Logo

2. Hukuk Dairesi2024/212 E. 2024/8119 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, velayet, iştirak nafakası ve tazminat miktarları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2049 E., 2023/2073 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gürün Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/8 E., 2023/91 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde; davalı evlendiği ilk günden itibaren kendisi ve ailesi ile görüşmek istememiş olduğunu, onlara karşı tavırlı davranmış olduğunu, aileden kimsenin evine gelip gitmesini istemediğini, Hatta eve gelen kardeşleri ve kardeşlerinin çocuklarına bile eve geldikleri için hakaretler edip evden kovmuş olduğunu, davalı ile bunun böyle olmayacağını, artık akraba olduğumuzu, onun ailesinin de benim ailemin de eve gelip gitmeleri gerektiğini, bizim onlara gidip gelmemiz gerektiğini belirmeme rağmen davalının kendisinin ailesinden kimseyle görüşmediğini, kimsenin de müşterek konutlarına gelmesini istemediğini, davalı ile geçimsizliğin temel sebebi bu olduğunu, aralarındaki tüm tartışamalar da bu yüzden çıkmış olduğunu, davalının 2017 yılı okul bitiminde bu nedenle ortak evi terkedip Kayseri'ye ailesinin yanına gitmiş, telefonumu engellemiş, benimle görüşmemiş, kızımızın rahatsızlanması üzerine telefon engelini kaldırıp kendisine mesaj göndermiş olduğunu, davalı ile son 1.5 yıldan beridir karı koca hayatının kalmadığını evlilik birliği boyunca davalının aşağılama, hakaret, psikolojik şiddetine maruz kaldığını, manen zor durumlar yaşamış olduğunu, kadının psikolojik şiddet ve tacizinin dozunun her geçen gün arttığından artık kaldıramaz hale geldiğini, yaşanan bu şiddete çocuklar ve aile yakınlarının şahit olduğunu, evliliğin fillen bitmiş olup, artık ızdırap dönüşmüş olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde: davanın reddine karar verilmesine, 18 yaşından küçük ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin babaya verilmesine ve eğer Mahkeme aksi kanaatte ise kadın ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyet hakkı verilen çocuklar için hakkaniyete uygun bir nafakanın belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde: erkeğin kendisine ve çocuklarına kötü muamele göstermekten dolayı aleyhinde Gürün Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/31 Esas sayılı dosyasında kamu davasının açılmış olduğunu, kendisinden intikam almak amacıyla bu davayı açmış olduğunu, şiddetli geçimsizliğin nedeninin erkek olduğunu, 22 yıldır meslek hayatında elde ettiği tüm maaşlarına erkek tarafından kullanıldığını, evin tamamen geçimini kendisinin sağladığını, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının esastan reddine karar verilmesine, Mahkeme aksi kanaatteyse boşanma halinde ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 26.05.2022 tarihli birleşen dava dilekçesinde: davanın kabulü ile tarafların 47321 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukları ... ve ...’ın velâyetinin dava sonuna kadar tedbiren ve dava sonunda kesin olarak anneye verilmesine; ortak çocukların her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına; kadın için 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına hakarete ettiği, fizik şiddet uyguladığı, kadını eve almadığı, diğer iddialar bakımından ise, tarafların dinlenen tanıklarının beyanlarında bu hususlara ilişkin soyut, görgüden ziyade duyuma dayalı anlatımlarının olduğu, başkaca delille de desteklenmediği göz önüne alınarak bu iddialar bakımından bir değerlendirme yapılmadığı, erkeğin iddia etmiş olduğu vakıaların tanık anlatımlarında çeliştiği, iddiaların soyut düzeyde kaldığı, taraf iddiaları, toplanan deliller, tanık beyanları kapsamında erkeğin kusurlu olduğu, kadının ise kusursuz olduğu, aldırılan sosyal inceleme raporları doğrultusunda çocukların yaşı, çocukların alışmış olduğu yaşam düzeninden şu aşamada yaşı itibariyle uzaklaşmaması gerektiği, çocukların üstün yararı da göz önünde bulundurularak ortak çocuklardan ...' ın ve ...'ın velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, ortak çocuk ... ...' ın velâyetinin ise babaya verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklardan ...' ın ve ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ...' ın velâyetinin ise babaya verilmesine, ortak çocuklar ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar ...' ve ... yönünden hükmedilen aylık 600,00 TL'lik tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleşince aylık ayrı ayrı 800,00 TL iştirak nafakası olarak olarak devamına, nafakanın her yıl belirlenen enflasyon oranında artırılmasına, ortak çocuk ... ... yönünden hükmedilen aylık 600 TL'lik tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadın için 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; delillerin eksik ve yanlış değerlendirildiği, müvekkilin kadına şiddet uyguladığına dair kadının soyut iddasından başkaca kanıt olmadığı, müvekkili hakkında hürriyeti tahdit suçundan devam eden ceza davası bulunduğu, dosyanın derdest olduğu, kadının iddialarını ispatlayamadığı, iddialarını açıkça ispatlayan erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların düşük olduğunu, ortak çocuk ...'in velâyetinin müvekkile verilmesi gerektiği, ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğunu belirterek velâyet, iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılar ve alınan tanık beyanları değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu eylemlerinin gerçekleştiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadına kusur yüklenmemiş ise de; toplanan deliller ve erkek tanıklarının beyanları ile sabit olduğu değerlendirilerek kadına "erkeğin ailesini istememesi ve soğuk davranması" kusurunun gerçekleştiği ve kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek ağır, kadın az kusurlu olduğu, erkeğin açtığı asıl davanın da kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olduğu, ortak çocuklar ... ve ... yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen iştirak nafaka miktarlarının düşük kaldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, ancak takdir edilen tazminat miktarlarının düşük olduğu, velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan raporda ortak çocuklar ... ve ...'ın velayetinin anneye verilmesinin çocukların yararına olacağının belirtildiği, bu çocuklar yönünden yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yerinde ise de, idrak çağındaki ortak çocuk ... ...'ın duruşmada alınan beyanında annesinde kalmak istediğini söylediği anlaşıldığından ortak çocuk ... ...'ın velâyetinin babaya verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen davası yönlerinden, kadının istinaf başvurusunun ortak çocuk ... 'in velâyeti, bu çocuk yönünden iştirak nafakası, diğer çocuklar yönünden takdir edilen iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba aile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesine ek olarak ortak çocuk ...'in duruşmada annesiyle kalmak istediğini beyan etmişse de ...'in hala fiilen müvekkilimle ikamet ettiğini ve tüm ihtiyaçları müvekkil tarafından karşılandığını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, ve ...'in velâyeti, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; hatalı kusur belirlemesi ile erkeğin davasının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, velâyet, iştiraklar ve tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.