Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2104 E. 2024/1959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, erkeğin açtığı haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı boşanma davasının ispatı, kusur durumu, tazminat miktarı ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya içeriği, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararında usul ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3374 E., 2022/3705 K.

DAVA TARİHİ : 07.02.2020-10.11.2020-30.04.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/398 E., 2022/48 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl davasının reddine, kadının birleştirilen davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün tamamının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl davasının reddine, kadının birleştirilen davası ile erkeğin birleştirilen davasının kabulüne, boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillernce istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 20.12.2019 tarihinde resmi nikah yaptıklarını, düğün tarihi olarak Nisan 2020 yılı Nisan ayında yapmayı kararlaştırdıklarını, daha sonra karşılıklı ayrılma kararı aldıklarını ve evliliklerinin nişanlılıktan ileri gitmediğini, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek, kadının birleştirilen davasına süresinde cevap vermemiştir.

3.Davacı-davalı erkek vekili birleştirilen dava dilekçesinde;açtıkları boşanma davası devam eder iken, kadının evlilik öncesi ve sonrasında başka erkekle para karşılığı birlikte olduğunu, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, kadın hakkında ceza ve soruşturma dosyalarının olduğunu, evlilik birliği içerisinde B.A., A.K., O.K., M.K., S.Ç. isimli erkeklerle cinsel ilişkiye girdiğini ve müvekkilini aldattığını, başka bir erkekle nişanlandığını, S. isimli bir erkek ile uygunsuz fotoğraflarını sosyal medyadan paylaştığını, yine baraj alanında cinsel ilişkiye girdiğinin görüldüğünü, müvekkilinin küçük düşürüldüğünü ve gururunun kırıldığını, kadının haysiyetsiz hayat sürmesi sebebi ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın, erkeğin asıl davasına cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleştirilen dava dilekçesinde; erkeğin annesinin müvekkiline karşı kötü tutum ve davranışlarda bulunduğu gibi erkeğin müvekkiline hakaret ettiğini, bağırdığını, aşağıladığını, onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu ve ortak evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı-davacı kadın, erkeğin birleştirilen davasına cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarih ve 2020/42 E.sas, 2021/172 Karar sayılı kararı ile; erkeğin asıl davasında vakıa ileri sürmediği, birleştirilen davaya ise süresinde cevap vermediği, buna göre davasının ispatlanamadığı, birleştirilen davada erkeğin kadına sözel şiddet uyguladığı, birlikte yaşamaktan kaçındığı ve erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile erkeğin asıl davasının reddine, kadın lehine 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının birleştirilen davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamına yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2021 tarih ve 2021/1818 Esas, 2021/2858 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, Merzifon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2021/137 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı, dosyanın halen derdest olduğu, bu dava ile aralarında hukuki ve fiili bağlantı olduğu, buna göre her iki davanın birleştirilerek birlikte görülmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının tümüyle kaldırılmasına, şimdilik diğer istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, yeniden yargılama yapılmak üzere doyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin asıl davasında vakıa ileri sürmediği, birleştirilen davaya ise süresinde cevap vermediği, buna göre davasının ispatlanamadığı; kadının haysiyetsiz hayat sürdüğü, evli iken birden fazla kez ve farklı erkekler ile nişanlandığı, çevrede sürekli olarak para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği söylentisi çıktığı ve birçok erkek ile makul sebebi olmaksızın ıssız yerlere araç ile seyahatler yapığı, karşı taraftan erkeğin ise kadına sözel şiddet uyguladığı, birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmakla gerçekleşen vakıalara göre erkeğin az kusurlu, kadının ise ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile erkeğin asıl davasının reddine, kadın lehine 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının birleştirilen davası ile erkeğin birleştirilen davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü (hükümde 166/3 yazılı) maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve haysiyetsiz hayat sürme nedenleriyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî, manevî ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, asıl davada kadın lehine tedbir nafakasına hükmedildiğinden kadın lehine birleştirilen davada hükmedilen tedbir nafakasının başlangıcından itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı oduğunu beyanla; erkeğin reddedilen asıl davası, kadının kabul edilen birleştirilen davası, kusur belirlemesi, lehe hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme yapıldığını, tanık delili ile erkeğin birleştirilen davasının kabulünün hatalı olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların gerçek olmadığını ve söylentiye dayandığını, kararın usul ve kanuna aykırı oduğunu beyanla; erkeğin birleştirilen davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları, kadının reddedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, erkeğin birleştirilen davası 2021/137 Esas sayılı dosya yönünden verilen kararın hüküm fıkrasında boşanma sebebinin 4721 sayılı Kanun'un "166/3" maddesi olarak gösterilmesinin maddî hata olduğu, boşanma sebebinin 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesi olduğunun anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme yapıldığını, tanık delili ile erkeğin birleştirilen davasının kabulünün hatalı olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların gerçek olmadığını ve söylentiye dayandığını, kararın usul ve kanuna aykırı oduğunu beyanla; erkeğin birleştirilen davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları, kadının reddedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafında açılan haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı birleştirilen davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 163 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Sevda'ya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.