"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2836 E., 2023/2090 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/183 E., 2021/467 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının reddine ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-karşı davacı kadın tarafından ziynet alacağı davasının kısmen reddi yönünden temyiz edilmekle Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730 TL'nin altında kaldığından kadının ziynet alacağı davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının nişanlanma ve evlilik süresince birçok durumda kendisini ve ailesini aşağılayamaya çalıştığı, davalının düğün gecesi otele gittiklerinde arabadan inmeden yüz görümlülüğünün ne olduğunu sorduğu, kendisinin de telaştan annesinde unuttuğu, kendisinin davalıya yarın annesigile uğradıklarında alabileceğini söylediği, ancak davalının davacıya düşüncesiz işe yaramaz erkek müspettesi olduğunu söyleyerek bağırdığı, rezillik çıkarttığı, davacının arkadaşlarının evden hediyeleri getirmeye gittikleri, davalının ise araçtan inerek yarım saat resepsiyonda beklediği, davalının sadece kendi ailesini görmek istemesi, davacının ailesinin yanına gitmek istememesi nedeniyle "sen istiyorsan git ben o eve gitmem senin o...pu ananın benim altınlarımda gözü var diyor" şeklinde cevap verdiği ve kavgalara neden olduğu, en son davalının davacıya "eğer benim ailenin yanına gidip gelmemi istiyorsan, sende bu eve gelme " dediği, davacıyı evden kovduğu, davalının ev alımına ilişkin davacının ailesiyle konuşmalar yaptığı, hakaret ettiği, davacının da "komşular duyuyor ne yapıyorsun " dediğinde "git lan başımdan erkek olaydın g... donunuz yok evlilik yapıyorsun önce bana istediğim gibi bir ev al bir yaşam sağla ben annemlere gidiyorum" diyerek gittiği, bu tarihten sonra ailece bir araya gelinmeye çalışıldığı, ancak yemekte davalı tarafından davacının ailesine ve davacıya hakaret edildiği, bir daha bir araya gelmemek üzere davalıyla ayrı yaşamaya başladıkları, kadın tarafından aleyhe ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğu, aldığı iddia edilen kadının sosyal arkadaş olduğu, ziynet eşyalarının tamamının erkeğin çalıştığı bankanın kiralık kasasına konulduğu, anahtarının davalı-karşı davalı kadında olduğu, kendisine ait anahtarının kendisinde olduğu, altınları alma gibi erkeğin lüksünün olmadığı bu yönde açılan davanında yersiz olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evinde kaldıkları için davacı tarafın ailesinin evliliklerine müdahale ettiği, müvekkilinin düğünde takılan altınları annesinde unuttuğu için davacının ailesinin müvekkiline hakaret ettiği ve hırsızlıkla suçladığı, babasının müvekkilini evine göndermekle tehdit ettiği, erkek eşinde hakaret ettiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, cinsel şiddet uyguladığı, defalarca evden kovduğu, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesinine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 120.077,00 TL bedele hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin, 25.03.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; boşanma nedeni ile talep edilen 1.000,00 TL maddî tazminatın, 74.000,00 TL arttırılarak, 75.000,00 TL maddî tazminat olarak, 120.077,00 TL olarak talep edilen ziynet eşyasının ve takı olarak takılan paraların 242.685,20 TL'ye toplamda 196.608,20 TL ıslah ederek 317.685,20 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadına ödenmesini ıslah ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkek dinlenilen tanık beyanlarının duyuma dayalı beyanlar olduğu, taraflar arasında yaşanan olaylara ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, zamandan ari ve soyut beyanda bulundukları, davalı-karşı davacı kadına kusur olarak atfedilen hususların ispatı noktasında dosyadaki delil durumu itibari ile erkek eşin soyut beyanları dışında iddialarını ispatlar başkaca bir delil bulunmadığı, davalı kadına atfı mümkün bir kusur olmadığı, davalı-karşı davacının, erkeğe kusur olarak atfedilen olaylardan sonra erkek eşi affettiği, barışmak için çabaladığı, barışmak için mesaj attığı, ortak konuta dönmesini beklediği, delil olarak dosyaya sunduğu mesaj içeriklerinde de barışma yönünde çabasının olduğu, 11.11.2018 tarihli son mesajında da barışmak istediği, tanık beyanlarının da davalı kadın eşin barışmak istediği yönünde olduğu, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği, davalı-karşı davacı kadının evlilik birliği içinde yaşanan olaylar nedeniyle affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı, davalı-karşı davacı kadın için evlilik birliğinin çekilmez olmadığı ve evlilik birliğinin devamı yönündeki çabalarının olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının reddine; ziynet eşyasına yönelik olarak ise; kadın adına kiralık kasa hesabı bulunmadığı, erkek eşe ait kasada kurdele ile bağlı düğün hediyesi olduğu anlaşılan ziynetler bulunduğu, kasanın sözleşmesinin tarafların düğünlerinden çok kısa süre sonra imzalandığı, tanık beyanlarının davalı-karşı davacı kadının iddiaları ile uyumlu olduğu, kadının düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının düğünden sonra kendisinden alındığının ve erkek eşe ait kiralık kasaya konulduğunun, kadına geri verilmediğinin sabit olduğu, davalı-karşı davacı kadına takılmayıp, takı torbasına konulan ziynet eşyalarının ve takı paralarının, kişisel malı olduğunu ispatlayamadığı, dava dilekçesi ile talep edilen ve gram, cins ve ayarı açıkça bildirilen ziynet eşyalarının gram, cins ve ayarlarının ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği, talebe Islah ile yeni ziynet eşyaları eklenemeyeceği, davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, çeyrek olarak talep edilen altınların bilirkişi raporunda tam altın olarak tespit edilmesine ve talebin Islah yoluyla değiştirilemeyeceğinin, ziynet eşyalarının gram, cins ve ayarının değiştirilemeyeceği gerekçesi ile; kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile;1 adet 22 ayar 75 gr Maraş bileziğin (17.340,00), 18 adet çeyrek altın, 1 adet yarım altın, 1 adet tam altının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 26.340,00 TL 'nin karşı dava tarihi olan 26.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ile birlikte ödenmesine, kadın yararına takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen boşanma davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen boşanma davası ve tüm fer'îleri ve kısmen reddedilen ziynet eşyası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı kadın tarafından gösterilen ve toplanan delillere göre, evlilik sonrasında, tarafların ayrı ev tutarak, başka bir eve taşındıkları, erkek eşin ortak ikametgahtan ayrılarak eve dönmediği, kadının amcası ile birlikte erkeğin ailesinin yanına gittiği, konuşma sırasında erkek eşin, kadının üzerine yürüyerek hakaret ettiği, " s....tir git" diyerek evden kovduğu, başka bir kadın ile davalı-karşı davacı kadın aleyhine (aptal) olacak şekilde mesajlaştığı, belirlenen bu duruma göre erkek eşin evi terk ettiği, konuşmak için eve gelen kadını amcası ile birlikte evden kovduğu, başka bir kadınla mesajlaşarak kadına hakaret ettiğinin anlaşıldığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadının, evlilik birliğini kurtarmak için barışma çabasının, erkeğin kusurlu eylemlerinin af ve hoşgörü kapsamında değerlendirilmesinin, dosyadaki bilgi ve belgelere toplanan delilere uygun düşmediği, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun reddedilen boşanma davası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkek eşin tam kusurlu olduğunun tespitine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 45.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata ve erkek eşin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü yönünden tek vekâlet ücretine hükmedilmesi, tedbir nafakasının miktarı ile ziynet alacağı davasında altınların ve takı olarak takılan paraların reddedilen kısmı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili 13.06.2024 tarihli dilekçesinde, temyiz taleplerinin boşanmanın fer'îleri yönünden olduğunu, boşanma yönünden temyiz taleplerinin olmadığını, boşanma yönünden temyiz haklarından feragat ettiklerini beyan etmiştir.
3.Davalı-karşı davacı kadın vekili 03.10.2024 tarihli dilekçesinde, günümüz ekonomik koşullarına göre takdir edilen nafakanın çok az olduğunu beyan etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminatların ve nafakaların miktarı, boşanma davasında vekâlet ücreti, reddedilen ziynet eşyası ve para alacağı talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen ziynet eşya alacağına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki, temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.