Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2247 E. 2024/2259 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararına uyularak verilen kararda kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarı ve velayet düzenlemesinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uygun olarak kusur belirlemesi yaptığı, tazminat miktarını belirlerken ve velayet düzenlemesi yaparken hukuk kurallarını doğru uyguladığı ve delilleri doğru değerlendirdiği gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2143 E., 2024/4 K.

... : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : ...,...

KARAR : Bozmaya uyularak kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; Tarafların görücü usulü 2019 yılında evlendiklerini, davalı kadının kendisinden kaçtığını ve cinsel ilişkinin kurulamadığını, kadının doktora gitmeyi kabul etmediğini hatta bu nedenle erkeğe kızmaya tavır almaya cephe almaya başladığını, bu sıkıntılı süreç devam eder iken davalı- davacı kadının hamile olduğunun anlaşıldığını, davacı – davalı erkeğin çocuğun kendisinden olmadığını davalı kadına ilettiğini, davalı ...'nin telefonunu elinden hiç bırakmadığını, sürekli olarak gizli gizli telefon ile görüşmeler yaptığını, davacı- davalı erkek, davalı- davacı kadına kim ile görüştüğünü sorduğunda ... isimli bir kız arkadaşı ile konuştuğunu söylediğini, erkeğin bu kişinin telefon numarasını öğrendiğinde bu kişinin kadının amcası oğlu olan ... olduğunu tespit ettiğini, kadının amcası oğlu ... ile telefonda görüştüğünde ise A. Y.’ın ben M.’yi seviyorum, siz evlenmeseniz ben onu alacaktım dediğini, erkek evin içinde iken sürekli olarak kaçmaya devam ettiğini, zaman zaman kendisini yatak odasına kilitleyip hastayım rahatsızım diyerek odadan çıkmadığını, ancak davacı – davalı erkek işe gittiği zamanlarda ise ilk fırsatta evden dışarı çıktığını hatta davacı- davalı erkeğe haber vermediğini, aradıkları zaman davalı- davacı kadının telefonunun sürekli meşgul olduğunu, sorduklarında kız arkadaşları ile konuştuğunu söyleyerek konuyu geçiştirdiğini, bayram ziyaretlerine tek başına gittiğini, sıcak tencere yemeği yiyemediğini, davalı-davacı kadının, evlilik birlikteliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli olarak müvekkilinden kaçtığını ve evliliğin temelindeki güven ilişkisi defalarca yerle bir edecek şekilde gizli gizli sürekli olarak birileri ile telefonda görüştüğünü beyan ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin evlilik birliği içerisindeki mahrem konuları ailesine ve üçüncü kişilere anlattığını,evlilik hayatının gerektirdiği şekilde ve sıklıkta cinsel ilişkiye girdiklerini fakat davacının bu isteğini bir kez olsun reddettiğinde ... erkeğin annesine, ailesine hiç ilişkiye girmedikleri , davalı-davacı kadının bakire olmadığı yönünde ithamlarda bulunduğunu, sürekli cinsel ilişkiye girmek istediği yönünde baskı yaptığını, hamile kalan çocuğun kendisinden olmadığını, davalı-davacı kadının bakire olmadığını, birlikte olmadıklarını iddia ettiği, seni boşayacağım dediğini, bu ağır ithamlara dayanamayarak babasının yanına gittiğini sonrasında ... erkeğin ısrarları ile tekrar birlikte olduklarını ancak yine kadınlık vazifesini yapmadığı yönünde ithamlarda bulunduğunu, durduk yere alemlere akacağım, alemler beni bekliyor gibi sözler ettiğini, ortak konutun karşı binasında kızlar olduğunu söylemekte, birinin iş yerinde çalıştığını söyleyerek bir şeyler ima ettiğini, televizyon izlerken şu kızı çok beğeniyorum tarzında sözler ettiğini, gereksiz bir şekilde kıskandırmaya çalıştığını ve bunu yaparken evliliklerine zarar verdiğini, ... erkeğin evin ihtiyaçlarını da düzenli bir şekilde karşılamadığını, evde ihtiyaç olan şeyleri söylediğinde bir gün alıp bir gün almadığını, sorunca param yok dediğini,kadından para istediği dahi olduğunu, davacı-davalının, kadının evden gittiğinden beri bir ... fazladır arayıp sormamış, maddî- manevî yardım ve destekte bulunmadığını, ailesinin kadın ve bebeğinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini beyan ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne açılmış bulunan asıl davanın reddi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşılık davanın kabulü ile tarafların boşanmalarını, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına karar verilmesini, kadın yararına 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini müvekkiline düğünde takılan 1 tane 25 gram bilezik, 3 tane çeyrek altından ziynet eşyasının (şimdilik 100 TL) davacıdan alınarak müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, evlilik birlikteliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek yapmadığını, güven sarsıcı davranış ile sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacı- davalı erkeğin evlilik sırlarını açıkladığı, ailesinin davalı -davacının bakire olmadığı şeklinde suçlamalarına sessiz kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve fiilen sona ermesinde tarafların eşit kusurunun bulunduğu gerekçesiyle, her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olduklarından tazminat taleplerinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, davalı-davacı kadının ziynet eşyası alacağına yönelik talebinin bu dosyadan tefrik edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının kabulü, kişisel ilişki, kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden Mahkeme kararının bozulması için istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, hükmedilen nafakaların miktarı, kişisel ilişki, kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2022 tarih, 2022/2338 Esas ve 2022/3256 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece kadına davacının sadakatsiz davranış yönündeki iddiaları dosya içerisine alınan operatör kayıtları ispat edildiği, davalı- davacının güven sarsıcı davranış ile sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği şeklinde kusur yüklenmiş ise de dosya kapsamı, tanık beyanları, telefon kayıtlarına ilişkin erkeğin açıklayıcı beyanda bulunmaması dikkate alındığında kadının sadakat yükümlülüğüne uymama ve başka erkekle konuşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna yönelik iddianın sübut bulmadığı bu kusurlu davranışın kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği ancak kadının erkeği rahatsız edecek derecede sebebini açıklamadığı yoğun telefon görüşmeleri yaptığı, bu kusurlu davranışın kadına yüklenmesi gerektiği fakat yine de evlilik birlikteliğinin sona ermesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, yoksulluk nafakası isteyen davalı-davacı kadının, çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında çocuk için uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik, erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılmasına, kusur belirlemesine yönelik gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi, kişisel ilişki süresi, nafaka miktarları yönünden; davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velâyet ,kişisel ilişki süresi, hükmedilen nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 01.06.2023 tarih ve 2023/331 Esas, 2023/ 2862 Karar sayılı kararı kadının yükümlülüklerini-görevlerini yerine getirmediği, erkeği rahatsız edecek derecede sebebini açıklamadığı yoğun telefon görüşmeleri yaptığı, erkeğin evlilik sırlarını açıkladığı, ailesinin davalı- davacının bakire olmadığı şeklindeki suçlamalarına sessiz kaldığı, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği; erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin gerektiği; Tarafların ortak çocukları 2020 doğumlu ...'nın velâyet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun yüksek yararı, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendinde belirtildiği, çocuğun yüksek yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerekli olduğu, ana ve babanın yararları, boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulacağı, velâyet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekli olduğu, yargılama sırasında ortak çocuk ile anne ve babanın yaşam koşullarının ve çocuk ile ebeveynlerin ilişkilerinin değerlendirilmesi kapsayacak nitelikte sosyal inceleme raporu alınmadığı, yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5 inci maddesi gereğince psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzman veya her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı ve kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden karar verilebilmesi için yaşanılan ortamında da inceleme yapmak sureti ile araştırılması ve diğer deliller de göz önüne alınmak suretiyle ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip velâyet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak kararın gerekçesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda dosya kapsamı, tanık beyanları, telefon kayıtlarına ilişkin erkeğin açıklayıcı beyanda bulunmaması dikkate alındığında kadının sadakat yükümlülüğüne uymama ve başka erkekle konuşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna yönelik iddianın sübut bulmadığı bu kusurlu davranışın kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği fakat kadının erkeği rahatsız edecek derecede sebebini açıklamadığı yoğun telefon görüşmeleri yaptığı anlaşılmakla bu kusurlu davranışın kadına yüklenmesi gerektiği bu itibarla boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda evlilik birliğinin yükümlülüklerini-görevlerini yerine getirmeyen, erkeği rahatsız edecek derecede sebebini açıklamadığı yoğun telefon görüşmeleri yapan kadının hafif, evlilik sırlarını açıklayan, ailesinin davalı- davacının bakire olmadığı şeklindeki suçlamalarına sessiz kalan erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesinin gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda az kusurlu olan kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği; ortak çocuğun velâyeti hususunda alınan sosyal inceleme raporunda, annenin velâyet hususunda çok istekli olmadığı, uzun çalışma saatlerinin olduğu değerlendirilerek çocuğun babaya verilmesinin yüksek yararına olacağı kanaati bildirilmiş ise de; annenin bilirkişi raporuna karşı sunduğu 26.12.2023 tarihli itiraz dilekçesi içeriği, çocuğun yaşı, cinsiyeti, doğduğu andan itibaren anne yanında yaşıyor olması, annenin velâyet hakkını kullanmasına engel bir durumunun bulunmadığı dikkate alınarak çocuğun velâyetinin davacı- davalı anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün yararına olacağı; baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyet kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddî gücü oranında katılmak zorunda olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, 01.02.2020 doğumlu ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi sabah saat 09.00’dan Pazar akşamı saat 17.00’a, her yıl 1 Temmuz saat 09.00’dan 31 Temmuz saat 17.00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası Cumartesi Sabah saat 09.00'dan takip eden Cuma günü akşam saat 17.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 09.00'dan son günü saat 17.00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 09.00’dan bayramın 3. gün saat 17.00’a, babalar günü sabah saat 09.00’dan aynı gün saat 17.00’a kadar olmak üzere, baba tarafından çocuğun anne yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sosyal inceleme raporuna aykırı velâyet düzenlemesinin doğru olmadığını ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile miktarları ve velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kararın, bozma ilamına uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 1 inci, 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 1 inci, 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

... erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...