Logo

2. Hukuk Dairesi2024/209 E. 2024/8120 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen iştirak, yoksulluk nafakaları ile tazminat miktarlarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1380 E., 2023/1532 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/460 E., 2022/789 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan erkeğin, yeniden esas hakkında hüküm kurulmayan kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve velâyete yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; erkeğin temyiz isteminin bu yönlerden reddine karar vermek gerekir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, hükmedilen nafakalar ve velâyet dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, bir yıl boyunca evi terk ettiğini, bu sürede kadını arayıp sormadığını, bir yıl sonunda ortak haneye döndüğünde aynı şekilde kavga ve şiddet eylemlerine devam ettiğini, evlilik süresi boyunca kadının sürekli ağır itham ve eleştirilere maruz kaldığını, kadını aşağıladığını, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, başka kadınlar ile birlikte olduğunu, kadına ve çocuğuna karşı her zaman ilgisiz olduğunu, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, kazandığı tüm parayı kendi anne ve babasıyla harcadığını, kendi evi ile ilgilenmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaları kabul etmediğini, tarafların evliliklerinin ilk başından beri uyumsuz ve huzursuz olduğunu, karşı tarafın geçimsiz tavırlarının artarak devam ettiğini, sebepsiz yere kavga çıkardığını, erkeğe ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, iftiralar attığını belirterek esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kural olarak tanıkların doğruyu söylediklerinin kabulünün gerektiği, dosya arasına giren tanık anlatımları ve belgelere bakarak, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının da hakaretinin bulunduğu, bunlara bağlı olarak evlilik birliğinin sürdürülmesinin beklenilemeyecek biçimde temelden sarsıldığı, bunda erkeğin şiddete bağlı olarak daha kusurlu bulunduğu, velâyet yönünden karar verilirken alınan ve itibar edilen sosyal inceleme raporunun dikkate alındığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir-iştirak ve yoksulluk nafaka miktarlarının günümüz ekonomik koşullarında yetersiz olduğunu, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, erkeğin çalışmadığını, sinirli bir yapısının olduğunu, ortak çocuğun henüz 4 yaşında olduğunu, annesinden ayrı yatılı olarak kalmasının mümkün olmadığını belirterek, kişisel ilişki, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; tarafların ortak çocuğunun 2018 doğumlu olduğu, dava süresince ve halen anne yanında bulunduğu, düzenlenen sosyal inceleme raporunda, babanın engelleme nedeni ile ortak çocuk ile 3-4 kez görüşebildiğini belirttiği, raporda ayrılık süresince baba ile çocuk arasında ilişkinin sekteye uğradığı, velâyet elinde bulunmayan ebeveyn ile görüşmenin çocuk için hak olduğu ve çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olduğunun belirtildiği, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olduğu, çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir hak olduğu; babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına ilişkin veya babanın bu haktan yoksun kılınmasını gerektirir nitelikte delil ve ciddi bir olgu bulunmadığı, baba ile çocuk arasında kişisel ilişkininin kaldırılmasını gerektirir ölçüde risk ispat edilemediği, ancak, çocuk ile baba arasında temmuz ayı boyunca kuralan kişisel ilişki, çocuğun yaşı ve halen anneye olan bağımlığı ve anne bakım ve şefkatine muhtaç olması nedeni ile çok olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk ve kadının ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası miktarının da az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kişisel ilişkinin süresi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. cumartesi günleri saat 10.00'dan pazar günleri saat 17.00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00'ye kadar, okul döneminde güz ara tatilinin ilk cumartesi günü saat 10.00'dan izleyen cumartesi saat 12.00'ye kadar, sömestr tatilinin ilk pazartesi günü saat 09.00'dan izleyen pazar günü saat 17.00'ye kadar, Temmuz ayının 1. günü saat 10.00'dan 10. günü saat 17.00'ye kadar, babalar günü saat 09.00'dan aynı gün saat 20.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına, kadın için işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın için boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının çocuğa bakamayacağını, kadının iddialarını ispatlayamadığını, kusurlu olduğunu, hükmedilen nafakaları ödeyecek gücü olmadığını, kadının yoksulluk nafakası alamayacağını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, nafakalar ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve velâyete yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyerek kesinleşen yön olmakla REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.