu kabul edilerek alacağın hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 00016226 nolu hesap yönünden BOZULMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...