Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2626 E. 2024/9399 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemelerin, erkeğin kadına ve ailesine yönelik şiddet eylemleri, iletişim engellemeleri gibi davranışlarının kadının kusurlu davranışlarından daha ağır kusur oluşturacağı gözetilmeden eşit kusur belirlemesi ve bu doğrultuda tazminat taleplerinin reddine ve yetersiz yoksulluk nafakasına hükmetmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1403 E., 2023/1244 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kızıltepe Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/400 E., 2022/198 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 162 nci maddesine dayalı talebinin reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 162 nci maddesine dayalı talebinin reddine ve fer'îlerine karar verilmiştir. Taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelik, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince yukarıda belirtildiği üzere temyiz edilmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmişse de kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin, kadının ailesi ve ortak çocuk ile görüşmesine izin vermediği, kadını telefonla dahi ailesi ile görüştürmediği, fiili birliktelik içerisinde kadına sürekli hakaret ettiği, kadına ve kadının kardeşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise ailesinin evlilik birliğine olan müdahalesine sessiz kaldığı, taraflar arasında yaşanan en ufak bir tartışmada ailesinin evine gittiği ve erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, taraf vekillerince dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılan diğer vakıaların ise ispatlanmadığı, gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Abdulkadir'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Evindar'a geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.