"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/181 E., 2023/664 K.
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına, kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne kısmen reddine reddine ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan ailenin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülenmiş ve ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almaya yönelik bulunan ortak çalışma ile elde edilen edinilmiş mal varlıklarının bir kısmının davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, bir kısmının ise tapuda kayıtlı olmadığını, davalının maliki olduğu taşınmazlar, eşyalar, taşınır ve taşınmaz malların evlilik birliği içerisinde ortak çalışma sonucunu edinimler olduğunu, bu taşınmazların ve eşyaların edinilmesinde müvekkilinin katkı payının davalı ile eşit olduğunu, ... köyü 511, ... Köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazların davalı adına kayıtlı olduğunu, ... Köyü 840, 509, 866, 367 ve 510 parsel sayılı taşınmazlar ile ... Köyü 361, 362 ve 369 parsel sayılı taşınmazlar ve ... Mahallesi 385 ada 25 ve 28 parsel sayılı taşınmazları davalı adına kayıtlı iken mal kaçırmak amaçlı olarak davalı tarafından muvazaalı olarak satıldığını belirterek; evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların katılma alacağının ve değer artış payının eşit ve ayın olarak paylaştırılmasını, tasfiye edilen malların müvekkiline düşen hisselerinin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde davalının daha önceden edinmiş olup da elden çıkarılan malların 1/2 (yarısının) karşılığının bilirkişiye hesap ettirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 11.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde;vlilik birliği içerisinde edinilmiş olan ailenin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülenmiş ve ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almaya yönelik bulunan ortak çalışma ile elde edilen edinilmiş mal varlıklarının bir kısmının davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, bir kısmının ise tapuda kayıtlı olmadığını, davalının maliki olduğu taşınmazlar, eşyalar, taşınır ve taşınmaz malların evlilik birliği içerisinde ortak çalışma sonucunu edinimler olduğunu, bu taşınmazların ve eşyaların edinilmesinde müvekkilinin katkı payının davalı ile eşit olduğunu, ... köyü 511, ... Köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazların davalı adına kayıtlı olduğunu, ... Köyü 840, 509, 866, 367 ve 510 parsel sayılı taşınmazlar ile ... Köyü 361, 362 ve 369 parsel sayılı taşınmazlar ve ... Mahallesi 385 ada 25 ve 28 parsel sayılı taşınmazları davalı adına kayıtlı iken mal kaçırmak amaçlı olarak davalı tarafından muvazaalı olarak satıldığını belirterek; davalıya ait olan ve ve davalının boşanma davası açılmadan önce devrettiği malların katılma alacağının ve değer artış payının eşit ve ayın olarak paylaştırılmasını, tasfiye edilen malların müvekkiline düşen hisselerinin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde davalının daha önceden edinmiş olup da elden çıkarılan mallar da dahil olmak zere taşınmazları keşif tarihindeki belirlenecek değerinin 1/2 parasal karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davacı kadın vekili 01.08.2014 tarihli dilekçesinde; 19.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda ... köyü 511 parsel, ... Mahallesi 385 ada 25 ve 28 parsel ile ... köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazların toplam değerinin 515.349,70 TL belirlendiğini, dava dilekçesinde 11.000,00 TL talep ettiklerini belirterek talep miktarını artırarak toplam 257.674,85 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
4. Davacı kadın vekili 27.06.2023 tarihli dilekçesinde; 29.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda ... köyü 511 parsel sayılı taşınmaz yönünden 645.726,315 TL, ... köyü 473 parsel sayılı taşınmaz yönünden 190.406,475 TL ve ... köyü 474 parsel sayılı taşınmaz yönünden de 252.495,545 TL katılma alacağının hesaplandığını belirterek toplam 1.088,628,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
5. Davacı kadın vekili 11.07.2023 tarihli dilekçesinde; birleşen davada tasfiye konusu 13 adet taşınmaz yönünden ayrı ayrı talep miktarını açıklamış, 29.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda birleşen davada da tasfiye konusu ... köyü 511 parsel sayılı taşınmaz yönünden 645.726,315 TL, ... köyü 473 parsel sayılı taşınmaz yönünden 190.406,475 TL ve ... köyü 474 parsel sayılı taşınmaz yönünden de 252.495,545 TL katılma alacağının hesaplandığını, diğer parseller yönünden talep miktarının 500,00 TL olduğunu ve işbu parseller yönünden talep miktarının artırılmadığını belirterek toplam 1.086,128,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde müvekkili aleyhine ileri sürülen iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, müvekkili adına olduğu iddia edilen ve müvekkilinin olduğu iddia edilen taşınmazlarla müvekkilinin ilgisi ve alakası olmadığını, bunların tamamının babasına ve annesine ait mallar olduğunu, müvekkilinin üzerine kayıtlı bulunantaşınmazların dahi müvekkilinin anne ve babasına ait olduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilmiş her hangi bir mal bulunmadığını, davacının katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; derdest dava bulunduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı erkek vekili 11.07.2023 ve 19.07.2023 tarihli dilekçelerinde; davacının birden fazla ıslah talebinde bulunduğunu, zamanaşımının dolduğunu, davaların kısmi dava niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Kozan 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 17.06.2015 tarih ve 2009/326 Esas, 2015/441 Karar sayılı kararı ile, evlilik birliğinin taraflar arasında yaklaşık 1 yıl sürdüğü, davalının halen baba ve kardeşleri ile tarım ve hayvancılık işi ile uğraştığı, ailenin ekonomik yönetiminin davalının babası tarafından sağlandığı, bu tür yaşam tarzının bölgede oldukça yaygın olduğu, kardeşler arasında baba ölmeden fiili bir paylaşım yapılmadığı, ortak işten başka bir işte çalışmayan davacının bu denli yüklü miktardaki taşınmazları tek başına edinemeyeceği, kaldı ki taşınmazlarda davalının kardeşi ... ile birlikte malik göründüğü, edinme sebeplerinin satış, tarihinin ise 30.04.2008 olduğu gözetildiğinde taşınmazların baba tarafından çocuklarına tapuda satış yapılmış gibi hibe edildiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarih ve 2015/19913 Esas, 2017/11706 Karar sayılı kararı ile, ... köyü 511 parsel sayılı taşınmazın tamamının, ... Köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazların da 1/4 hissesinin eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alındığı, taşınmazların davalının babası tarafından satın alındığının tanık beyanı dışında somut ve mevcut delillerle ispatlanamadığı, Mahkemece, tasfiyeye konu ... köyü 511 parsel sayılı taşınmazın tamamının, ... Köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazların da hissesinin edinilmiş mal kabul edilerek davacının talebi hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle hükmün bozulmasına; davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Kozan 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 01.09.2020 tarih ve 2017/670 Esas, 2020/595 Karar sayılı kararı ile, Kozan Aile Mahkemesinin 01.09.2020 tarihinde faaliyete geçirilmesine karar verildiği, açılan davaya bakmaya aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, davaya bakmaya Kozan Aile Mahkemesinin görevli olduğuna, dosyanın derhal Kozan Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, dosya Kozan Aile Mahkemesine gönderilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl ve birleşen davaların talep sonuçlarının farklı olduğu, ayrıca derdestlik itirazının bozma kapsamı dışında kaldığı, davacının ... köyü 511 parsel ile ... Köyü 473 ve 474 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklı katılma alacağının bulunduğu; asıl davanın 11.09.2009 tarihinde, birleşen davanın ise 15.03.2011 tarihinde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) döneminde açıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) döneminde yürürlüğe giren belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerin her iki dava için de uygulanamayacağı, 1086 sayılı Kanun dönemin açılmış bulunan davanın ıslahla dahi belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceği; asıl davada davacı tarafın 01.08.2014 tarihinde davayı bir kez ıslah ettiği, aynı davada davanın taraflarının ancak bir kez ıslah yapabileceği hükmü gereği davacı tarafın 27.06.2023 tarihli bedel artırımına ilişkin dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu, bu nedenle de davacı vekilinin asıl davaya ilişkin 27.06.2023 tarihli ıslah dilekçesinin reddi gerekeceği, asıl dava yönünden 01.08.2014 tarihli ıslah dilekçesi nazara alınarak karar verildiği; birleşen davada davacı tarafın 11.07.2023 tarihli bedel artırım dilekçesinin ıslah dilekçesi hükmünde olduğu, davalı vekilinin süresi içerisinde 19.07.2023 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 09.03.2011 tarihinde kesinleştiği, on yıllık zamanaşımı süresinin tarafların boşanmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı, buna göre birleşen dava yönünden dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin talepler saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000,00 alacağın talep edildiğine göre (kısmi dava) bakiye kalan ve dava konusu edilemeyen miktar itibariyle zamanaşımı süresinin 09.03.2021 tarihinde dolduğu, davacı tarafından 11.07.2023 tarihli dilekçesi ile dava konusu edilen fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmek gerektiği, davacı vekilinin 11.07.2023 tarihli dilekçesinde taşınmazlar yönünden birleşen dava dilekçesindeki dava değerine yönelik yapılan açıklamaya göre talep miktarı gözetilerek karar verildiği gerekçesiyle; asıl ve birleşen davada tasfiye konusu ... köyü 840, 509, 866, 367, 510 parsel sayılı taşınmazlar ile ... Köyü 361, 362, 369 parsel sayılı taşınmaz ve ... Mahallesi 385 ada 25 ve 28 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen katılma alacağının reddine ilişkin kararın bozma dışı bırakılarak kesinleştiği anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden davacının 01.08.2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, ... köyü 511 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 65.559,00 TL, ... köyü 473 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 22.021,10 TL, ... Köyü 474 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 33.199,75 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 120.779,85 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren (22.09.2023) işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen dava yönünden davacı vekilinin 11.07.2023 tarihli açıklama dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, ... köyü 511 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 3.000,00 TL, ... Köyü 473 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 3.000,00 TL, ... Köyü 474 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklı 1.500,00 TL olmak üzere toplam 7.500,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren (22.09.2023) işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; her iki davanın da aynı taşınmazlara yönelik olduğunu, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, alacak hesaplanan taşınmazların müvekkilinin babası tarafından alınarak bağışlandığını, bağış olduğunun kabul edilmemesi halinde dahi evlilik tarihinden kısa süre sonra işbu taşınmazların alınmasının mümkün olmadığından evlilik öncesi birikimlerin kullanıldığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, birleşen davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, zamanaşımı nedeniyle ret karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyanın bozulduktan sonra usulden ret kararı verilip yeniden açıldığının göz ardı edildiğini, davanın usulden ret kararından sonra 01.09.2020 tarihinde açıldığının kabul edilerek 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini, her iki davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ıslah ve talep artırım dilekçesi reddedilmesine rağmen davalı yararına artırılan miktarlara göre vekâlet ücretinin belirlenmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, ıslah, vekâlet ücreti, kişisel mal savunması ve ispatı ile usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Davalar, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 ncı maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 448 nci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ve devamı maddeleri; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.