Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2569 E. 2024/5911 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çocuğun velayet hakkı sahibi babanın, çocuğun malvarlığını azaltacak şekilde hareket ettiği iddiasıyla, çocuğun mallarının korunması talebiyle açılan davada, koruma önlemlerinin alınması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı babanın çocuğun menfaatlerini gözettiği, çocuğun geleceğini güvence altına almak için emeklilik sözleşmesi başlattığı ve hisseli taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davasının tek başına velayet hakkının kötüye kullanıldığının ispatı için yeterli olmadığı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3077 E., 2023/3271 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ordu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/384 E., 2023/256 K.

Taraflar arasındaki çocuk mallarının korunması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı velâyet hakkı sahibi arasında daha önce görülen dava ile boşanmalarına karar verildiğini, boşanma kararı ile birlikte müvekkil ile davalı eşin ortak çocukları ...'un velâyeti de davalı babaya verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ancak davalı, Çocuk Koruma Kanunu gereğince çocuğun mal varlığını azaltacak nitelikte hareket ettiğini; Davalı ..., ... adına velâyeten olmak üzere Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/99 Esas sayılı dasya uyarınca müvekkile karşı Ortaklığın Giderilmesi Davası açtığını, davanın konusunun ise müvekkil ile küçük çocuk ..., Ordu ili, Altınordu ilçesi, ... Mahallesi 2787 ada 113 parselde eşit 4 şeklinde hissedar olduğunu, küçük çocuk adına kayıtlı olan taşınmazı davalı satmak istediğini, davalı tarafın velâyet hakkını kötüye kullanıp çocuğun mallarını eksiltmeye çalıştığından bahisle, müvekkil ve davalının ortak çocukları ...'un mevcut mallarının tespiti edilmesine ve bu malların koruma altına alınmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça iddia edilen ortaklılığın giderilmesi dosyasında karar verilerek satış olduğu surette yine müşterek çocuğun nam ve hesabına satışın gelirinin aktarılacağını ve bizzat çocuk adına sözkonusu taşınmaz davalıca satın alınacağını, bu doğrultuda müşterek çocuğa zarar veren ve maddî varlığını azaltan bir durum sözkonusu olmadığını, taksim davasında henüz bir karar verilmiş dahi olmadığını, derdest olan ve sonucundan yine müşterek çocuğun kazanım sağlayacağı bir dava türünü sebep gibi göstererek işbu davayı açmanın açıkça kötüniyetli olup herhangi bir hukuki menfaate dayanmadığını, zaten açıklandığı üzere dosya karara çıktığında satış olduğu takdirde taşınmaz ortak çocuk adına davalıca satın alınabileceği gibi öteki ihtimalde dahi satış bedeli ortak çocuk adına açılacak hesaba yatırılacağını, taşınmazın, davalı tarafından boşanma sürecinde çocuğunun ve davacının rahat yaşaması adına alındığını, her ikisi adına da tapuda devir ve tescil yapıldığını, ancak sonrasında davacının bu taşınmazı kendi menfaatine ve çocuğunu geri plana atarak kullanması neticesinde evin satışı için dava açma kararı alındığını, müşterek çocuğun bu evde annesiyle yaşaması konusunda boşanma sürecinde anlaşma sağlandığını fakat davacı tarafça eve sık sık farkı kişilerin getirilmesi neticesinde çocuğun huzursuz olduğunu ve çoğu zaman annesinin yanında kalmak istemediğini, bu nedenle ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ayrıca davacı yanın ekonomik düzeyi dava masraflarını karşılamaya yeter olduğunu, baronun adli yardım kurumundan yararlanmadan ücretini ödeyerek kendisine vekil tayin ettirdiğini, haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının ekonomik durumunun iyi olduğu, müşterek çocuğun menfaatlerini gözettiği, müşterek çocuğun geleceğini güvence altına almak için müşterek çocuğun lehtar olduğu Bireysel Emeklilik Sözleşmesi başlattığı, müşterek çocuğun hisseli malik olduğu taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi için dava açılmış olmasının, davalının yönetim hakkını kötüye kullandığını göstermeyeceği, bu haliyle davalının müşterek çocuğun mallarının yönetiminde yeterince özen göstermediği ve çocuğun mallarını tehlikeye soktuğu hususların ispat edilemediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; çocuk mallarının korunmasına yönelik önlemlerin alınması için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi, 353 üncü maddesi, 360 ıncı maddesi, 361 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.