"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/580 E., 2023/711 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içerisinde davalı-davacı adına 6072 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölüm ile ... plakalı aracın satın alındığını, taşınmazın parasının tamamının müvekkili tarafından verildiğini belirterek; taşınmaz ve araç kaydının iptali ile 1/2'sinin müvekkili adına tescili talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili 12.03.2012 tarihli dilekçesinde; davanın konusunun taşınmaz ve aracın 1/2'sine yapılan katkı payı toplamı olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 70.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
3.Davacı-davalı erkek vekili 20.04.2012 tarihli dilekçesinde; talep miktarının taşınmaz yönünden 65.000,00 TL, araç yönünden 5.000,00 TL olduğunu açıklamıştır.
4. Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın boşanma davasından sonra Hazine'den müvekkili tarafından satın alındığını, davalı-davacının arsa alınırken ve taşınmazın kaba inşaatı yapılırken de katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı kendi çalışması ve kardeşininden aldığı yardım ile satın aldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacı-davalı adına iki katlı gecekondu olarak müvekkilinin katkıları ile alındığını, gecekondunu geliştirilmesi, büyütülmesi ve onarımında da müvekkilinin katkısının olduğunu, müvekkilinin davacı-davalıdan daha fazla çalıştığını, evlere temizliğe, ütüye giderek yüksek ücretlerle çalıştığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3.Davalı- davacı kadın vekili 28.05.2019 tarihli dilekçesinde; 20.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin alacağının 231.713,00 TL belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 231.713,00 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.03.2013 tarih ve 2008/196 Esas, 2013/162 Karar sayılı kararı ile, dava dilekçesindeki talebin ayni talep olduğu, dava dilekçesinde "alacak" şeklinde bir talep ileri sürülmediği, tavzih yoluyla talebin açıklanmasının, dava ıslah edilmedikçe talebi terditli hale getirmediği gerekçesiyle; davanın reddine karar karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.07.2014 tarih ve 2013/12566 Esas, 2014/14149 Karar sayılı kararı ile, davacı vekilinin sunduğu 12.03.2012 tarihli dilekçenin davanın ıslahı niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, davacı vekilinin esasen 12.03.2012 tarihli dilekçesiyle iptal ve tescil isteğinde bir bakıma vazgeçmiş olup davasını tamamen ıslah ederek araca ve taşınmaza yapılan ½ oranındaki katkı payı alacağına dönüştürdüğü, bir bakıma isteğini ½ oranı ile sınırlamış ve kendisini bağlamış olduğu, Mahkemece davacı-davalının katkı payı oranı belirlenerek alacağın belirlenmesi gerektiği belirtilerek; davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 28.11.2019 tarih ve 2014/670 Esas, 2019/727 Karar sayılı karar ile, asıl davada tasfiye konusu 6072 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölümün 21.06.2001 tarihinde davalı-davacı adına satın alındığı, taşınmazın dava tarihindeki sürüm değerinin 120.000,00 TL tespit edildiği, tarafların evlililik tarihinden 21.06.2001 tarihine kadar olan gelir toplamı ile tasarruf edebileceği tutarlara göre davacı-davalının 38.040,00 TL katkı payı alacağının hesaplandığı; asıl davada tasfiye konusu ... plakalı aracın 19.09.1996 tarihinde davalı-davacı adına tescil edildiği, aracın dava tarihindeki kasko değerinin 7.250,00 TL tespit edildiği, tarafların elde edilen gelirlerine karşı tasarruf edebilecekleri oranına göre davacı-davalının 2.842,00 TL katkı payı alacağının hesaplandığı; birleşen davada tasfiye konusu 216 ada 2 parsel saylı taşınmazın davacı-davalı adına 12.03.2014 tarihinde satış nedeniyle tescil edildiği, taşınmazın gecekondu olup yapı statüsünden çıkarılması anlamında olduğu, bilirkişilerce kaçak yapı değerinin tespit edildiği, inşaat bitim tarihlerinin 09.11.2000 ve 01.01.1990 olduğu, inşaat ve ince işçiliğin ayrı ayrı hesaplanarak tarafların elde edilen gelirlerine karşı tasarruf edebilecekleri oranına göre davalı-davacının 231.713,03 TL katkı payı alacağı hesaplandığı gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, 6072 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 38.040,00 TL, ... plakalı araç yönünden 2.842,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kabulü ile, 216 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden 231.713,03 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.05.2022 tarih ve 2022/3529 Esas, 2022/5124 Karar sayılı kararı ile, asıl davada Mahkemece, evlenme tarihinden malların edinim tarihine kadar olan gelirleri toplamı üzerinden katkı oranının belirlendiği, aracın edinim tarihinin taşınmazdan daha önce olduğu, aracın edinimine kadar hesaplamada dikkate alınan taraf gelirlerinin, aynı zamanda taşınmaz alımında da hesaplamaya dahil edildiği, tasfiye konusu malların edinim tarihleri ve o tarihe kadarki gelirleri ve aracın taşınmazdan daha önce edinildiği dikkate alınarak her bir mal için ayrı ayrı katkı oranı belirlenmesi gerektiği; birleşen davada tasfiye konusu taşınmazın da davacı-davalı erkek adına 12.03.2014 tarihinde boşanma dava tarihinden sonra tescil edildiği, belediyeden gelen kayıtlara göre, davacı-davalı erkeğin zemin+1 normal katlı yapı inşa etmek suretiyle zilyedi olduğu öncesinde Hazine adına kayıtlı bu taşınmazı boşanma dava tarihinden sonra 01.03.2014 tarihinde yapılan taksitli satış sözleşmesiyl satın aldığı, taşınmaz üzerindeki yapının ise 01.01.2002 tarihinden önce, evlilik birliği içinde taraflarca inşa edildiği, boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafça ödenen bedelin taşınmazın arsa değerine ilişkin olduğu, buna göre yalnızca, evlilik birliği içinde inşa edilen yapı nedeniyle davalı-davacı kadın lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasaya uygun olduğu, asıl davada tasfiye konusu 6072 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki sürüm değerinin 120.000,00 TL olduğu, gelir dönemlerinin bozma ilamında belirtildiği üzere yapılan hesaplamada davacı-davalının katkısının 0,204 TL ve katkı payı alacağını 24.480,00 TL olduğunun tespit edildiği, davalı-davacı tarafın önceki kararı temyiz etmemiş olması sebebiyle davacı-davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, asıl davada tasfiye konusu ... plakalı aracın dava tarihindeki sürüm değerinin 7.250,00 TL olduğu, gelir dönemlerinin bozma ilamında belirtildiği üzere yapılan bilirkişi hesaplamasında davacı-davalının katkısının 0,384 TL ve katkı payı alacağının 2.874,00 TL tespit edildiği, davalı-davacı tarafın önceki kararı temyiz etmemiş olması sebebiyle davacı-davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu; birleşen davada tasfiye konusu 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın zemin katın bina değeri ile ile ilgili arsa değeri çıkartılarak yapılan hesaplamada zemin kat ve birinci katın bina alanının eşit olduğu, zemin katın bina değerinin hesaplanmasında zemin artı 1 inci katın bina değerinden 1 inci katın ince işcilik değerinin yarısının alınması ve tarafların evlilik tarihinden zemin katın inşaatının tamamlandığı tarihe kadar olan gelirleri ile yapılan hesaplama doğrultusunda davalı-davacının katkısının 0,666 TL ve zemin katın dava tarihindeki değeri dikkate alınarak zemin kat yönünden katkı payı alacağının 17.000,15 TL olduğu; tarafların evlilik tarihinden zemin katın inşaatının tamamlandığı tarihe kadar olan gelirleri ile yapılan hesaplama doğrultusunda davalı-davacının katkısının 0,666 TL olduğu, 1 inci katın ince işçiliğinin boşanma davasından sonra yapılmadığı kabul edilerek, 1 inci katın dava tarihindeki değeri dikkate alınarak 1 inci kat yönünden katkı payı alacağının 33.296,16 TL olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, usuli kazanılmış hak gözetilerek, 6072 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 38.040,00 TL, ... plakalı araç yönünden 2.842,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın zemin katı yönünden 17.000,15 TL, 1 inci katı yönünden 33.296,16 TL katkı payı alacağının birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; birleşen davada taşınmazın değerinin hatalı belirlendiğini, piyasa araştırması yapılarak değerin belirlenmesi gerektiğini, taşınmazın arsasını da tarafların birlikte edindiğini, davacı-davalının evlilik birliği içinde zilyet olduğu taşınmazı az bir para ödeyerek adına tescil ettirdiğini, arsa değerinin çok yüksek olduğunu arsa yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğini; asıl davada müvekkili aleyhine yüklenen yargılama giderlerinin çok fazla olduğunu, kabul-ret oranı belirtilmeden karar verildiğini, davacı-davalının dava dilekçesinde alacak talebi olmaması rağmen alacak talebi olduğunu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına itiraz etmemenin kazanılmış hak oluşturmayacağını, davacı-davalının alacağının daha az olması gerektiğini, usuli kazanılmış hak oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiyeye dahil edilecek mallar, katkı payı alacağına konu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, yargılama giderlerinin doğru belirlenip belirlenmediği ile usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Davalar, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrası, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı- davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.