Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2676 E. 2024/9131 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek, davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1464 E., 2023/1547 K.

DAVA TÜRÜ : Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/447 E., 2021/496 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı kadın vekili tarafından lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile tazminatların reddedilen kısımları üzerinden lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gereği düşünüldü:

1.Davalı erkek vekilinin "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı tarafça istinaf edilmemiş, davacının miktarlara yönelik istinaf başvurusu ise Bölge Adliye Mahkemesince tazminatların miktarı yönünden kısmen kabul edilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı "kusur belirlemesi" yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalının, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı bu ytönden temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2.Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında, davacı kadın vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

a. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

b. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir.Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

c.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında kalan, davacı kadın vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

b.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Zeynep'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Selim'e yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.