"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1077 E., 2023/1501 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/309 E., 2022/239 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlendikleri günden beri sürekli hakaret ettiğini, ilgisiz ve iletişimsiz davranışlar sergilediğini, kadının evliliği için erkeğin şiddetine, hakaretlerine ve aşağılamalarına katlandığını, uzun süredir odalarının ayrı olduğunu, babalık ve eşlik görevini yerine getirmediğini, kadının ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadını tehdit ettiğini, ayrılıktan önceki son olayda büyük kavga çıkartıp kadına şiddet uyguladığını, bu nedenle ayrılık davası açtıklarını, ancak süre bitmesine rağmen ortak hayatın kurulamadığını iddia ederek davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar ... ve ... için 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun anne ve çocuklara tahsisine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, aksine kadının erkeğe psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, eline bıçak alarak öldürmekle tehdit ettiğini, bir çok kez hakaret ettiğini, yanına yakışmadığını söyleyerek hor gördüğünü, çocuklara babalarını kötülediğini, 2018 yılında konuşmak için kadının yanına gittiğinde, kadının hayatında biri olduğunu söylediğini iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... Asıl dava, TMK'nın 172/2.maddesinde düzenlenen ayrılık kararına dayanılarak ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle açılan boşanma karşı dava,TMK'nın 166/1.maddesinde düzenlenen boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 172. maddesine göre “ayrılık süresi bitince, ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu sebebe dayanan boşanma davalarında da boşanma kararı vereilebilmesi için ayrılık süresi içinde ortak hayatın yeniden kurulmadığının ispatlanmış olması yeterlidir. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı kadının Ankara 3.Aile Mahkemesi'nin 2018/451 esas ,2019/856 karar sayılı dosyasıyla TMK'nın 171.maddesi uyarınca ayrılık davası açtığı,yapılan yargılama sonucunda''... tarafların arasında uzun süredir ilgisizlik, soğukluk olduğu, aile içerisinde huzursuzluk ve tartışmaların müşterek çocuklara da yansıdığı zaman zaman küsüp ayrı odalarda yattıkları, tarafların birlikte pek sosyal ortamlarda bulunmadıkları, bu ortamda dava öncesi 3 aylık dönemde evde kombinin bozulması ,soğuk bur dönemde davalının ilgilenmeyip tamir ettirmemesi, değiştirmemesi, davacı değiştirmeye kalkınca tartışma çıkarması sonucu öncesinde de eşler arasında sevgi, saygı, güven duygularının kaybolması nedeniyle hoşgörülü davranılmadığı tarafların ayrı yaşamaya başladıkları ,ayrılığa neden olan olaylarda davalı kocanın kusurlu olduğu anlaşıldığı...'' gerekçesiyle tarafların 1 yıl süre ile ayrılığına karar verildiği, söz konusu kararın 05.03.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl boşanma davasının ortak hayatın yeniden kurulamadığı gerekçesiyle 12.03.2021 tarihinde açıldığı, karşı davanın TMK'nın 166/1.maddesi uyarınca 02.04.2021 tarihinde açıldığı sabit olup tarafların ayrı yaşamasının nedeninin davalı erkeğin Ankara 3.Aile Mahkemesi'nin kesinleşen kusur belirlemesine göre davalı erkekten kaynaklandığının ,davacı kadına atfedilecek bir kusurun olmadığının, ayrılık kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıldır tarafların ve ayrı yaşadıkları ortak hayatın yeniden kurulamadığının anlaşılmasına göre; asıl davanın TMK'nın 172/2.maddesi uyarınca kabulüne, tarafların boşanmalarına, karşı davanın ise reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklindeki gerekçe ile asıl davanın TMK'nın 172/2 inci maddesi uyarınca kabulüne, tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 2018/451 Esas ve 2019/856 Karar sayılı kararı ile kabul edilen ve kesinleşen kusur durumuna göre, davacı- davalı kadının, boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik haklarının da saldırıya uğramış bulunması nazara alınarak, evlilik süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur oranları nazara alınarak kadın yarınara 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocuk ...'nın ihtiyaçları gözetilerek ortak çocuk ... için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin boşanma davasının reddi şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 172 nci maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci ve 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (4721 sayılı Kanun md.175). Mahkemece kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; toplanan delillerden kadının emekli olduğu, ayrıca bir adet dükkana sahip olup terzilik yaptığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda kadın yararına gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.