Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2440 E. 2024/1947 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası açıldıktan sonra davacı koca ölünce, mirasçısının davaya devam ederek sağ kalan eşin kusurunun tespiti talebinin hukuki niteliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı koca, boşanma kararı kesinleşmeden ölerek evlilik birliğinin ölümle sona ermesi ve boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle, mahkemenin boşanma davasının esası hakkında karar vermesine yer olmadığı, bunun yerine 4721 sayılı TMK'nın 181/2. maddesi uyarınca sağ kalan eşin kusurunun tespiti yönünden hüküm kurması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2010/142 E., 2011/991 K.

DAVA TARİHİ : 05.03.2010

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı 20.12.2011 tarihinde verilmiş ve karar davacı erkeğin 19.02.2020 tarihinde ölümünden sonra davaya sağ kalan eşin kusurunun tespiti yönünden devam etmek istediğini bildiren mirasçı Murat tarafından tebliğe çıkarılmıştır.

Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların dünya görüşü ve yaşam tarzlarının farklı olduğunu, kadının toplumdan kendini soyutladığını, eve misafir kabul etmediğini, birlik sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşinin ihtiyaçlarını önemsemediğini, erkek ameliyat olduğunda ilgilenmediğini ve hakaret ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; kadın hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, erkeğin ameliyat olduktan 4-5 gün sonra sebepsiz yere evi terk ettiğini ve terk sonrası kadının iaşesini çevresinin sağladığını iddia ederek davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, taraflar arasında karakter ve mizaç uyumsuzlukları olduğu, aralarında saygı kalmadığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 100,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

2.Mahkeme kararı 20.12.2011 tarihinde verilmiş ve karar davacı erkeğin 19.02.2020 tarihinde ölümünden sonra davaya sağ kalan eşin kusurunun tespiti yönünden devam etmek istediğini bildiren mirasçı Murat tarafından tebliğe çıkarılmıştır.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kararın 2011 yılında verildiğini, akabinde tarafların barıştıklarını ve bu sebeple kararın tebliğe çıkarılmadığını ve davacı mirasçısının davalıyı eşinin mirasından mahrum bırakmak için kararı tebliğe çıkardığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek boşanma kararı kesinleşmeden ölmesi sebebiyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilecek karar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Davacı erkek tarafından, 05.03.2010 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle işbu yargılamaya konu boşanma davası açılmış ve Mahkemenin 20.12.2011 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Karar, davacı erkeğin 19.02.2020 tarihinde ölümünden sonra mirasçısı tarafından tebliğe çıkarılmıştır. Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde, uzun süre önce verilen kararın taraflarca tebliğe çıkarılmamasının sebebinin tarafların barışıp bir arada yaşamaya devam etmiş olmaları olduğunu ve davacı erkek mirasçısının davalı kadının mirastan pay almasını engellemek için kötü niyetli olarak kararı tebliğe çıkardığını iddia etmiştir.

Somut olayda, davacı erkek boşanma kararı tebliğe çıkarılmadan, 19.02.2020 tarihinde ölmüş ve evlilik birliği ölüm ile sona ermiştir. Davacı erkek mirasçısı davayı 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takip etmek istediğini bildirmiştir. Evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu itibarla; Mahkemece boşanma davasının esası hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına," davalı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ve özellikle, tarafların dava açıldıktan sonra barışıp bir arada yaşayıp yaşamadıkları hususu da araştırılıp değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sağ kalan davalı kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti yönünden karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.