Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2163 E. 2024/6325 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka miktarı, tazminat talepleri ve kişisel ilişki tesisi hususlarında anlaşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun yüksek yararı ve babalık duygularının tatmini gözetilerek kişisel ilişki kurulmasına dair ilk derece mahkemesi kararının yetersiz bulunması nedeniyle düzeltilerek onanmış, diğer yönlerden ise temyiz itirazlarının reddiyle bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2837 E., 2023/2330 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nurdağı 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/390 E., 2021/242 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; kadının 7 aylık hamile olduğunu, erkeğin görevi nedeniyle evden gittiği zamanlarda kadını akrabalarının yanına bıraktığını, kadının bu akrabaların yanında kalmak istemediğini belirtmesine rağmen erkeğin bu isteğe kulak asmadığını, bu nedenle tartışma yaşandığını, en sonunda kadına istemediğini ve boşanacağını belirttiğini, kadının şu aşamada eşinden boşanmak istemediğini, bir süre tarafların ayrı kalması gerektiğini belirterek ayrılık kararı verilmesini, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş olup 03.05.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de kadının hamile olmasına rağmen erkeğin boyanma davası açtığını, bu durumun bile erkeğin kusurlu olduğunu gösterdiğini, ortak çocuğun ismini ortak kararlaştırdıkları isimden farklı bir isimle nüfusa kaydettirdiğini, fiziki ve sözel şiddet uyguladığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.5000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli mecburiyetten evlendiğini söylediğini, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, tarafların uzun bir tatil sonrası tartışmaları üzerine 17.10.2016 tarihinde erkeğin tek başına eve döndüğünü, kadının ailesinin evine gittiğini, bu dönemde kadının sürekli arayarak sevmediğini, istemediğini söylediğini, küfür ve hakaret ettiğini 26.10.2016 tarihinde kadının ortak konuta döndüğünü, geldi gün sudan sebeple tartışma çıkardığını, babasının arayarak erkeği öldürmekle tehdit ettiğini, bu nedenle erkeğin evden ayrılıp ertesi gün eve döndüğünü, eve döndüğünde evin boşaltıldığını, bütün eşyaların alındığını, erkeğe ait eşyaların harap edildiğini gördüğünü, tarafların kiralık kasasının da kadın tarafından boşaltıldığını öğrendiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin göreve gittiği zamanlarda kadını kendi akrabalarının yanında kalmaya zorladığı, taraflar arasındaki son olayda da tarafların erkeğin ailesinin evinde bulundukları, kadının orada bulunmak istememesinden kaynaklı taraflar arasında tartışma çıktığı, bunun üzerine kadının amcasını arayarak oradan ayrıldığı ve babasının evine gittiği, aynı akşam erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin kadına evdeki eşyalarını almak için süre verdiği, doğum esnasında kadının yanında olmadığı; kadının ise erkeğin haberi olmadan bankadaki kasayı boşattığı, emniyet tarafından tutulan tutanaklarda ortak evdeki eşyalara zarar verildiğinin tespit edildiği, erkeğe hakaret içeren mesajlar attığı, mevcut kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her hafta cumartesi günü sabah saat 09.00 dan akşam saat 17.00'ye kadar, dini bayramların üçüncü günü sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar, tarafların farklı yerlerde oturmaları halinde her ayın ilk cumartesi günü sabah saat 09.00'dan pazar günü akşam saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalırn miktarı ile reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların eşit kusurlu olduğu tespiti yapılmış ise de, erkeğe yüklenen şiddet eyleminin ıslah dilekçesi ile birlikte iddia edildiği, bu hususta tanıkların ıslahtan önce dinlendikleri, dolayısıyla daha önceden dayanılmayan iddiaya ilişkin beyanda bulunulan eylemin erkeğe yüklenmesinin doğru olmadığı, bunun haricinde taraflara yüklenen sair kusurların sabit olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre tarafların kusur durumunun değişmediği, tarafların yine eşit kusurlu olduğu, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, kadının yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık ÜFE oranında artırılmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, kadının tanıklarının duyuma dayalı beyanlarda bulunduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, çocuğun artık yaşı itibariyle kişisel ilişki sürelerinin artırılması gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, erkeğin görevinden istifa ettiğini, kadının ise sigortalı olarak çalıştığını belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki süreleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki süreleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk anne ve babası ile düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir.

Dosya kapsamı ve çocuğun yaşı dikkate alındığında, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocukların fikri ve sosyal gelişmesi için de yetersizdir. Mahkemece baba ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde ve daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması uygun görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının ortadan kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2.Bölge Adliye Mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin kaldırılarak yerine 4. bent olarak "velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında çocukların yaşı, eğitim durumu, seyahat kolaylığı gözetilerek her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 09.00'dan Pazar günü akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 09.00'dan 3. günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 09.00'dan 31. günü akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl 15 günlük sömestr tatilinin ilk hafta Pazartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta Pazartesi saat 09.00'a kadar, yanına almak, görmek, gözetmek suretiyle kişisel ilişki tesisine " cümlesinin eklenmesi suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye yönelik hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının diğer yönlerden yukarıda (1) nolu paragrafta belirtildiği sebeple ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.