"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2357 E., 2023/2213 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Aile Mahkemesi
SAYISI :2020/160 E., 2022/511 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulüne, ziynet davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;davalı ile 15.11.2014 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, düğünde takılan takılar ve ziynet eşyalarının davalının borçlarının ödenmesi için bozdurulduğunu ve iade edilmediğini bildirerek, davalı ile TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, ziynet eşyaları için fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2020 tarih, 2018/1069 Esas ve 2020/163 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar için iştirak nafakası ile davacı kadın için yoksulluk nafakasına, davacı lehine 18.000,00 TL maddi tazminat ve 12.000,00 TL manevi tazminata, ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili, boşanma kararına bir diyecekleri olmadığını, davacının da davalının da kusurlu olduğunu, toplamda 1.300,00 TL'ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini, iştirak nafakasının da miktarının düşürülmesini, velâyetin davalıya verilmesini, tazminatın haksız olduğunu bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının boşanma haricindeki hususlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 08.12.2022 tarih ve 2020/1133 Esas 2022/2351 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dilekçesindeki adresi ile davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği adresin aynı adres olduğu, dava dilekçesi tebligatı davalıya Tebligat Kanununun 21/2. maddesinde gösterilen usule şeklen uygun olarak yapılsa da, tebligatın bizzat davalıya yapılmadığı, Tebligat Kanununun 39. maddesine göre hasımla aynı adrese tebligat yapılmasının doğru olmadığı, davalı erkeğin süresinde cevap dilekçesi vermediği, Mahkemece dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme ve tahkikat duruşmalarının yapılması gerekirken, dilekçeler aşaması tamamlanmadan ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları yapılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de; tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça yazılmadığı, hangi tarafa hangi kusurun yüklendiğinin açık bir şekilde belirtilmediği, boşanmaya neden olan olaylarda erkek daha kusurlu kabul edilmekle beraber, kadının kusursuz olduğu belirtilmek suretiyle çelişki oluşturularak, yargısal denetime elverişsiz şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu haliyle kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğu, İlk Derece Mahkemesince ara karara atıfta bulunmakla yetinilmek suretiyle, hükümde nafakaların miktarı gösterilmeksizin ve takdir edilen nafaka miktarı açıklanmaksızın infazı engelleyecek şekilde nafaka hükmü kurulmasının da doğru olmadığı, davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının istinaf edilen - kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, nafakalar ve tazminatlar- yönünden kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "... Yapılan yargılamada mahkememizce davalı ...'ın tam kusurlu olduğu kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına karar verilmesi uygun bulunmuştur, zira önceki kararda da belirtildiği gibi aldatma eylemi, eşini küçümseyici davranışlarda bulunma, hakaret ve şiddet eylemleri, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeme gibi nedenlerden dolayı kusurlu olan taraf davalı taraftır, bu nedenle de mahkememizce verilmiş olan 21/02/2020 tarihli karar doğrultusunda tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün oluşturulması davalının tam kusurlu olması nedenine dayandırılmıştır. Önceki karar doğrultusunda verilen maddi ve manevi tazminat konusunda belirtilmiş olan bu sebeplerde geçerli olup, davalı tarafın tam kusurlu olması nedeniyle günün ekonomik koşulları, paranın alma gücü de dikkate alınarak evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle mahrum kalınan gelirden ötürü maddi tazminat ve duyulan manevi üzüntüye de bir nebze gidermek amacıyla da yine önceki kararda belirtildiği oranda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi' nin 08/12/2022 Tarih ve 2020/1133 Esas 2022/2351 Karar sayılı ilamında nafakaya ilişkin olarak da açıklamama yapılmaması nedeniyle infazında engel olunacağı belirtildiğinden ilgili önceki kararımızda gerekçe kısmında nafakaya hükmedilmesinin bahsedilmesine rağmen tam kusurlu olan davalı tarafından davacı ve çocuk için bağlanan nafakanın hangi tarihte alınan ara karar doğrultusunda bağlandığı açıkça belirtilmemiş olması nedeniyle mahkememiz bu eksikliğin de giderilmesini sağlayarak 11/04/2019 tarihinde gerek davacı, gerekse müşterek çocuk için bağlanan nafakaların karar kesinleştikten sonra da iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi uygun bulunmuştur. Yine önceki kararda bağlanan maddi ve manevi tazminata ilişkin hükmünde aynı şekilde davalı tarafın tam kusurlu olması ve tarafların ekonomik güçleri de nazara alınarak herhangi bir değişikliğe gerek kalmaksızın aynen hükümde yer alması uygun görülerek..." şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun166/1 maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklar velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmedilen aylık ayrı ayrı 400,00' er tedbir nafakasının kesinleşmeye müteakip iştirak nafakası olarak devamına, ara kararı ile davacı için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, davacının maddî ve manevî tazminat isteminin kısmen kabulü ile 18.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davalı erkek vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir diyecekleri olmadığını, kadın eşin tam kusurlu olduğunu, velâyetin davalıya verilmesi gerektiğini, tazminatların haksız olduğunu, davacının çalışmasına engel olmadığını, nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi gerektiğini, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, boşanma haricindeki hususların kaldırılması gerektiğini beyanla istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma hükmü hariç olmak üzere kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.