"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1200 E., 2023/1744 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/884 E., 2020/301 K.
Taraflar arasındaki ayrılık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ve ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, iftira attığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini iddia ederek davanın kabulü ile taraflar hakkında ayrılık kararı verilmesini ve ayrılık kararı süresince aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası takdir edilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini ve kadının bu duruma sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, dava dilekçesindeki iddialar dikkate alındığında boşanma davası açmak yerine ayrılık davası açılmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında tanık deliline dayanılmadığı, davacı kadının tanıklarını ön inceleme duruşmasından sonra bildirdiği, davalı erkek vekili 31.10.2020 tarihli duruşmada alınan beyanında, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, tanık dinletme talebinin usulüne uygun olmadığı, davacı tanıklarının dinlenilmesine muvafakatinin bulunmadığı belirttiği ve bu doğrultuda usulüne uygun bildirilmeyen davacı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmayacağı, dosya kapsamına göre, kadının erkeğe yönelik kusur isnatlarını ispatlayamadığı, ayrılık kararı verilmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, tarafların halen ayrı yaşadıkları, dosyada mevcut sosyal ekonomik durum tutanakları, kadının herhangi bir gelirinin olmadığı, ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu göz önüne alınarak ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle tarafların ayrı yaşadığı, ancak taraflar arasında yaşanan tüm olaylara rağmen kadının evlilik birliğini sona erdirmek istemediği, bir şans daha vermek istediği, davalı erkek tanıklarının taraflar arasındaki geçimsizliğe dair bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, dava dilekçesinde her türlü yasal delil denilmek suretiyle tanık deliline dayanıldığı ve kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınması gerektiği, süresinde tanık isimlerinin bildirildiği, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davacı kadın vekili tarafından dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayanılmadığı, delillerini nüfus aile kayıt tablosu ve ilgili her türlü delil olarak belirttiği, davacı kadın tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmamasında yanlışlık bulunmadığı, bunun yanında, dava dilekçesinin davalı erkeğe 11.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı erkek vekili yasal süredeki 24.12.2018 tarihli dilekçesi ile ek cevap süresi talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince bu konuda olumlu yahut olumsuz bir karar verilmediği, olduğundan davalı vekilinin cevap dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle davalı erkek tanıklarının beyanlarının tespit edilmesinde yanlışlık bulunmadığı, dinlenen davalı erkek tanıklarının, davalı erkeğin ayrılık kararı verilmesini gerektirecek kusurlu bir davranışından bahsetmedikleri, bu sebeplerle davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava; ayrılık istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında tanık deliline dayanıp dayanmadığı, davacı kadının dinlenen tanıklarının beyanlarının hükme esas alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesi, 141 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ıncı maddesi, 167 inci maddesi, 170 inci maddesi, 171 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.