"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1480 E., 2024/19 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/673 E., 2023/295 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davalı- davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden; davacı- davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- davalı erkeğin ve davalı- davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Davalı- davacı kadın karşı dava dilekçesinde; ortak çocuklar için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep etmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk için karar tarihi itibariyle aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, bu suretle istek aşılmıştır. Talepten fazlasına karar verilemez. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden BOZULMASINA,
3.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.