"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2576 E., 2023/3278 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/475 E., 2023/226 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, erkeğin davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, müsrif olduğunu, yalan söylediğini, kadının annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, muska yapıp ortak konutun çeşitli yerlerine koyduğunu, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, kadının ailesinin de erkeğe kötü davrandığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, ziynet eşyalarının fazla talep edildiğini ve ziynetlerin kadın da olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğini sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili mahkemenin Samsun Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın esası yönünden ise dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, ailesinin evlilik birliğine olan müdahalesine sessiz kaldığını, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, yalan söylediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, baskı yaptığını, ekonomik, fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, kadının ailesine kötü davrandığını ve onlara hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uygulamaya teşebbüs ettiğini, ortak konuta muska yerleştirdiğini, iftira attığını, annesine ortak konutun anahtarını verdiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, tedaviden kaçındığını, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kadının kişisel ve ziynet eşyalarının ortak konutta kaldığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğini sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına karşı son zamanlarda süregelen şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, hayatını idame ettirmesi için para vermekten imtina ettiği bu şekilde birlik görevlerini yerine getirmediği, babasının etkisi altında evliliği sürdürdüğü ve evlilik birliğine dair sırları ailesine anlattığı, kadının ise erkeğe süregelen nitelikte hakaret ettiği, bu hususunun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile taraflarına evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.750,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminat, talep olmadığından maddî tazminat ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağı kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, tam kusurlu kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin ise kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile manevî tazminat miktarının az olduğu, süresinde maddî tazminat talebinde bulunmasına rağmen kabulüne karar verilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derede Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin, kadına karşı son zamanlarda süregelen şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, hayatını idame ettirmesi için para vermekten imtina ettiği bu şekilde birlik görevlerini yerine getirmediği, babasının etkisi altında evliliği sürdürdüğü ve evlilik birliğine dair sırları ailesine anlattığı, kadının ise erkeğe süregelen nitelikte hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, erkeği "...sen de erkek misin?..." şeklindeki sözlerle aşağıladığı, erkeğin ailesine "...siz ne bilirsiniz, ne karışıyorsunuz..." şeklindeki sözlerle saygısız davranışlar sergilediği, ev işlerini ihmal ettiği, mahrem konuları ailesine anlattığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olan taraflar yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluştuğu ancak evlilik süresi dikkate alındığında kadın yararına toptan yoksulluk nafakası takdirinin isabetli olacağı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına boşanma hükmü kesinleşinceye kadarı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası, kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının toptan şekilde ödenmesi ve miktarı ile tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ve toptan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama gider ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerini istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, kadının tazminat taleplerinin reddine ve kadın yararına 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası takdiriyle taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmişse de kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin, kadına birden fazla fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, ekonomik şiddet uyguladığı, aile içerisinde olan her şeyi kendi ailesi ile paylaştığı, kadının ailesi ortak konuta geldiğinde "...neden geldiniz izin aldınız mı..." şeklinde söylediği ve onlarla konuşmadığı ve yanlarına gitmediği, kadının ise erkeğe sürekli hakaret ettiği, erkeğin ailesine kötü davrandığı, erkeğe "...sen erkek misin sen sus sen bana karışamazsın..." diye söylemlerde bulunduğunun ispatlandığı, gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
b)Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 2.107.80 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınıp Sümeyya'ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.