Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2566 E. 2024/2441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin Yargıtay’ın bozma ilamına uygun olarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile dosyadaki diğer delilleri değerlendirerek yoksulluk nafakası miktarını belirlemesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1862 E., 2024/28 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafaka miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine yeniden yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin eşine ilgisiz davrandığını, vaktinin çoğunu bilgisayar ve telefon başında geçirdiğini, iletişim kurmadığını, cep telefonuna gelen ses kayıtları ve fotoğraflarla aldattığını, aldatmayı alışkanlık haline getirdiğini, haysiyetsiz bir hayat sürdüğünü, yatakları ayırdığını, ayrılık döneminde erkeğin eve kadın aldığını, bir kadınla gayri meşru yaşam sürdüğünü iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, Doğubeyazıt mahkemelerinin yetkili olduğunu, kadının geçimsiz, bencil ve tutarsız bir yaşam tarzı olduğunu, küçük şeyleri sorun haline getirdiğini, lüks isteklerde bulunduğunu, Doğubeyazıt'ta hastanede çalışması nedeniyle bir yere gidemeyen erkeği İstanbul'da yaşamaya zorladığını, evi terk edip İstanbul'a yerleştiğini, iletişimi kesip telefonlarına cevap vermediğini, ev eşyalarını götürdüğünü, erkeğin birikimleri ile alınan taşınmazı kardeşine sattığını, erkeğin kredi kartını kullandığını, aldatma iddiasının gerçeği yansıtmadığın ileri sürerek boşanma yönünden itirazı olmadığını, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2019 tarihli kararı ile erkeğin yükümlülükleri yerine getirmediği, evin geçimine katkıda bulunmadığı, kazancını kendine harcadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, başka bir kadınla gönül ve cinsel ilişkisi içerisine girdiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL olan tedbir nafakasının hüküm tarihi olan 03.12.2019 tarihi itibariyle 400,00 TL'ye düşürülerek tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın miktarlar yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadına yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.11.2022 tarihli ve 2020/711 Esas, 2022/1805 Karar sayılı kararıyla; taraflarca usulüne uygun sunulan dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan erkeğe yüklenen kusurlar somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve dosya kapsamında sunulan tüm deliller ile kanıtlandığı, davanın kabulünün doğru olduğu, erkeğe kusur olarak yüklenilen başka kadınlarla ilişkiye girdiği vakıasının ispatlanmadığı, bu kusurun erkeğe yüklenilmesi hatalı olduğu, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin kusurlu olduğu; dava açılmakla ayrı yaşama hakkına sahip olan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü uyarınca kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının esası ve miktarının yerinde olduğu; kadın yararına tazminata karar verilmesinin doğru olduğu ancak miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 22.11.2023 tarihli ve 2023/1731 Esas, 2023/5545 Karar sayılı kararı ile, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı erkek vekilin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay kısmi bozma ilamı doğrultusunda; kısmi bozma ilamı dışında kalan hususlar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin buna ilişkin hükmünün kaldırılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kadının nafaka alabilmek için kayıt dışı çalıştığı, nafakanın kendisi için bir cezalandırma aracına dönüştüğünü ileri sürerek yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının miktarı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...