"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1749 E., 2023/2887 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/68 E., 2020/451 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/40865 Esas sayılı dosyasında; tarafların anlaşmalı boşanma konusunda anlaşmaya vardıklarını, anlaşma karşılığında kendisine yapılacak ödemeyi kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca şirketten aldığını, 27.04.2017 tarihli mahkeme kararında belirtildiği şekilde davalıya ödediğini, ancak sonra davalının anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini ve dosyanın hala istinaf aşamasında olduğunu, aynı zamanda davalının anlaşmalı boşanma karşılığında yapılacak olan inşaatı aile konutu şerhi koyarak engellediğini belirterek davanın kabulü ile İstanbul 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/40685 Esas sayılı dosyasında yapılmış olan itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya borcunun bulunmadığını, davacının müvekkile katkı payı alacağı olarak verdiği, müvekkilin evlilik öncesi ve süresince hakkı olan miktarı, kötü niyetle geri alma çabasında olduğunu, davalıya ödenen bedelin bir borç sebebiyle, anlaşma karşılığı ya da bir tazminat sebebiyle olmadığını, bu bedelin evlilik hayatına davalının yaptığı katkı payının iadesi olduğunu belirterek davanın reddi ile % 20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve dava değerinin %10'u kadar para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli 2018/73 Esas 2019/169 Karar sayılı kararı ile 28.05.2019 tarihli duruşmada davacı vekili 09.05.2019 tarihli protokole istinaden feragat ettiklerini beyan ettiği ve davacı vekilinin vekâletnamesinde feragata dair özel yetkisi bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2019 tarihli 2019/2141 Esas, 2019/1949 Karar sayılı kararı ile sunulan protokolde tarafların imzasının bulunmadığını, kayıtsız şartsız bir feragat beyanı içermediği, davacı vekilinin davadan feragat edildiğine dair bir açılmasının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 20.11.2020 tarihli dilekçesi ve ekindeki 08.05.2019 tarihli sulh protokolü sunarak davadan protokol uyarınca feragat ettiklerini, sulh protokolü uyarınca tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekâlet ücreti talep etmediklerini beyan ettiğini, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, taraflar arasında düzenlenmiş protokol gereğince tarafların vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin birbirlerinden talepleri olmadığı tespit edilerek davanın feragat nedeniyle reddine, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep edilen kötü niyet tazminatı ve karşı taraf vekâlet ücreti yönünden sanki davalı tarafın da feragati varmış gibi değerlendirme yapıldığını belirterek lehe kötü niyet tazminatı ve karşı taraf vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak lehe kötü niyet tazminatı ve karşı taraf vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı alacağa ilişkin takibe yapılan itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık, davacı tarafça davadan feragat dilekçesi ile birlikte sunulan protokol dikkate alındığında davalının kötü niyet tazminatı ve karşı taraf vekâlet ücreti talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 2 nci maddesi maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 329 uncu ve 330 uncu maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 112 nci maddesi ve 113 üncü maddesi; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.