Logo

2. Hukuk Dairesi2024/207 E. 2024/8121 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri gözetilerek usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1318 E., 2023/1529 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/477 E., 2022/408 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret ettiğini, aşağılayıcı tavırlar sergileyip tehdit ettiğini, ortak çocuğa sesini yükseltip hakaret ettiğini, kadının ailesine karşı olumsuz tavırlar takındığını, kadını hem kendi ailesine hem de kadının ailesine karşı kötülediğini, hor gördüğünü, kadının annesine vurmaya kalktığını, yaşanan tartışmalar sonucu kadını darp ettiğini, annelik onurunu ve kadınlık gururunu zedelediğini, hakaret içerikli sözler söylediğini, evlilik birliğinin devamı için çaba sarf etmeyip "biterse biter, kapı orada s..r ol git, defol git" dediğini, 1,5 yıldır ayrı yaşadıklarını, 03.10.2020 tarihinde ortak çocuğu kaçırdığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Gebze adliyesi olduğunu, kadının iddialarının asılsız olup aralıklarla Kocaeli' nden Ankara'ya ailesini ziyarete gidip uzun süreler boyunca geri dönmediğini, 6 ay gibi uzun sürelerle ortak konuttan ayrıldığını, sık sık evlilik birliğinin sorumluluklarını taşımamak için ortak konuttan ayrıldığını, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde kadının kusurlu davranışlarının olduğunu, gece geç vakitlere kadar ailesi ile vakit geçirme alışkanlığı olduğunu, aşırıya kaçan ve ekonomik durumunun üzerinde istek ve taleplerinin olduğunu, erkeğe hakaret edip başkaları ile kıyasladığını, ailesine art niyetle yaklaştığını, "ısınamadım, sevmedim onları" dediğini, aşırı şekilde sigara tüketimi olduğunu, ortak çocuğun yanında da sigara içtiğini, kadının annesinin ön yargılı şekilde yaklaşıp erkeğe karşı nefret söylemlerinde bulunduğunu, evlilik birliğinin bitirilmesine yönelik sözler sarfettiğini, evliliğe müdahale ettiğini, kadının hamile olduğu dönemde ailesinin çocuğu aldırmak istediklerini, bu hususta müvekkilini, babasının arayarak hakaret ettiğini, kadının uzun süreli olarak evi terkettiğini, "artık ailemle yaşamak istiyorum, eve dönmek istemiyorum" dediğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının yerleşim yeri Ankara olup hatta kocanın mernis kaydının da 06.10.2020'den beri Ankara olduğu, Mahkemenin yetkili olduğu; tarafların en son Kocaeli ...'da erkeğin ailesiyle aynı binada oturdukları, 2020 yılı Eylül ayında kadının Ankara'ya gelmesinden beri ayrı yaşadıkları, her ikisinin de boşanmak istediği, erkeğin evliliğin başından beri eşine hakaret etmekte olup, yakınlarının yanında bile " gerizekalı, beyinsiz, aptal" gibi kelimeler kullandığı, uyarılsa da tekrarladığı, kadının 2020 yılı Eylül ayında erkek kardeşinin sözlenmesi nedeniyle Ankara'ya geldiği, sonrasında tekrar Kocaeli'ne dönmeyi düşündüğü ancak erkeğin telefon ederek davacı eşine "aptal, salak, gerizekalı, beyinsiz " diye hakaret ettiği, kadının da önceki olaylar affedilmiş de olsa benzer şeylerin yaşanmış olması, erkeğin kadının annesini bile dövmeye kalkışmış olması, hamilelik dönemi sonrası yeni doğum yaptığında dahi fiziksel şiddet görmüş olup 6 ay ayrı kalıp barışmış oldukları, buna benzer sorunların sürekli yaşanmış olması, erkeğin en son telefondaki hakaretleri sonucu boşanma sürecine girmiş oldukları, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin ailesiyle müşterek konutun aynı binada olmasına rağmen erkeğin ailesini istemediği, sık sık Ankara'ya ailesinin yanına geldiği, ortak çocuğun ayrılık döneminde anne yanında yaşadığı, uzman görüşünün de dikkate alındığı gerekçesiyle tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında şahsi ilişki kurulmasına, ortak çocuk aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 13.000,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olmadığını, erkeğin haksız ve kusurlu eylemlerinin dosya kapsamındaki bilgiler ile ispat edildiğini, boşanma taleplerinin karşılıklı kabulü yönündeki verilen kararın hatalı olduğunu, nafakalar ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğunu, erkeğin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirterek, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın tanıklarının beyanlarının objektif olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu olduğunu, çocuğun yüksek yararı için velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kadının çalışmadığını, ayrıca çalışmak da pek istemediğini, kaıdnın kaldığı aile evinde sürekli sigara içildiğini, kadının abisinin eve sık sık alkollü geldiğini, erkeğin ortak çocuğun geleceği konusunda kaygılı hissettiğini, kadın lehine hükmedilen nafakayı ödeyecek durumunun olmadığını, yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, velayet, nafakalar, tazminatlar ve kadının davasının kabulü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında, velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, velayeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, eşinin maddi desteğini yitiren kadın yararına maddi tazminat takdir edilmesinde, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına manevi tazminat takdir edilmesinde, erkeğin koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı ancak; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının miktarı ile iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tazminatların, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için yasal faizi ile birlikte 24.000,00 TL maddî ve 24.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 900,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusuru olmadığını, miktarların tam kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, iştirak ve yoksulluk nafaka miktarı ile tazminatların mikytarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, velayet, nafakalar, tazminatlar ve kadının davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, velayet, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.