Logo

2. Hukuk Dairesi2024/21 E. 2024/6884 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin bozma kararı için yeterli olmadığı değerlendirilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1797 E., 2023/2859 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/263 E., 2022/193 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret ettiğini,davalının tarafın kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verdiği, müvekkilinin evlilik birliğinin temelden sarsılmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini, müvekkili lehine 250.000,00 TL manevî ve manevî tazminat ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Alanya 1. Aile Mahkemesinin 2015/1485 E. 2017/823 K. sayılı dosyası ile boşanma davası sonunda mahkeme tarafların boşanmalarına şeklinde karar verdiğini, ancak müvekkilinin bizzat bu davadan feragat ettiğini, müvekkilinin kararı istinaf ettiğini, İstinafın red kararı verdiğini ve İstinaf Mahkemesinin red kararının temyize konu edilmiş ise de Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2018/792 E. 2019/3410 K. sayı ile temyiz isteminin reddine karar verildiğini, bahsi geçen dosyanın, dava tarihinin 12.11.2015 olduğunu, karar tarihinin ise 02.06.2017 olduğunu, adı geçen iş bu kararın 26.03.2019 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu Alanya 1. Aile Mahkemesi'nin 2015/1485 E. 2017/823 K. sayılı dosyasından davanın açıldığı 12.11.2015 den bu güne kadar tarafların ayrı yaşadığını, davacının ailesi ile bağı ve ilgisinin 1 Ocak tarihine kadar ödemiş olduğu nafakalar ile sınırlı olduğunu, bu ilgisizliğin Alanya 3 Aile Mahkemesinin 2021/141 Esas sayılı dosyasından açılan nafaka istemine ilişkin davaya kadar devam ettiğini, davacının iddiasını 2011-2013 yıllarına dayandırdığını, söz konusu iddia tarihinden sonra açılan davada bu konunun gündemi getirilmediğini, müvekkilinin davadan feragat ile değil daha sonra ki bir tarihte Kayseri ye yerleşmeye mecbur kaldığını belirterek davacı tarafça açılan boşanma davasının reddine karar verilmesini, müvekkili için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL olmak üzere toplamda 3.000,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, davacının müvekkiline 1.000.000,00 TL maddî ve manevî tazminat ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının 12.11.2015 tarihinde Alanya 1. Aile Mahkemesi'nin 2015/1485 Esas, 2017/823 Karar sayılı dosyası ile davacı erkeğe karşı boşanma davası açtığı, ilgili dava dosyası karara çıktıktan sonra davacı kadının 20.07.2017 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2017/2089 Esas, 2017/1387 Karar sayılı ilamıyla davalı kadının boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın yargıtay incelemesinden geçerek 26.03.2019 tarihinde kesinleştiği, dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde her iki tarafça da belirtildiği üzere tarafların bahsi geçen boşanma davasının açıldığı 2015 yılından beri fiilen ayrı yaşadıkları, tarafların evlilik birliği devam ederken Alanya'da ikamet ettikleri, davalı kadının davacıdan olma ortak çocukları alarak Kayseri iline taşındığı ve halen orada yaşadığı, tarafların aradan geçen sürede yeniden bir araya gelmedikleri, tarafların evlilik birliği devam ettiği zaman zarfında davalı kadının evin yemek, temizlik, çamaşır, bulaşık ve benzeri ev işleri ile ilgilenmediği, ev işlerini yanlarından yaşayan davacı erkeğin önceki evliliğinden olma kızı olan ...'ye yaptırdığı, davalı kadının, davacının kızı ...'ye kötü davrandığı, ona şiddet uyguladığı, azarladığı, ilgi alaka ve şefkat göstermediği, davalı kadının davacından olma ortak iki çocuğunun bebek bakımlarını dahi o sıralar yaşı küçük olmasına rağmen davacının kızı ...'ye yaptırdığı, ...'nin okula gitmesine müsaade etmeyip ona ev işleri ve çocuk bakımı yaptırdığı, davalı kadının gereksiz kıskançlıklar göstererek tartışma çıkarttığı, davacı erkeğe hakaret, küfür ettiği, bela okuduğu, bağırdığı, aşağıladığı, davacı erkeğin ailesine de küfür ettiği, dinlenen davalı tanıklarının ise cevap dilekçesinde davacı erkeğe kusur olarak atfedilen olaylara dair görgüye dayalı bizzat şahit oldukları bir olayın olmadığı, davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı da evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, cevap dilekçesinde davacı erkeğe kusur olarak atfedilen iddiaların kanıtlanamadığı, ancak davalı kadının sabit görülen kusurlu davranışları karşısında birliğin devamına imkan vermeyecek derecede evliliğin temelinden sarsıldığı kanaatine varılmış, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukları Görkem ve Ahmet Gökhan'ın velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine aylık 300,00'er TL tedbir ve aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, davalı kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın tümüne yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın tümü yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 389 uncu ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.