Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2244 E. 2024/2312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İki kez işlemden kaldırıldıktan sonra üçüncü kez takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karara karşı yapılan temyiz incelemesinde, davacı vekilinin deprem bölgesinde yakını bulunduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamamasının 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2. maddesinin 6. fıkrası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin deprem bölgesinde yakını bulunduğuna dair sunduğu belgenin, 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2. maddesinin 6. fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle davacı vekilinin son duruşmaya katılmamasının geçerli bir mazereti teşkil ettiği gözetilerek, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2012/689 E., 2023/62 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1.7.2003 tarihinde davalı ... ile evlendiğini, diğer davalı ...'ın da kayınpederi olduğunu, düğün sırasında çeyiz eşyası alınmadığı ve yeterli altın takılmadığı için davalıların davada dayandıkları senedi imzalayarak verdiklerini, bu senede göre davacı tarafından istendiği takdirde davalıların dört kilogram külçe altını ya da yasal faizin altında olmamak üzere % 80 yıllık faizi ile birlikte TL karşılığını ödeyeceklerini, tarafların tartışması sonucu davacının Türkiye'ye gönderildiğini, defalarca talepte bulunmasına karşın davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dört kilogram altın bedelinden şimdilik 10.000,00 TL'nin % 80 faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 13.1.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de taleplerini 186.840,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalılar süresinde verdikleri cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirtmişler, daha sonraki aşamalarda davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 2010/64 E., 2012/87 K., ve 02.02.2012 tarihli kararı ile; davacının davasının davalılar tarafından imzası ikrar edilen yazılı belgeye dayalı olduğu ve bu belge ile davasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00 TL'nin dava tarihinden, %80 sözleşme faizi ile, 176.840.00 TL'nin ıslah tarihinden işleyecek %80 sözleşme faizi ile davalılardan ortaken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/13002 E., 2012/11703 K. ve 18.09.2012 tarihli kararı ile; tarafların 23.10.2002 tarihinde boşanmasından sonra, davacının açmış olduğu iş bu dava ile, senet konusu külçe altının bedelinin ödenmesini talep ettiği, buna karşılık davalıların da Develi Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2011/164 Esas sayılı dosyasında 14.3.2011 tarihinde açtıkları dava ile, hile ile alındığını ileri sürdükleri senedin iptalini istedikleri, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, davanın dayanağını oluşturan eşya senedinin geçerliliğinin bu şekilde uyuşmazlık konusu yapıldığına göre, anılan dava dosyasının sonucu iş bu davayı doğrudan ve yakından ilgilendirdiğini, bu durumda mahkemece senet iptaline yönelik davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden" bahisle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, her ne kadar 06.03.2023 tarihli celsede sehven dosyanın 1. kez işlemden kaldırılmasına ilişkin ara karar kurulmuş ise de dosyanın evveliyatında 2. kez işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, bu halde ilgili kanuni düzenleme dikkate alındığında ilk yenilenmeden sonra dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, ancak eldeki dosyanın mazeretsiz olarak 2. kez takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından söz konusu ara karardan dönülerek tensiben davanın açılmamış sayılmasına karar karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1.Dairenin 07.11.2023 tarihli ve 2023/7995 Esas, 2023/5200 Karar sayılı kararıyla,"...1.6100 sayılı Kanunun 150 nci maddesinin (5) fıkrası "İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır... " hükmüne amirdir.

2.11.02.2023 tarihli ve 32101 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 120 sıra sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kararnamenin "Yargı Alanında Alınan Tedbirler" başlıklı 2/1 maddesi;

"a)Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar veya ilgililer bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler,

b)9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler,

c)Nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler, 6/2/2023 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 6/4/2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.

3.Aynı maddenin 6 ncı fıkrasında da; "Olağanüstü hal ilan edilmeyen illerin barosuna kayıtlı avukatların ve bürolarında çalışan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerle ilgili olarak bu avukatlar bakımından 06.03.2023 (bu tarih dahil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

4.Dosya kapsamı incelendiğinde, 06.03.2023 tarihli duruşmada dosyanın 1. kez işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra 10.03.2023 tarihli ara kararla, dosyanın evveliyatında 2 kez işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, bu halde 6100 sayılı Kanunun 150 inci maddesi dikkate alındığında ilk yenilenmeden sonra dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı gerekçesiyle 06.03.2023 tarihli duruşmada verilen ara karardan dönülerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de davacı vekili deprem bölgesinde yakını olduğuna dair belge sunduğunu belirtmiş, bu sebeple 06.03.2023 tarihli duruşmaya katılamadığını bildirmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükmü gözetildiğinde vekilin son duruşmaya katılmamasının geçerli bir mazerete dayandığının kabulü gerektiği..." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı erkek vekili; dilekçe ekinde sunulan belge ilgili kişinin hısımları olduğunu kanıtlamadığı gibi, ilgili kişinin deprem bölgesinde ve depremin olduğu sıra o illerde olduğunu da kanıtlamayacağı, yine dosyayı takip eden başkaca vekilleri de olduğu halde onların davayı takip etmeleri gerekirken takip etmediklerini, ilgili kararnamenin kalkan olarak kullanıldığı, hatalı inceleme ile karar verildiği ileri sürülerek bozma kararından dönülmesine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 06.11.2014 ve 23.09.2021 tarihinde iki kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dava dosyasının 06.03.2023 tarihinde üçüncü kez takip edilmemesi durumunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150 nci maddesine göre açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olup olmadığı, somut olayda 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 nci maddesinin altıncı fıkrasının uygulama alanı bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320,00 TL para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...