Logo

2. Hukuk Dairesi2024/199 E. 2024/7249 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3015 E., 2023/2022 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/254 E., 2022/217 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının boşanma ve fer'îler yönünden esastan reddine, davacının ziynet alacağına yönelik davasının dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, ziynet alacağı davasına yönelik istinaf incelemesinin yeni esas üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların ilk çocukları doğduktan sonra resmi nikah kıydıklarını 12 yıllık evliliklerinin 9 yılını köyde kayınvalidesi, kayınpederi ile birlikte küçük köy evinde geçirdiklerini, son üç yılını ise kışları çocuklarının eğitimi nedeni ile Malatya İlinde bulunan evlerinde, yazları ise tekrar köydeki evlerinde geçirdiklerini, kış aylarında müvekkilinin iki haftada bir köydeki eve giderek evin temizlik yemek gibi her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını, düğünde takılan çeyrek altınları daha düğün sonunda iken alınıp düğün salonu parası ödemek için aldıklarını, seti ve birkaç bileziğinin kaldığını, bunları da davalının alıp bozdurup harcadığını, müvekkiline hiçbir şey vermediğini, davalının 2018 yılında boşanma davası açtığını, müvekkilinin de karşı dava açtığını, mahkemece ara karar kurularak tedbir nafakasına hükmedildiğini, bu ara karar üzerine davalının eşinin ailesini arayarak ben karımı seviyorum, karımdan boşanmak istemiyorum, evine geri gelsin, boşanma davamı geri çekeceğim, yaptıklarımdan pişmanım dediğini ve herkesi inandırdığını, müvekkilinin ailesi inandığı için kızlarına evine dönmesi için baskı yapmaya başladıklarını, davalının de sürekli telefon açarak ben değiştim, her şey çok güzel olacak dediğini, davalının ailesi ve davalı tarafından yapılan baskı ile mecbur kalarak evine geri döndüğünü, eve döndükten sonra davalının yine aynı şekilde davrandığını, sürekli küfür ettiğini, hakaret ettiğini, sinirli davrandığını, eşinin, evin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocuklarını vermemekle sürekli tehdit ettiğini, son olarak 19 Temmuzda kayısı hasat zamanı, davalının köyün meydanında herkesin ortasında müvekkiline ve çocuklarına küfürler ederek, sülalesi bozuk, fahişe, orospu, geri zekalılar, manyaklar, evimden çıkın gidin, daha size ne söyleyeyim, istemiyorum sizi, çocuklarını da al git evimden, gitmezseniz sizi öldürürüm diyerek bağıra bağıra küfür ederek hakaret edererek evden kovduğunu, bunları çocuklarının gözünün önünde yaptığını ve çocuklarının normalde sosyal ve uyumlu çocuklar olduğunu ancak bu olay nedeniyle okul hayatına uyum sağlamakta psikolojik olarak zor durumda olduklarını, çocukların tarlada çalıştıkları kıyafetle üzerlerini dahi değiştirmeden annelerinin ailesinin yardımı ile hemen Malatya ilindeki evlerine gittiklerini, kızını sürekli aşağıladığını, senle annen acından öleceksiniz, benim malım param hepsi benim oğlumundur diyerek kız evladına karşı ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, aptal, manyak, geri zekalı, aynı sende annen gibisin diyerek sürekli kızına küfür ettiğini, kızları ...'in köy meydanında babasının kendilerine ve annesine küfür etmesi olayında çok etkilendiğini ve etkisinin hala devam ettiğini, diğer ortak çocukları ...'ın ise yine bu olay nedeniyle bir süre konuşma problemi yaşadığını, dilinin tutulduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle tarafların evlilik birlikteliklerinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetine, iştirak ve yoksulluk nafakasına, manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle;dava dilekçesinde belirtilen iddiaların tümünün gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin evinin, çocuklarının ve eşinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, üzerine düşen tüm vazifeleri gereği gibi yaptığını, davacının köye gidip temizlik, yemek ve diğer ihtiyaçları karşıladığının yalan olduğunu, davacının ne temizlik ne de yemek, çamaşır gibi işleri yapmadığını, müvekkilinin son dört yıldır yemek, temizlik ve sair tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, buna karşılık davacı kadının dört yıldır eşinin eve gelmesine müsade etmediğini, eve geldiğinde evden kovduğunu, önceki dava açtıkları zaman müvekkilinin hiçbir zaman dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir daha öyle şeyler yapmayacağım, eşimi seviyorum, pişmanım şeklinde ifadeler kullanmadığını, aksine davacının bu şekilde ifadeler kullandığını, yakın akrabaları olan ... ismindeki kişiye davacının ben kocamı seviyorum, barışmak istiyorum, pişmanım, her açıdan ben suçluyum, bir daha bu hataları yapmayacağım, çocuklarımı ihmal etmeyeceğim diyerek aracı olmasını ve eşiyle barıştırmasını istediğini, eşine takılan ziynetleri bir süre eşinin üzerinde görmeyince müvekkilinin sorduğunu ve eşinin de Elazığ ilinde ev alan kardeşine verdiğini söylediğini, müvekkilinin annesinin vefat ettiğini, davacının cenazeye katılmadığı gibi taziyede de bulunmadığını, ortak çocukların baba annelerinin vefat etmesine çok üzülmelerine rağmen davacının çocukların cenazeye katılmalarına engel olduğunu, akrabalarının ısrarı ile sonradan gece geç saatte sadece bir iki saatliğine gelmelerine izin verdiğini, müvekkilinin öncesinde de şu an dahi evinin ve çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, eş ve baba olarak üzerine düşen tüm vazifeleri gereği gibi yerine getirdiğini, ancak davacının bir türlü memnun olmadığını ve evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini tüm bu nedenlerle tarafların evlilik birlikteliklerinin temelinden sarsıldığını belirterek davacının boşanma dışındaki taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 12.10.2022 tarih ve 2020/341 Esas, 2022/674 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166/1 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilerek davalı baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, tarafların manevî tazminat taleplerinin reddine, davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

Taraflar arasında daha evvel Malatya 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/140 esas sayılı dosyası ile boşanma ve ziynet alacağı davalarının görüldüğü, kadının ziynet alacağına ilişkin dava dilekçesindeki taleplerinin "6 adet 15 gr bilezik ve 35 gr set (mehir)'' olduğu, tarafların 04.04.2019 tarihinde davalarından feragat ettikleri, ziynet alacağı davasının feragat nedeni ile red edildiği, bu kez kadın "1 takım set (kolye, bilezik, küpe) 35 gr, 3 adet blezik 24 ayar toplamda 60 gr, 1 adet bilezik 24 ayar 15 gr, 2 adet yüzük 24 ayar toplam 8 gr, 10 çeyrek altın'' talebinde bulunduğu, taleplerinin artırıldığı görülmesine rağmen mahkemece kesin hüküm nedeni ile davanın reddedildiği, söz konusu ziynetlerin hangilerinin mehir alacağı olduğu, mehir olarak istenen ziynetler ile ikinci dava dilekçesindeki talep edilen ziynetlerin hangilerinin aynı ziynetler olduğu, ikinci dilekçede farklı ziynetler de talep edildiği dikkate alınarak, davacıdan taleplerinin açıklattırılması, işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilip, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, belirtilen nedenle davacının istinaf başvurusunun usulden kabulü ile, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın gerekçede belirtilen işlemler yapılarak yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... Tarafların feragat ile sonuçlanan Malatya 2. Aile Mahkemesi 2018/1140 esas sayılı dosyasındaki iddia ve taleplerin mahkememiz dosyası iddia ve talepleri ile genel olarak aynı iddialar olduğu; feragat kararından sonra ise tarafların tekrar bir araya geldikleri ve birbirlerine karşı sevgisiz oldukları, hakaret ettikleri, aşağıladıkları, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmedikleri yönlerinde aynı davranışlara devam ettikleri tanık anlatımları ile kanıtlandığı görülmüştür. Davacı tanığı ... tarafların karşılıklı birbirlerine küfür ettiklerini ve davalı babasının annesini kovduğunu beyan etmiştir. Bunun yanında davacının müşterek çocuk ...'in kafasına bir kez vurduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca ..., 3. Şahısların yanında sana eteğimi giydireceğim, senin şalvarını da ben giyeceğim demek suretiyle olumsuz ve küçük düşürmeye yönelik bir ifade kullanmıştır. Buna karşılık Selahattin de işçilerin yanında ...'ye hakaret ederek onu evden kovmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tarafların evliliklerini devam ettiremeyecekleri, evlilik birliğinin sürdürülmesi yönünde taraflar ve toplum açısından da menfaat kalmadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir...." gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocukları velâyetlerinin, davacı anneye verilmesine, davalı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine daha önce ara karar ile takdir edilen 250,00'şer TL tedbir nafakalarının iş bu karar tarihi itibariyle arttırılarak aylık 500,00'er TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı lehine ara karar ile takdir edilen 250,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibariyle arttırılarak aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ve davalının manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı eşit kusur nedeniyle reddine, davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ve ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden istinaf yoluna yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların boşanma davasına yönelik istinaf başvurularının karar usul ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine, davacının reddedilen ziynet alacağına yönelik davasının ise bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacının bu davaya yönelik istinaf itirazlarının yeni esas üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların reddedilen tazminat talepleri ve velayet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.