"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/472 E., 2023/1131 K.
KARAR : Kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siirt Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/192 E., 2022/365 K.
Taraflar arasındaki velâyet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ... ile davalı ...'nun kardeş olup aynı zamanda ...'nun çocukları olduklarını, müvekkilinin 29.041978 doğumlu olup babası olan Selahattin Kuzu'nun 26.12.1994 tarihinde vefatıyla çok küçük yaşta yetim kaldığını ve annesi olan ...'nun velâyeti altında kaldığını, Siirt ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, ... Caddesinde yer alan 39 ada 42 parseldeki taşınmazın 4/9'luk hissesine malik iken annesi olan ... tarafından Siirt Tapu Müdürlüğünün 19.04.1996 tarih ve 296 yevmiye numaralı sayılı resmi senet ile hissesindeki payını ortadan kaldırmak kastıyla diğer oğlu olan ...'ya bedelsiz/karşılıksız olarak bağışlandığı halde tapuda satış gösterdiğini, yapılan satışın gerçek bir satış olmadığı gibi taşınmazın satışını gerektirecek bir neden bulunmadığını, yalnızca taşınmazın tamamının diğer oğlu olan ...'ya devredilmek istenildiğini, bu sebeple satış işlemi gerçek bir satış ve iradeye dayanmadığından, yapılan bedelsiz/karşılıksız devir ise resmi şekle uygun olmadığından ve temsil yetkisi kötüye kullanıldığı için yapılan sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek yolsuz olarak satışı yapılan Siirt ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, ... Caddesinde yer alan 39 ada 42 parseldeki taşınmazın 4/9 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, tapu iptali ve tescil yönündeki talep uygun görülmez ise, davacı müvekkilinin hissesinin rayiç bedelinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir. .
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 09.09.2020 tarihli kararı ile davacının muvazaa iddiasını anılan delillerden hiç biri ile ispatlayamadığını, işlem sırasında kendisini velâyeten temsil eden annesinin kendisini temsil yetkisini kötüye kullandığını ve devir karşısında para almadığını da ispatlayamadığını, ön inceleme duruşmasından sonra yasal süre içinde tanık da bildirmediğini belirterek davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş olup, karar davacı tarafça istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince anne ...'nun 05.07.2003 tarihinde vefat ettiği, ...'nun veraset ilamının dosya içerisine alınarak mirasçılarının davaya dahili ile taraf teşkili sağlanması gerektiğinden bahisle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyet sebebi ile dava dışı annenin temsil yetkisini kötüye kullanarak muvazaalı şekilde çocukken sahip olduğu taşınmazın aslında bağış olmasına rağmen tapuda satış gösterilerek davalı kardeşine devredildiğini davacının ispatlayamadığını ayrıca davacının işlem sırasında kendisini velâyeten temsil eden annesinin kendisini temsil yetkisini kötüye kullandığını ve devir karşısında para almadığını da ispatlayamadığını, ön inceleme duruşmasından sonra yasal süre içinde tanık da bildirmediğini belirterek davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmının davanın reddine başlığı altında sehven yazılmayan "Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.088,12 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine'' bendinin eklenmesini suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin (a) bendi kapsamında hükmün tamamlanması yoluna gidilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi ve ek karar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacı adına olan 4/9 hissesinin o tarihte velâyet hakkına sahip bulunan anne ... tarafından 19.04.1996 tarihinde ergin olmayan davacıya velâyeten, velâyet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davalı ...'a satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı satım işlemlerinin gerçekleştirildiğinin ileri sürüldüğünü, davacı 29.04.1978 doğumlu olup 29.04.1996 tarihinde ergin hale geldiğini, davacının velâyet altında olduğu dönemde 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin (743 sayılı Kanun) yürürlükte olduğu için uyuşmazlığın bu kanuna göre çözülmesi gerektiğini, buna göre ana ve babanın çocuk mallarının iadesinde intifa hakkı sahibi gibi mesul olacağının düzenlendiğini, ispat yükünün davalılar üzerinde olduğunu, anne tarafından çocuğun malının sadakat ve özenle yönetildiği, çocuğun taşınmazdaki hissesinin haklı sebep ve zaruret hali ile satıldığının davalı tarafça ispat edilemediğini belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ek ve asıl kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacının tapu kaydının iptali ve tesciline yönelik isteminin kabulü ile; Siirt ili, Merkez ilçesi, ... mahallesinde kain 39 ada 42 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan 4/9 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacı lehine 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, bu tür ihtilaflarda ispat yükünün davalı üzerinde olacağına yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığını, ebeynlerin çocukların mallarını hukuka uygun biçimde kullanmakla yükümlü oldukları düşünülse dahi somut olayda müvekkilinin, davacının ebeveyni olmadığını, mirasçı konumuyla ispat yükünü üstlenmesi de olanaksız olduğunu ayrıca dava konusu taşınmaz kendisine bağışlanan üçüncü kişi olduğu gerekçesiyle davalı konumunda yer aldığını, yalnızca kendisi açısından iyiniyetli olup olmadığının tartışılabileceğini, bu durumda da ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, davanın aradan 22 yıl geçtikten sonra açıldığını, dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; çocuk mallarının korunmasına yönelik önlemlerin alınması için gerekli şartların mevcut olup olmadığı ve ispat yükü noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi, 353 üncü maddesi, 360 ıncı maddesi, 361 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.