Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2349 E. 2024/2214 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, reddedilen birleşen boşanma davası nedeniyle davalı kadına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Reddedilen birleşen boşanma davasında davalı kadın kendini vekille temsil ettirdiğinden, 6100 sayılı HMK'nın 369, 370 ve 371. maddeleri uyarınca lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1239 E., 2023/1747 K.

DAVA TARİHİ : 15.04.2019-20.11.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/262 E., 2021/171 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kredi kartı borçlarını, elektirik, su faturası ve ev kirasını ödemeyerek sürekli icra takibine sebep olduğu, borçları yüzünden çalışamaz hale geldiğinde üzerindeki şirketi müvekkiline devrettiği ve müvekkili yerine belgelere imza atarak müvekkilini resmi kuruluşlara ve üçüncü kişilere karşı borçlandırdığı, müvekkili hakkında icra dosyaları açılmasına sebep olduğu, en son Konya'da oturdukları ortak konutun 2017 Şubat ayından Haziran ayına kadar kira bedellerini ödemeyerek tahliyeye neden olduğu, müvekkilini başka kadınlarla aldattığını iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; müvekkilinin inşaat işi ile iştigal olduğunu, şirketinin 2017 yılı Kasım ayında Vergi Denetim Kurulu Başkanlığınca incelemeye alındığını, 2019 yılı Haziran ayına kadar iş yapamaz hale geldiğini, bu süreçte kadının müvekkiline destek vermediğini, Konya iline alışamaması nedeniyle müvekkilinin tüm işlerini bırakarak 2017 yılında İzmir iline yerleştiklerini, bu süreçte kadının ev işleriyle ve çocuğun bakımıyla ilgilenmediğini, 2019 yılı Ocak ayının ikinci haftasında sebepsiz yere ortak konutu çocuğu ile terk ederek ailesinin yanına taşındığını iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadın adına şirket açtığı, şirketi borçlandırdığı, borçlarını ödemediği, kadının ise aile konutunu terk ettiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının az kusurlu, erkek eşin ise ağır kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve ağır kusurlu erkek eşin maddî manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, sürekli ve düzenli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, uzman raporu ve ortak çocukların anne bakım ve şefkatine ihtiyaçları göz önüne alındığında velâyetlerinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, ortak konutun elektrik, su faturalarını, evin altı aylık kirasını, telefon faturaları gibi temel giderlerini ödemeyerek alacaklılarca icra takibi yapılmasına, aboneliklerin kesilmesine, evden tahliye edilmelerine sebep olarak birlik görevlerini ihlal ettiği, erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen maddî vakıalarla sabit olduğu, davalı-davacı erkek tanıklarının bir kısım beyanlarının somut, görgüye dayalı beyanlar olmaması, bir kısmının yoruma dayalı olması gözetildiğinde, birleşen davada kadına atfı mümkün bir kusurun ispatlanmadığı, kadının evi nedensiz terkettiği iddiası yönünden ise, erkek tarafından açılmış terke dayalı boşanma davası olmadığı gibi kadının evi terk ettikten sonra bir daha dönmediği, gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece, erkek tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken "kadının aile konutunu terk ettiği" vakıasına dayanarak birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinden erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına atfı mümkün hiçbir kusurun gerçekleşmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru ispat edilemeyen kadının dava açmakta haklı olduğu, idrak çağında bulunmayan 07.05.2015 doğumlu ortak çocuk Aslıhan Naz'ın, doğumundan itibaren anne ve annenin yakın çevresi ile birlikte yaşadığı, sosyal yaşam ortamını annenin yanında oluşturduğu, annenin bakımı, şevkati ve gözetimine ihtiyacının bulunduğu yaş döneminde olduğu, annenin velâyeti kullanmasında sakıncalı bir durumunun ispat edilememesi, uzman raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu, velâyet görevi üzerinde bulunmayan tarafın çocukların bakım ve giderlerinin karşılanması zorunluluğu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulüne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine ve erkek eşin tam kusurlu olduğunun tespitine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin birleşen davasının reddine, reddedilen boşanma davası yönünden erkek tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekilinin 08.01.2024 tarihli katılma talepli temyiz dilekçesine karşın erkek vekilinin, usulüne uygun muhtıraya rağmen temyiz harç ve giderlerini yatırmaması gerekçesi ile; 06.02.2024 tarihli ek karar ile davalı-davacı erkek vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci 323 üncü ve 326 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının reddi sebebiyle bu davada kendini vekille temsil ettiren davacı-davalı kadın yararına vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı-davalı kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ( 1-c ) numaralı bendinde yer alan "yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına" ibaresinin çıkartılarak yerine "Erkeğin reddedilen birleşen davası yönünden davacı-davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.