Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2083 E. 2024/2575 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada hükmedilen maddi tazminat miktarının düşük olup olmadığı ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm bulunmaması uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilerek yapılan yargılamada, hükmedilen maddi tazminat miktarının azlığı ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmaması nedeniyle karar, maddi tazminat ve yargılama giderleri yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1493 E., 2023/1684 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -davalı erkek vekili dava ve karşı davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin babasının ağır hastalık geçirdiği yedi senelik süreçte destek olmadığını, erkeğin ailesine ziyaretlerini sorun haline getirdiğini, erkeğin ailesinin tarafların evine gelip gidemediğini, erkeğin babasının 02.10.2019 tarihinde vefatı akabinde taziye için şehir dışından gelenlere evi açmadığını, eve misafir gelmemesi için eşyalara zarar verdiğini, yemekleri döktüğünü, yemek takımlarını kırdığını, evlilik hayatı boyunca yılın üç ayını Dalaman'da ailesinin yanında geçirdiğini ve evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin ailesinin evliliğin başından itibaren kadını dışladıklarını, fiziksel özellikleriyle alay ettiğini, hakaret ettiğini, ailesinin yanında iken kadına ve çocuğa karşı davranışlarının değiştiğini, arayıp sormadığını, ilgilenmediğini, kadına bir çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliği içindeki tartışmalarda kadının ailesini arayarak "gelin kızınızı alın" dediğini, 02.10.2019 tarihinde erkeğin babasının vefat ettiğini, kadının taziyeye gelen misafirleri ağırladığını, kadının anne ve babasının da taziye için ortak eve geldiklerini, sonrasında erkeğin ağabeyinin senin "ağzını yüzünü dağıtırım" diyerek kadını tehdit ettiğini, erkeğin kadını ve ailesini evden kovduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2020 tarihli, 2019/463 E., 2021/208 K. sayılı kararı ile kadının, erkeğin ailesinin ortak konuta gelip gitmesini ve erkeğin babasının vefatından sonra akrabaların müşterek konuta taziye için gelip gitmelerini istemediği, erkeğin manevî varlığına karşı saygı duyma yükümlülüğünü ve zor zamanda yardım etme yükümlülüğünü ihlâl ettiği, erkeğin ise, kadına kilosu ile ilgili hakarette bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının maddî ve manevî varlığına karşı saygı duyma yükümlülüğünü ihlâl ettiği, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, kadın yararına ara karar ile takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile sonlandırılmasına, ortak çocuk yararına ara karar ile takdir edilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, eşit kusurlu olmaları nedeni ile tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından "kusur tespiti, manevi tazminat talebinin reddi, vekalet ücreti"; kadın vekili tarafından "erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, reddedilen tazminat, yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakasının miktarı ve vekalet ücreti" yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.11.2022 tarihli ve 2021/949 Esas, 2022/1743 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, ayrıca dinlenen tanıklar Salih T. ve ortak çocuğun beyanlarından; erkeğin, babasının vefatından sonra yaşanan son olayda, ağabeyinin kadına yönelik olumsuz davranışına kayıtsız kaldığı, akabinde de kadını ve ailesini evden kovduğu, belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu; kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmadığı; boşanmaya neden olan olaylarda az kusurlu olan kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar verilmek suretiyle kavram karmaşası yaratılmasının doğru olmadığı; kadın tarafından açılan birleşen boşanma davasının kabulüne karar verildiğine göre, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olmadığı; erkek tarafından açılan boşanma davasında da kabul kararı verilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince asıl dava kapsamında vekâlet ücretinin erkekten alınarak kadına verilmesine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, çocuk yararına aylık 450,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere arttırılarak aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesi akabinde nafakanın iştirak nafakası olarak aynen devamına, kadın yararına aylık 400,00 TL tutarındaki tedbir nafakasının, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 31.03.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine, davaları kabul edilen kadın ve erkek yararına vekâlet ücretine; tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili "kusur tespiti, kabul ve reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ile nafaka miktarları"; kadın vekili "erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafaka miktarları" yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.09.2023 tarihli, 2023/1233 E., 2023/4260 K. sayılı kararı ile davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirilerek, tarafların evlilik süresi, boşanmaya yol açan olaylardaki kesinleşen kusur dereceleri, kusurlu davranışların niteliği, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı göz önüne alındığında, davalı-davacı kadın lehine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili özetle; kusur tespiti ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili özetle; tazminat miktarlarının son derece düşük olduğunu ve hükümde harç, vekâlet ücreti gibi hususlara yer verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek tazminat miktarları ve yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki paragraflar dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3.Yargılamanın gideri haksız çıkan taraftan alınır (6100 sayılı HMK 326 ncı madde). Vekâlet ücreti de yargılama giderlerindendir (6100 sayılı HMK 326 ncı madde). Bölge Adliye Mahkemesince bozma sonrası kararda vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hakkında herhangi bir hükme yer verilmemesi de doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat miktarları ve yargılama giderleri yönünden kadın yararına BOZULMASINA

2.Davacı karşı davalı erkeğin tüm, davalı karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.