Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1954 E. 2024/8032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından aile konutu üzerine konulan ipoteğin, davacı eşin rızası olmadan tesis edildiği iddiasıyla açılan ipoteğin kaldırılması davasının kabulünün yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin, kefalete rızasının ipotek tesis edilmesine rıza olarak yorumlanamayacağı ve davalı bankanın davacının ipoteğe açık rızasını ispatlayamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2566 E., 2023/2257 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/837 E., 2020/785 K.

Taraflar arasındakiAile Konutu Şerhi Konulması ve İpoteğin Kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eşi ...'nın ortak konutu olan Mersin ili, ... ilçesi, 6726 ada, 6 parsel'de kayıtlı taşınmazda davalı Ziraat Bankası'nın 300.000,00 TL'lik ipoteğinin bulunduğu, müvekkilinin bu ipoteğin tesisi sırasında kesinlikle bilgilendirilmediği, banka tarafından 08.11.2019 tarihinde davalı ...'ya ve ipoteğe konu krediyi kullanan ... isimli kişiye karşı Mersin 2. İcra Müdürlüğü'nün 2019/13270 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, müvekkilinin bu takipten ve ipoteğin varlığından 12.12.2019 tarihinde haberdar olduğu, icra dosyası incelendiğinde müvekkilinin sadece 08.12.2015 tarihinde ... isimli kişinin kullanmış olduğu 50.000,00 TL tutarlı krediye kefil olması hususunda eşi ...'a muvafakat verdiği, ancak, aynı gün tesis edilen ipotek işlemine ise herhangi bir onayının olmadığı, buna ilişkin bir muvafakat belgesinin ya da imzasının bulunmadığının görüleceği, davalı bankanın kötü niyetli davrandığı, ipotek tesis edilen konutun aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olduğu" iddia ve vakıaların ileri sürülerek, davanın kabulü ile Mersin ili, ... ilçesi, 6726 ada, 6 parselde bulunan konutun aile konutu olarak kabulü ile tapu kaydına aile konutudur şerhi konulmasına, dava konusu taşınmaza el konulan 300.000,00 TL ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi kullanılırken eşin muvafakat için orada bulunduğunu ve genel kredi sözleşmesinde eşinin kefaletine muvafakat ettiğini, aynı gün yapılan ipotek tesisi işleminin kendinden gizli gerçekleştiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının her ne kadar ilgili adresin aile konutu olduğu iddiasında ise de bu hususun da tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının ailesi ile birlikte bu konutta fiilen yaşamadığını, kıymet takdiri raporundan da bu hususun anlaşıldığını, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu, icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı bankadan celp edilen kredi ve kefalet belgelerine göre davacının eşinin kefil olmasına rızası bulunduğuna ilişkin imzası bulunduğu, ipoteğe muvafakatinin bulunduğuna dair belge bulunmadığı, kefalete rıza aynı zamanda ipoteğe rıza gösterilmesi olarak yorumlanamayacağı, bahse konu 18.12.2015 tarihli kefalete rıza belgesinde kefil olunan borç için davaya konu taşınmaza ipotek konulacağına ilişkin açıklama bulunmadığı, davacının açık rızasının bulunduğunun da ispatlanamadığı, bu nedenlerle davanın ispatlandığı kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne ve davaya konu taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı banka lehine verilen 300.000,00 TL'lik ipoteğin 150.000,00 TL' lik kısmının arsa payı ile oranlanarak kaldırılmasına, 150.000,00 TL 'lik kısmının ise davalı banka lehine devamına karar verildiği gerekçesiyle; davacının aile konutuna ilişkin davasının kısmen kabulüne, davaya konu Mersin ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 6726 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde bulunan 2 katlı binanın zemin kat üzerinde bulunan 1.katının 3047/10.000 arsa payı ile aile konutu olduğunun tespiti ile bu arsa payı yönünden tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın kısmen kabulüne, davaya konu Mersin ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 6726 ada, 6 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı banka lehine verilen 300.000,00TL'lik ipoteğin 150.000,00TL' lik kısmının kaldırılmasına, 150.000,00TL 'lik kısmının ise davalı banka lehine devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ipotek tesis işleminin 08.12.2015 tarihinde davalı ...'ın resmi senette imzası alınmak sureti ile gerçekleştiği, kredi kullanırken, muvafakat içinde bulunduğu, kredi sözleşmesinde eşinin kefaletine muvafakat ettiği, dava konusunun aile konutu olup olmadığı yönünde bankanın bilme ihtimalinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın tapuda arsa olarak göründüğü, üzerinde yer alan binanın kaçak ve ruhsatsız olduğu, raporun bu yönde olduğu, bankaca tüm işlemlerin arsa olarak değerlendirilerek yapıldığı, ipoteğin, 29.12.2018 tarihinde 16296 yevmiye numarası ile tesis edildiği, tarihe göre ipoteğe hiç itiraz edilmediği, banka lehine müşteri rızası ve bilgisi ile ipotek edildiği, davacı tarafça dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak hareket edildiği belirterek, davanın kısmen kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekilleri, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, istinaf itirazlarını tekrarla davanın kısmen kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Davacı tarafından 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine dayalı olarak açılan ipoteğin kaldırılması davasında taşınmazın aile konutu olup olmadığı, malik olmayan eşin ipotek konulmasına rızasının bulunup bulunmadığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.