"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2512 E., 2023/2216 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mut 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/209 E., 2021/358 K.
Taraflar arasındaki çocuk ile geçici kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle, davalı ile boşanma davasının reddedildiğini, boşanma davası sırasında doğan çocuğu ile kişisel ilişki kurulmadığını, çocuğu göremediğini belirterek çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle, düğüne 10 gün kala davacının kendisini kaçırdığını, zorla ilişkiye gidiğini, davacının bundan yargılandığını, 2017 yılında evlendiklerini, evlendikten 3 gün sonra davacının onu terk ettiğini, hamileyken kendisine saldırdığını, bundan dolayı Mut Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/320 esas sayılı dosyası ile ceza aldığını, boşanma dosyasında hükmedilen tedbir nafakasını bile ödemediğini, davacının çok agresif ve tehlikeli biri olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/301 Esas, 2018/331 Karar sayılı boşanma davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın reddedildiği, verilen kararın istinaf kanun yolundan geçerek kesinleştiği, ancak yargılama aşamasında dünyaya gelen müşterek çocuk için kişisel ilişki yönünden hüküm tesis edilmediği, çocuk kendisinde olmayan davacının kişisel ilişki talep ettiği, kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararı olduğu, çocukla, ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi hem çocuk için hem de ana-baba için bir hak olduğu, kişisel ilişki tesisinden beklenen amacın, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamak olduğu, bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olması gerektiği, somut olayda sosyal inceleme raporu ve tanık beyanları dikkate alındığında davacı tarafça istenen görüş günlerinin uygulanabilir olduğu, davacı ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağı, bu durumda kişisel ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına olacağı gibi davacının da babalık duygusunun tatmin edeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile; tarafların müşterek çocuğu ile ile baba arasında tarafların aynı yerde olmaları halinde her ayın 1.ve 3. haftası Cumartesi günü sabah saat 9.00 dan Pazar günü akşam saat 17.00 a kadar, dini bayramların 2. günleri aynı saatler arasında Temmuz ayının 1. günü sabah saat 9.00 dan 31. günü akşam saat 17.00 a kadar, tarafların ayrı yerde olmaları halinde sömestri tatillerinin 1. günü sabah saat 9.00 dan 7. günü akşam saat 17.00 a kadar ve Temmuz ayının 1. günü sabah saat 9.00 dan 31. günü akşam saat 17.00 a kadar çocuğun baba yanında kalması suretiyle kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı; davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı; taraflar arasında boşanma davası olduğunu, çocuk ile babanın görüşmesine engel olmadığını, davacının bugüne kadar nafaka ödemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık, davacı baba ile çocuk arasında geçici mahiyette kişisel ilişki kurulmasının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 323 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Davacı baba ile ortak çocuk arasında düzenlenen kişisel ilişkide aynı yer-farklı yer ayrımı yapılmıştır. Günümüzdeki ulaşım kolaylığı dikkate alındığında taraflar bu hususun gözetilmesini açıkça talep etmemişlerse, aynı yer farklı yer ayrımı yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Çocuğun üstün yararı uyarınca ana babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da ana baba sevgi ve şefkatini tatmasına yeterli olacak şekilde aynı yer-ayrı yer ayrımına gidilmeksizin kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.