Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2449 E. 2024/8378 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında kadının düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin açılan davada, kadının ziynetlerin davalı erkekte kaldığını ispat edip edemediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı erkekte kaldığı iddiasını tanık beyanları ile ispatlayamaması ve dosyada iddiasını destekler başka bir delil de bulunmaması gözetilerek, mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1630 E., 2024/155 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/116 E., 2020/36 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların arasında kötü muamele ekonomik ve psikolojik şiddet sebebiyle geçimsizlik başladığını, davacıya düğün esnasında 10 adana burma bileziği, 23 adet çeyrek altın ve 1 adet büyük altın takıldığını, adana burma bileziğinin her bir tanesinin 20 gram olduğu ve 1 tane büyük altın takıldığını, şiddet gördüğünü ve acil bir şekilde evi terk ettiğini, anahtarını değiştirmesi nedeniyle daha sonra da ortak eve giremediğini, ziynetlerin erkekte ve evde kaldığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 226 ncı, 220 nci ve 222 inci maddeleri davasının kabulüne, anılan ziynetlerin aynen olmadığı takdirde faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının evi zorla ve acilen terk etmediğini, davalı iş yerinde çalışmakta iken çocukları alıp annesinin yanına planlı bir şekilde gittiğini ileri sürerek 6100 sayılı Kanun’un 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tanıklarının altınların akıbetine, taraflarca harcanıp harcanmadığına ilişkin görgüye dayalı herhangi bir tanıklıklarının olmaması, sadece dava konusu altınları davacının üzerinde görmediklerine ilişkin beyanları bulunması, davacı kadının tarafların evlilik birliği devam ederken müşterek evden kovulduğuna yahut zorla ayrıldığına ilişkin ispatlanmış bir durumun dosyada bulunmaması, bunun yanında, davalı erkek tarafından ziynet eşyalarının iade edileceğine ilişkin bir iddia da dosyada yer almadığından ispat yükü davacı kadında ziynet eşyasının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi talebi ile açılan alacak davasının ispat edilememesi nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda yer alan beyanlarını tekrarlamakla birlikte davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı tanıklarının dava konusu ziynetlerin varlığı ve akıbeti hakkında beyanının bulunmadığı, davacı tanıklarının bir kısmı dava konusu ziynetlerin banka kasasına konulduğu ve daha sonra davalı tarafından bu kasadan alınıp harcandığı yönünde davacının iddiaları dışında beyanda bulundukları, tarafların ortak çocuğu olan davacı tanığı ... ise davacı annesini evden ayrılmadan 2 gün önce ziynet eşyalarını kutusuyla alırken gördüğünü, daha sonra annesini bu ziynet eşyalarını anneannesinin evindeki gardroba saklarken gördüğünü beyan ettiği, davacı kadının da son celsede evden ayrılırken dava konusu ziynet eşyaları dışındaki bir kısım ziynet eşyalarını yanına aldığını beyan ettiğinin anlaşıldığı, davacı kadın düğünde takılan dava konusu ziynet eşyalarının davalıdan şiddet görmesi nedeniyle evden ayrılırken yanına alamadığı ve evde kaldığı, daha sonra davalı tarafından kendisine verilmediği iddialarını tanık ifadeleriyle ispat edemediği, dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil bulunmadığı, davacı tarafından yemin deliline de dayanılmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde ve ret gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, düğün fotoğraflarıyla gerek tanık beyanlarıyla kendisine ziynet olarak takılan altınların mevcudiyetini ve miktarını bunun yanında mevcut ziynetleri evden ayrılırken yanına alamadığını tam olarak ispatlanmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, ispat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 226 ncı, 220 nci ve 222 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 190 ıncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Ayfer'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.