"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3208 E., 2023/187 K.
DAVA TARİHİ : 15.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/700 E., 2022/429 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, mal rejimi davasının tefrikine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün asıl davaya yönelik bölümünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın da kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların ikinci evliliği olduğunu, kadının ilk evliliğinden olan kızı ...'in tüm eğitim ve barınma ihtiyaçlarını karşıladığını, şu anda mühendis olduğunu, kızı ...'in mühendis olmasından sonra, kendisinin ilk evliliğinden çocuklarını dışlayıp ortak evden ve babalarından uzaklaştırdığını, kendisine yönelik ağır hakaretler, küçümseyici davranışlar sergilediğini, yataklarını ayırdığını, gerçek dışı iddialarla karakola şikayet ettiğini, yemekleri dahi ayrı ayrı yemeye başladıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, boşanmalarına, ortak çocuk Nisa'nın velâyetinin kendisine bırakılmasına karar verilmesini, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin evliliğe ilk evlilikten olan kızı ...'in taraflarla birlikte yaşaması ve eğitimine devam etmesi koşuluyla razı olduğunu, ancak erkeğin ...'in barınma masrafları dışındaki hiçbir masrafını karşılamadığını, hatta ortak çocuk Nisa'nın giyim masraflarına bile katkıda bulunmadığını, erkeğin emekli olduğunu ve halen ek olarak çalıştığını ancak kazancını evin giderlerine kullanmadığını, ilk evliliğinden çocukları için harcadığını, ...'in lise eğitimini şehir dışında tamamladığını, halen üniversite eğitimi aldığını, masraflarını kendi imkanı, burslar ve kendi babasından aldığı nafaka ile karşıladığını, tarafların uzun zamandır ayrı odalarda yaşadıklarını, bu duruma erkeğin sebep olduğunu, erkeğin, eşine ve çocuklara başkalarının yanında dahi sürekli küfür ve hakaret ettiğini, ortak çocuğun kilosu ile "ayı" diyerek dalga geçtiğini, eş ve çocuğunu darp ettiğini, temizlik konusunda zorluk çıkarttığını, tuvaleti temizlemediğini, şahsi temizliğine önem vermediğini, ilk evliliğinden oğlunun iş sahibi olması için yardım isterken "oğlumu üvey annesi eve almıyor, ablasının yanında yaşamak zorunda kaldı" dediğini, ortak çocuk Nisa'nın tedavisi ile ilgilenmediğini, kadına ait ziynet eşyalarını aile konutu satın alınırken bozdurup harcadığını, geri vermediğini, tarafların ortak evinin evlilikten sonra alındığını, ayrıca erkeğin bir de arsa aldığını iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ortak çocuk Nisa yararına aylık 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik belirsiz 100,00 TL ziynet alacağının tahsiline, aile konutu ve arsanın tapusunun iptal edilerek 1/2 oranında kadın adına tesciline, bu mümkün değilse 1/2'sine tekabül eden değerin tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin, kadının ve çocuğun kilolarıyla alay ederek "ayı" dediği, kadına sinkaflı küfürler ettiği, evin geçimiyle, çocuğun sağlığı ve eğitimiyle yeterince ilgilenmediği, tartışmalar sırasında kadının üzerine yürüdüğü, kocanın hijyene ve kişisel temizliğe dikkat etmediği, ayrı yemek yemeyi istediği ve yatakları ayırdığı, buna karşılık her ne kadar dinlenen davacı tanıklarından Nazmiye 14 yıl önce, Osman ise 2 yıl önce kadının kocaya kendilerinin yanında hakaret ettiğini beyan etmiş iseler de; aradan geçen uzun sürede tarafların birlikte yaşamaya devam etmeleri karşısında söz konusu olayın erkek tarafından affedildiği, en azından hoş görüldüğü kabul edilerek bu husus kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, yine dinlenilen davacı tanığı Yılmaz'ın, davalı kadına bir senede 3 kez telefon alındığını beyan etmiş ise de; bu durumun kadının talebi veya baskısı üzerine olduğu konusunda görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmaması sebebiyle, salt kendisi için telefon alınması hususu kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, davacı tanıklarının başkaca görgüye dayalı anlatımları bulunmadığı, sonuç olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve bu duruma erkeğin tam kusurlu davranışlarıyla sebebiyet verdiği, kadının gerçekleşen olaylarda ispatlanan herhangi bir kusuru bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, babası ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 250,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 400,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata ziynet alacağı davasının kabulüne, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının da eşine hakaret ettiği, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer hususlarda birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, asıl davanın da kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, asıl davanın da kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü ile kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tarafların ortak çocukları Nisa'nın temyiz incelemesi sırasında ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde de açıklandığı üzere erkek tanıklarından Nazmiye'nin beyanında geçen olayların üzerinden çok zaman geçtiği, (tanığın olaylar sırasında çocuğunun emeklediğini beyan ettiği ve tanığın nüfus kaydında en küçük çocuğunun 2016 doğumlu olduğu gözetildiğinde), diğer tanıkların beyanları ile de erkek tanıklarından ...'ın tarafları en son 2018 yılının yaz aylarında gördüğü, davanın 15.10.2019 tarihinde açıldığı, tanık beyanlarında geçen hakaret vakıasından sonra evliliğin devam ettiği, bu davranışların erkek tarafından affedildiğinin en azından hoş görü ile karşılandığının kabulü gerektiği, erkeğin diğer tanıklarının sözlerinin bir kısmının sebebi, saiki ve zamanı açıklanmayan izahlardan ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkek tam kusurlu olup, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusur ispatlanamamıştır. O halde yanılgılı değerlendirmelerle, kadına kusur atfedilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı-karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran...'a geri verilmesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.