Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2632 E. 2024/2442 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen boşanma hükmünün bazı yönlerine ilişkin temyiz incelemesinde, maddi tazminat ve iştirak nafakasının miktarının azlığı nedeniyle bozma kararı verilen dosyada, bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine, kesinleşen hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği ve maddi tazminat ile iştirak nafakasının miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde belirtilen bozma sebeplerinin bulunmadığı, bozma kararı ile kesinleşen hükümlere ve karşı taraf lehine hak oluşturan hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3037 E., 2024/112 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yeniden iştirak nafakasına ve maddi tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; ekeğin sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, bağırdığını, sürekli şiddet uyguladığını, kötü davrandığını, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli yalan söylediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, eşinden habersiz borsa ve iddia oynadığını, haciz tehdidi ile karşı kalşıya kaldığını, eşinin banka hesabından kendi hesabına para geçirdiğini, gizli işler yaptığını, kredi çektiğini, çantasını dahi yastığın altına koyduğunu, banka kasasında bulunun altınları aldığını, sürekli telefonla sosyal medya ile ilgilendiğini, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, onlarla sosyal faaliyet yapmadığını, muhabbet etmediğini, eşi ile zaman geçirmediğini, soğuk davrandığını, eşi ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, cimri olduğunu, ekonomik baskı yaptığını, maaşını istediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kavgacı davrandığını, eşyalara zarar verdiğini, aşırı kıskançlık gösterdiğini, başka erkeklerle yakıştırdığını, eşinin rızası dışında taraflar arasındaki tartışmayı kayıt altına aldığını, erkeğin ailesinin oğlum gönder gitsin diye kadını istemediğini belirttiklerini, eşini kışkırttığını, tehdit ettiğini, kendine zarar verdiğini, çocuğa tokat attığını, kumbarasından parasını aldığını, kötü davrandığını, nöbetlerde çocuğu da yanında götürmesi konusunda baskı yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasını, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, eş ve çocuğa sürekli şiddet uyguladığını, kazaya sebebiyet verdiğini, eşine sürekli hakaret ettiğini, kötü söyler söylediğini, aşağıldığını beddua ettiğini, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, yemeği yemesin diye çöpe attığını, hard diski sakladığını, yatağını ayırdığını, kadınlık vazifelerini yerine getirmediğini, cimri olduğunu, sinirli ve kavgacı olduğunu, dengesiz davrandığını, iş yerinde disiplin cezaları aldığını, eşiyle ve eviyle ilgilenmediğini, erkeğin annesi 2 kere ameliyat olmasına rağmen geçmiş olsun demediğini, beddua ettiğini, saygısızca davrandığını, hakaret ettiğin,i annesine tokat attığını, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediğini, sürekli sosyal medya ve internette zaman geçirdiğini, giyim sitelerini takip ettiğini, aşırı temizlik takıntısı olduğunu, erkeğe ait eşya ve evrakları çöpe attığını, 8 saat boyunca tuvalete gitmediğini, aşırı kıskançlık gösterdiğini, sürekli eşyalara zarar verdiğini, çocuğu babaya karşı doldurduğunu, çocuğu göstermediğini, telefonda dahi konuşmasını engellediğini, tehdit ettiğini, eşinden habersiz Beyşehir'den Konya'ya tayinini ve adresini aldırdığını, 2018 Temmuz ayında evi terk edip gittiğini, bankada tutulan para ve altınları yanında götürdüğünü, Beyşehir hesabındaki parayı Konya'da kendi üzerine açtığı hesaba aktardığını, sürekli tahrik ettiğini, başkalarıyla kıyasladığını, evliliği sürdürmek istemediğini, eşini istemediğini sürekli söylediğin iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasını, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin12.07.2021 tarih ve 2019/82 Esas, 2021/1093 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinde erkeğin, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, salak, manyak dediği, kadının ailesine hitaben "size de haciz gelebilir" diye söylediği, kadının ailesine "kızınızın yanınızda kalması beni aldattığını ispatlar" dediği, kadının da, erkeğe küfür, hakaret ettiği ve kayınvalidesinin kafasına vurduğu, aşağıladığı, bu kapsamda evlilik birliğinin temelinden çöktüğü, birliğin temelinden çökmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, birliğin devamında ısrar etmekte taraflar açısından ve kamu düzeni yönünden bir yarar kalmadığı, taraflar eşit kusurlu kabul edilmekle tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, ortak çocuğun yaşı, halen anne ile birlikte yaşıyor olması, alıştığı düzenin korunması, anne bakım ve şefkatine olan ihtiyacı ve uzmanının raporu ve ortak çocuğun duruşma beyanı dikkate alındığında velâyetinin annesine verilmesine ve ortak çocukla baba arasında Mahkemece belirlenen günlerde kişisel ilişki tesisine karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile kaldırılmasına karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, tarafların ortak çocuğu ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 10.00'dan, aynı gün saat 17.00'ye, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye, her yıl ağustos ayının birinci günü saat 10.00'dan on beşinci günü 17:00'ye kadar anne evinden alınıp anne evine teslim edilmek üzere baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık aylık 300,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar ile kaldırılmasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen yoksuluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, çocukla kurulan kişisel ilişki yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile müvekkili aleyhine hükmedilen nafakalar ile kişisel ilişkinin süresi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli ve 2021/2049 Esas, 2022/2394 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebep olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, erkek vekilinin, kişisel ilişkiye, kadın vekilinin iştirak nafakası miktarına, maddî-manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile Mahkeme kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine, kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günleri sabah saat 10.00'da teslim alıp, pazar günü akşamı saat 17.00'de teslim etmek, her yıl 1 Temmuz sabah saat 10.00'da teslim alıp 30 Temmuz saat 17.00'de teslim etmek, her yıl dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'da teslim alıp 3. günü saat 17.00'de teslim etmek sureti ile şahsi münasebet tesisine, ortak çocuk için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 02.11.2023 tarih ve 2023/1332 Esas, 2023/5088 Karar sayılı kararı ile; kadın yararına takdir edilen maddî tazminat ile ortak çocuk 11.04.2013 doğumlu ...'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak çocuk için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren olmak üzere aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın takip eden yıllarda her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 150.000,00 TL maddi tazminata kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, kadın için hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği ve maddi tazminat ile iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...