Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2033 E. 2024/6365 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında, erkeğin boşanma davası sırasında eşinin sadakatsizliğine dair delilleri sonradan elde etmesinin, yargılamanın iadesi için yeterli sebep olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma davasında aleyhine hüküm verilmeyen erkeğin, boşanma sonrasında eşinin sadakatsizliğine dair delilleri elde etmesinin 6100 sayılı HMK'nın 375. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığı ve anlaşmalı boşanmanın tarafların iradesiyle gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2926 E., 2023/3053 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/540 E., 2023/573 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi ve iştirak nafakasının arttılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yargılamanın iadesi istemine ilişkin asıl davanın reddine, iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkin birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yargılamanın iadesi davasına yönelik istinaf itirazının esastan reddine, iştirak nafakasının arttırılması davasına yönelik istinaf itirazının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 352 nci maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre temyize konu edilen yıllık iştirak nafakası miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı-davalı erkek vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan yargılamanın iadesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, tarafların daha öncesinde Karaman Aile Mahkemesi'ne boşanma davası açtığını, ancak ortak çocuklar için bir araya gelerek davadan feragat ettiklerini, bu birleşmeden sonra kadının hal ve davranışlarında değişiklik olduğunu, kadının sürekli olarak erkeğe soğuk davrandığını, durduk yere sorun çıkartarak kavga ve küslük çıkardığını, taraflar arasında karı koca hayatının kalmadığını, tarafların anlaşma protokolü hazırlayarak Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, kadının boşandıktan 2 ay sonra erkeği arayarak çocuk için tekrar denemek istediğini söylediğini, resmi nikah istemediğini, tarafların resmi nikah olmaksızın birlikte yaşamaya başladıklarını, kadının çalışmaya başladığını, çocuğun kreşe gittiğini, bir gün kadının telefonuna sosyal medya uygulaması üzerinden bir erkek tarafından ''...Beni sevmiyor musun lo'...' diye mesaj gönderildiğini, erkeğin, kadının kendisini aldattığını düşünerek eşyalarına baktığını, eşyaları arasında kendisine ait olmayan prezervatif ve kadının evlilik birliği içerisinde hatta anlaşmalı boşanma öncesinde kendisine hiç haber verilmeksizin yaptırdığı gebelik testi ve tahliller bulduğunu, kadının sonrasında erkekten şikayetçi olduğunu, sosyal medya hesabından müstehcen nitelikte cinsel içerikli görüşmeler yaptığını, başka erkeklerle cinsel birliktelik yaşadığını, erkeğin kandırdığını iddia ederek davanın kabulü ile yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile Karaman 2. Aile Mahkemesinin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı kesinleşmiş hükmünün ortadan kaldırılmasına, tarafların öncelikle zina, aksi kanı halinde evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararın aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası ile erkek yararına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ödeyebileceğini iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; tarafların Karaman Aile Mahkemesi'nin 2017/183 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtıklarını, ortak çocuk için davadan feragat ettiklerini, ardından Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, karardan sonra hiçbir şekilde yeni bir belge veya delil olmadığını, erkek tarafından sunulan CD kayıtlarında tarih ve zamanın belli olmadığını, yargılamanın iadesinin hiçbir şartının dava dilekçesinde yerine getirilmediğini, tarafların boşanmadan sonra ortak çocukları için yan yana olduklarını, tarafların cinsel birlikteliklerinin olmadığını, kadının sosyal medya hesaplarına tanımadığı kişiler tarafından giriş yapıldığı için şikayetçi olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini ve ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, günün ekonomik koşulları ve ortak çocuğun ihtiyaçlarının artması sonucu nafakanın yetersiz hale geldiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede, toplanan deliller, dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 01.08.2009 tarihinde evlendikleri, Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, erkeğin yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürdüğü iddiaların anlaşmalı boşanma davasının konusu olmadığı gibi sonradan elde edildiği iddia edilen kadına ait mesaj, fotoğraf ve videoların yer aldığı cd içeriğindeki delilin de kadının haberi ve rızası olmaksızın elde edildiğinden hukuka aykırı delil olmanın yanı sıra anlaşmalı boşanma davasının delili de olmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde açıkça, yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan sebeple elde edilemeyen belgelerden söz edildiği, somut olayda ise yargılamının iadesi talebine konu olan tarafların boşanmalarına karar verilen Karaman 2.Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı dosyasında erkeğin aleyhine bir karar verilmediği, kararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasına tabi olduğu, erkeğin yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürdüğü vakıayı bilseydi anlaşmalı boşanma yapmayacağı yönündeki iddiasının yargılamanın iadesi sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu kapsamda yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; tarafların boşanması sonucu ortak çocuk ...' ın velâyetinin anneye verildiği, ortak çocuğun bakım giderlerinin ve harcamalarının arttığı, paranın alım gücünün düştüğü, hükmedilen nafakanın ortak çocuğun asgari ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği, birleşen erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesi hükmüne göre kadının yanında kalan çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, hakkaniyet kuralları çerçevesinde günümüzün ekonomik koşulları, küçüğün ihtiyaçları ve erkeğin ekonomik durumuna göre ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme ile karar verildiği, birleşen davada hükmedilen nafaka miktarını ise ödeyecek maddî gücü bulunmadığını belirterek; her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olmasının yargılamanın iadesi sebepleri arasında sayıldığı, tarafların Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı dosyasında Hülya Kesiktaş tarafından açılan dava ile anlaşmaları doğrultusunda dosyaya sundukları protokol hükümlerine göre anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, işbu kararın 22.09.2021 tarihinde kesinleştiği, erkeğin yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürdüğü iddiaların anlaşmalı boşanma davasının konusu olmadığı gibi sonradan elde edildiği iddia edilen delilin de anlaşmalı boşanma davasının delili olmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde açıkça, yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan sebeple elde edilemeyen belgeden söz edildiği, Karaman 2. Aile Mahkemesi'nin 2021/480 Esas, 2021/487 Karar sayılı dosyasında erkek aleyhine bir karar verilmediği, kararın tarafların anlaşmaları doğrultusunda verildiği, erkeğin, yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürdüğü vakıayı bilseydi anlaşmalı boşanma yapmayacağı yönündeki iddiasının yargılamanın iadesi sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 Esas,- 235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağının açıklandığı, işbu birleşen davada kadın tarafından ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 400,00 TL iştirak nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesi talebinde bulunulduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verildiği, çocuk yararına 600,00 TL'lik nafaka talebinin kabul edildiği, erkeğin davanın kabul edilen kısmını istinafa getirdiği, ortak çocuk yararına kabul edilen aylık 600,00 TL iştirak nafakasının bir yıllık tutarının 7.200,00 TL'ye tekabül ettiği, 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, kararın kesin mahiyette olması ve istinafı kabil olmaması nedeniyle erkek vekilinin birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun'un 352. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davacı-davalı erkek vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazının esastan reddine, birleşen davaya yönelik istinaf talebinin ise 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi hükmü gereğince reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan yargılamanın iadesi davasında erkeğin iddialarının 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde sayılı olan yargılamanın iadesi sebeplerinden olup olmadığı, yargılamanın iadesi davasının kabulüne karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 374 üncü maddesi, 375 inci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin birleşen davaya yönelik temyizi, temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.