"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/371 E., 2023/461 K.
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda Mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflardan gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Birleşen Malatya 4. Aile Mahkemesinin 2022/57 Esas sayılı dava yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Bölge Adliye Mahkemeleri, 5325 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 inci ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulmuş ve Adalet Bakanlığının 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kararı uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başlamışlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar istinaf yoluna tabidir.
Dosyanın incelenmesinde; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.04.2019 tarihli son bozma kararı ile sadece asıl davadaki tasfiye konusu bir kısım taşınmazlar yönünden kararın bozulmasına karar verildiği, asıl davaya yönelik yapılan bozma işleminden sonra 24.01.2022 tarihinde açılan birleşen davanın işbu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen dava yönünden bir bozma kararı olmadığı, birleşen dava yönünden 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa nihai karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı kadın vekilinin temyizi üzerine birleşen dava dosyası Dairemize gelmiş ise de, birleşen dava hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra 24.10.2023 tarihinde ilk defa nihai karar verildiğinden Mahkemece birleşen dava yönünden verilen karar istinaf incelemesine tabi olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere birleşen dava yönünden dosyanın Mahkemesine geri çevirilmesine karar vermek gerekmiştir.
2. Asıl dava ve birleşen Malatya 1. Aile Mahkemesinin 2010/783 Esas sayılı dava yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usule ilişkin kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usule ilişkin kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. ... Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e ..., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; ne var ki, Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, 03.04.2019 tarihli bozma ilamında tasfiye konusu 1720,1721,1728, 1729, 1730, 1731, 1732, 1733, 1734 ve 1735 parsel sayılı taşınmazların davalı adına ilk ne zaman ne şekilde edinildiği (hangi taşınmazın ifraz sonunda hangi taşınmaz olduğu) tereddüt oluşturmayacak şekilde tespit edilerek sonucuna göre de 01.01.2002 öncesi edinilen taşınmazlar yönünden davacının bir miktar katkı payının olduğu kabul edilerek TMK'nin 4. ve TBK'nin 50. maddeleri uyarınca, hukuk ve hakkaniyete uygun takdir edilecek bir katkı oranına göre hesaplanacak katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği, 01.01.2002 sonrası edinilen taşınmazların olması halinde de bu taşınmazlar yönünden de katılma alacağının hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece, bozma gereği tasfiye konusu taşınmazların davalı adına ilk ne zaman ne şekilde edinildiği (hangi taşınmazın ifraz sonunda hangi taşınmaz olduğu) tereddüt oluşturmayacak şekilde tespit edilmeden ve davacının katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, öncelikle tasfiye konusu 1720,1721,1728, 1729, 1730, 1731, 1732, 1733, 1734 ve 1735 parsel sayılı taşınmazların davalı adına ilk ne zaman ne şekilde edinildiği (hangi taşınmazın ifraz sonunda hangi taşınmaz olduğu) tereddüt oluşturmayacak şekilde tespit edilerek edinme tarihinin 01.01.2002 tarihinden önce olması halinde önceki bozma ilamında belirtildiği şekilde davacının ahır işleri ve çiftçilik yaparak az da olsa taşınmazların edinilmesinde katkısının olduğu kabul edilerek TMK'nin 4. ve TBK'nin 50. maddeleri uyarınca, hukuk ve hakkaniyete uygun takdir edilecek bir katkı oranına göre hesaplanacak katkı payı alacağına hükmedilmesi, 01.01.2002 sonrası edinilen taşınmazların olması halinde de bu taşınmazlar yönünden de katılma alacağının hesaplanması gerekirken bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden ve davacı lehine katkı payı alacağı yönünden oluşan usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Birleşen Malatya 4. Aile Mahkemesinin 2022/57 Esas Sayılı Dava Yönünden
Birleşen dava yönünden istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVİRİLMESİNE,
B. Asıl Dava ve Birleşen Malatya 1. Aile Mahkemesinin 2010/783 Esas Sayılı Dava Yönünden
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA; bozma sebeplerine göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde asıl dava ve birleşen Malatya 1. Aile Mahkemesinin 2010/783 Esas sayılı dava yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.